Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde kitlesel bir şekilde 1 Eylül Dünya Barış Gününe ilişkin yapılan açıklamada, engellemelerle barışın önüne geçilemeyeceğine dikkat çekilirken, İdil’de panzerin ezerek yaşamını yitirmesine neden olduğu Miraç Miroğlu hatırlatıldı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesine bağlı Ofis AZC Plaza önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu, HDP bölge milletvekilleri, Tevgera Jinên Azad (TJA), HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Diyarbakır ve Urfa Barış Anneleri, HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe örgütleri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
Polis kitlenin AZC önünde toplanmasına izin vermezken açıklamaya gelenler ayrı ayrı yerlerde kalkanlarla ablukaya alındı. Kitle ablukalara karşı, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “Direne direne kazanacağız” ve “HDP halktır halk burada” sloganlarını attı. Uzun süren bekleyişin ardından AZC Plaza önünde vekiller ve beraberinde bulunanlar açıklama gerçekleştirdi. Kitle adına açıklamayı platformun dönem sözcüsü Süleyman Bozkurt okudu.
Öte yandan Sağlık ve Hizmet Emekçileri Sendikası’ndan (SES) plaza önüne gelmeye çalışan kitle engellenmesi üzerine oturma eylemine geçti.
“7 YAŞINDAKİ ÇOCUK KATLEDİLDİ”
Savaş ve çatışmaların uzun yıllardan beri devam ettiği bir coğrafyanın parçası olduklarını belirten Bozkurt, uzun yıllar boyunca bölgede yaşanan çatışmaların yarattığı acıların en yakın tanıkları olduklarını ifade etti. Ülke halklarının barış ve kardeşliğe olan ihtiyacına rağmen, ülkenin her geçen gün daha fazla savaşın ve şiddetin parçası haline getirildiğine dikkat çeken Bozkurt, “Milliyetçi, ırkçı politikalarla Kürt sorununa çatışma ve şiddete dayalı yaklaşım; siyasi iktidarın müdahaleci dış politikası ve komşu ülkelerimizle bitmeyen gerilimler ülkemizin sürekli bir çatışma ve savaş tehdidi altında olmasına neden olmaktadır. Ülkemizde savaş ve güvenlikçi politikaların uygulanması sonucunda yüzlerce sivil insan yaşamını yitirmiş bu durumlarla ilgili etkin bir soruşturma yürütülmemiş, sorumlular cezalandırılmamıştır. En son Şırnak’ın İdil ilçesinde zırhlı aracın ezmesi sonucu yedi yaşındaki Miraç Miroğlu yaşamını yitirmiştir. İktidarın çözümsüzlüğü derinleştiren savaş politikalarının sonucu daha fazla ölüm ve gözyaşı olmaktadır” dedi.
“DEMOKRATİK BİR YAŞAMI SAĞLAYACAĞIMIZA İNANIYORUZ”
Bozkurt son olarak, “Bizler Emek ve Demokrasi güçleri olarak barış mücadelesinin en çok da yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde yükseltilmesini ve süreklileştirilmesini, bu amaçla da atılacak her adımda birlikte ortak, güçlü örgütlü ve kararlı bir mücadele verilerek yarına özgür, eşit, demokratik bir yaşamı sağlayacağımıza inanıyoruz. Tüm insanlığın barış ve kardeşlik içinde yaşaması dileğiyle hepinizin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutluyoruz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
TMMOB Diyarbakır Şube Sözcüsü Doğan Hatun, yerine kayyım atanan ve cezaevinde tutulan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın 1 Eylül mesajını okudu.
“ARTIK YETER DİYORUZ”
Ardından konuşan Barış Annesi Nafiye Yiğit her daim barış istediklerini, barış ellerinin sürekli geri çevrildiğini söyledi. Bugün barış için burada olduklarına kaydeden Yiğit, “Barış için buraya geldik ama etrafımıza bakın ablukaya alınmışız. Barış sözü olduğunda onlara çok zor geliyor. Çocuklarımız katledilse de cezaevlerinde olsa da barış çağrısı yaptık yapmaya devam edeceğiz. Yaşadığımız sürece barışa çağrıda bulunuyoruz. Ayrıca tecrit kırılmayana kadar barış gelmez gelmez gelmez. Artık yeter diyoruz” dedi.
“ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ”
Son olarak konuşan Saruhan Oluç ise şöyle dedi:
“Bugün bu saatlerde istasyonda barış mitingimizi yapacaktık ama hukuksuz ve keyfi bir şekilde ülkedeki demokrasi düşmanlığı ve Kürt halkına odaklı düşmanlığı olan İçişleri Bakanlığı ve ona bağlı bulunan iktidar tarafından miting yasaklandı. Burada basın açıklamasını yaparak keyfi tutumunu protesto etmek isteyenler engellendi. Partimiz abluka altına alındı, ilçelerden gelenler engellendi. Abluka altında açıklama yapmak zorunda kaldık. Bunu asla kabul etmiyoruz. Diyarbakır’a, atanmış İçişleri Bakanlığı yardımcısı ve Aile ve Sosyal bakanlığı gelip bizim il binamızın önünde açıklama yapabiliyor. Bize bugün engel çıkaranlar, bir araya gelmemize izin vermeyenler neden onlara da engel olmuyor? Onlar atanmış ise bizlerde milyonlarca halkın sesi ve sözüyüz. Asla susmayız boyun eğmeyiz ve baş eğmeyiz.
“KÜRT ÇOCUKLARINA YÖNELİK DÜŞMANLIĞI KABUL ETMİYORUZ”
Dün İdil’de yedi yaşında bir çocuk panzerin altında katledildi. Son beş yılda Kürt coğrafyasında panzerlerin altında katledilen onlarca çocuk var neden bunu yapanlar cezalandırılmıyor. Çünkü cezasızlık politikası var cesaretlendiriliyor. Kürt çocuklarına dönük bu düşmanlığı asla kabul etmiyoruz. Mutlaka ama mutlaka yaptıklarının hesabını hukuk önünde verecektir.”
Açıklama konuşmaların ardından sona erdi.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.