PİRHA- Avrupa Arap Alevileri Federasyonu Başkan Yardımcısı Nihat Nalça Diyanet politikalarını eleştirerek ‘’Diyanet bir tek mezhebe hizmet ediyor. Müslüman Hanefi mezhebine. Camiler kuruyor, imamların parasını ödüyor, ama Alevilere ne bir cemevi kuruyorlar, ne de masraflarını karşılıyorlar. Bırakın ibadetini bile yapamıyor. Böyle Diyanet olmaz. Bütün halklardan toplanan vergilerin bir kesime kullanılması kul hakkı yemek değil mi? Bu da İslama terstir’’ dedi.
PİRHA’ya değerlendirmelerde bulunan Avrupa Arap Alevileri Federasyonu Başkan Yardımcısı Nihat Nalça, federasyon bünyesinde Avrupa’da 23’ün üzerinde dernekleri olduğunu belirterek, bu rakamın giderek büyüdüğünü kaydetti. Federasyon olarak kültürel ve inançsal bazda faaliyetler yürüttüklerini ifade eden Nalça, inançları ve kültürel değerleri gençlere iletmek sorumluluğunu taşıdıklarını söyledi. Nalça, “Tabii burada dilden de bahsediyorum. Çünkü Türkiye’deki bütün diğer diller asimilasyonun etkisindedir’’ şeklinde konuştu.
“İNSANLAR ARAP KİMLİĞİNDEN DEĞİL ALEVİ KİMLİĞİ NEDENİYLE KATLEDİLİYOR”
Arap Alevileri üzerinde yütütülen asimilasyon politikalarına da değinen Nalça, ‘’Suriye’de yapılan kıyımları, oradaki Arap Alevilere yapılan kıyımları görüyoruz. Arap kimliğine değil Alevi kimliğine bakılarak katlediliyor bu insanlar. Sırf Hatay’da yarım milyon mülteci var.
Arap Alevilerin en yoğun yaşadığı Hatay, Ortadoğu’nun İstanbul’dan sonraki en büyük şehri idi. Şimdi ticaret durmuş durumda. İşsizlik arttı, halk perişan durumda. Adana ve Mersin’de de yaşayan Arap Aleviler var. Kendi kültürlerini, dillerini öğrenemiyorlar. Bu kültürel bir kıyımdır. Bir yoketme, asimilasyon politikasıdır. Herkesin kendi kültürünü öğrenme hakkı vardır. Biz elbette çocuklar Türkçe öğrenmesin demiyoruz ama kendi dillerini kültürlerini de öğrensinler. Bugünkü rejimde bu mümkün değildir’’ diye konuştu.
“OTURMA ODASINA, YATAK ODASINA GİREN DEVLET REJİMİ OLAMAZ”
Referandum sürecine de değinen Nalça, her şeyden önce ileriye gitmek istediklerini, geriye gitmek istemediklerini söyledi. ‘’İnsanların barış içinde birarada yaşamasını istiyorsak görüşlerine saygı göstermek lazım’’ diyen Nalça, ‘’Oturma odasına, yatak odasına giren bir devlet rejimi olamaz. İnsanların giyiminden, inancına, davranışlarına kadar karışan bir devlet sistemi olamaz. İnsanlar fikirlerini özgür bir şekilde söylemeleri lazım’’ dedi.
Referanum sonrası kurulmak istenen sistemin Türkiye insanı için hayırlı olmayacağına vurgu yapan Nalça şunları belirtti:
‘’Tek kişinin karar verdiği hiç bir şey sağlıklı olmaz. Hakimleri, savcıları, milletvekillerini değiştirecek bir yetki alanı olacak. Meclisi fes edecek. Bunu da yenilemek olarak lanse ediyorlar. Mesela bir savcı cumhurbaşkanı hakkında bir suç duyurusunda bulunmak isterse, bunu nasıl yapacak bu şartlarda’’
Diyanet politikalarını da eleştiren Nalça, ‘’Türkiye’deki vergiler orada yaşayan bütün halklardan toplanan vergiler Diyanet’e veriliyor. Diyanet bir tek mezhebe hizmet ediyor. Müslüman Hanefi mezhebine. Camiler kuruyor, imamların parasını ödüyor, ama Alevilere ne bir cemevi kuruyorlar, ne de masraflarını karşılıyorlar. Bırakın ibadetini bile yapamıyor. Böyle Diyanet olmaz. Bütün halklarda toplanan vergilerin bir kesime kullanılması kul hakkı yemek değil mi? Bu da İslama terstir’’ şeklinde konuştu.
Bütün halkların barış ve kardeşlik içerisinde yaşaması gerektiğini kaydeden Nalça, tek kişilik rejime karşı olduklarını, insanların kardeşliği, barışın sağlanması, çocukların, kültürlerinin geleceği için hayır, dediklerini aktardı.
Elif SONZAMANCI
Yoruma kapalı.