Munzur Çevre Koruma Derneği yaklaşan Çernobil felaketinin yıl dönümü için ‘Doğayı ve Yaşamı Savunuyor Umudu Büyütüyoruz!’ şiarıyla dün akşam Okmeydanı Şark kahvesindeki Serana Düğün salonunda bir etkinlik gerçekleştirdi.
Etkinlik Ayten Toprak ve Gökhan Zekioğulları’nın yaptığı açılış konuşması ve saygı duruşu ile başladı. Etkinliğe İstanbul İnsan Hakları Derneği Yönetimi, Suruç Dernekler Yönetim Kurulu, Ovacık Kültür Derneği, Ovacık Mercan Yarımkaya Köy Dernekleri Başkanı, Hozatlı’lar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Geyik suyu Köy Derneği, Torutlular Derneği Yönetim Kurulu, Bakır Tepe Çevre Platformu, Hanuşağı Söğütlü ve Topuzlu Köy Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Anadolu Erenler Cemevi yönetimi, Çemişgezek Çevre Köyleri Yönetim Kurulu, Dersim Spor İstanbul Sözcüsü, Havacor Köy Derneği Başkanı, Berkin Elvan’ın ailesi ve Pir Haber Ajansı katıldı. Ayrıca etkinlikte sanatçı Mehmet Ekici, Aynur Haşhaş ve Ümit Taşkıran sahne aldı.
“MİLYON DOLARLIK SANTRALLER DOĞA KATLİAMLARINA YOL AÇIYOR”
Etkinlikte ilk sözü Munzur Çevre Koruma Derneği Başkanı Hatun Esen aldı. Esen Çernobil felaketine ve yapılan nükleer santrallere ilişkin şunları ifade etti:
Çernobilin acıları günümüzde de sürmektedir. Ülkemizi ve dünyayı nükleer santrel çöplüğü olarak görmek istemiyoruz. Çünkü milyon doları bulan bu nükleer santraller doğa ve çevre katliamlarına yol açmaktadır. Kıyılarımız, Ormanlarımız ve yaşam alanlarımız yağmalanıyor. Ve nefes alacak bir alan bizlere bırakılmıyor. Dersim’de yapılmak istenen barajlarla yeni bir 38 katliamı yapıp coğrafyamızı insansızlaştırmak istiyorlar. Coğrafyalar, halklar, renkler, dinler, inançlar birleşirse kazanacağız buna inancım büyüktür.”
“EĞER BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMEZSEK KATLİAMLAR DEVAM EDECEKTİR”
Esen’den sonra söz alan Bakır Tepe Çevre Platformu Sözcüsü Sabahat Yaraşır ise, “Kimi bölgemiz HES’ler ile kimi bölgemiz siyanürlerle ve termik santraller ile mücadele etmektedir. Bugünkü iktidar sadece siyasi katliam yapmakla kalmıyor aynı zamanda çevresel katliamlarda yapmaktadır. Eğer birlik olup mücadele etmezsek bu katliamlara devam edecekler” diye ifade etti.
“NÜKLEER SANTRALLER GELECEK KUŞAKLARI TEHDİT EDİYOR”
Son olarak söz alan Japon çevre aktivisti Takuya Mori, “ Nükleer santraller gelecek kuşakları tehdit ediyor. Hayata bakışımız farklı olsa da hepimiz nükleer santrallere karşı birlikte mücadele edebiliriz. Japonya’daki nükleer santral felaketinin öldürücü gücünü yaşadıktan sonra hiçbir ülkede bir daha nükleer kazası yaşamak istemiyoruz” diye konuştu.
Etkinlik Ümit Taşkıran, Aynur Haşhaş ve Mehmet Ekici’nin Lazca, Kürtçe, Türkçe ve Zazaca söyledikleri türkü ve halaylarla son buldu.
Çernobil kazasında ne yaşandı?
Çernobil faciası, Çernobil felaketi veya Çernobil reaktör kazası ya da Çernobil kazası, 26 Nisan 1986 tarihinde Ukrayna Pripyat şehrinin 14.5 km. kuzeybatısında bulunan Çernobil şehrinde konuşlu olan Çernobil Nükleer Santrali’nde yapılan bir deney esnasında meydana gelen nükleer kaza felaketi. Nükleer Santralde meydana gelen patlama ve yangın sonrasında SSCB ile Avrupa ve Türkiye’ye büyük miktarda radyasyon yayıldığı tespit edilmiştir.
Kaza Uluslararası Nükleer Olay Ölçeğine göre bugüne kadar meydana gelmiş en büyük nükleer kazadır. Çernobil felaketi, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeğinde en yüksek sınıflandırma oranı olan 7 ile ölçeklendirilmiştir. Bu sınıfta ölçeklendirilen yalnızca iki nükleer felaket bulunmaktadır. Bunlardan birisi Çernobil felaketi, diğeri ise 2011 yılında meydana gelen Fukushima Daiichi nükleer felaketidir. Felaket maliyeti ve kayıpları açısından tarihin en kötü iki nükleer felaketinden birisidir. Sonuç olarak 500.000’den fazla işçi nükleer faciaya müdahalede çalışmış ve bu nedenle radyasyona maruz kalmış ve tahmini olarak yapılan masraf ise 18 milyar ruble (18 milyar ABD doları) olmuştur. Meydana gelen kaza esnasında 31 kişi ölmüştür fakat çok büyük bir alana yayılan radyasyon neticesine uzun vadede sonuçlarının daha ağır olduğu değerlendirilmektedir.
İsmet SEFER/İSTANBUL
Haberin Videosu
Yoruma kapalı.