Alevi Haber Ajansi

DİB forumu yapıldı: Dipten gelen bir dalgaya ihtiyaç var-VİDEO

PİRHA – Demokrasi İçin Birlik (DİB), İstanbul Şişli Kent Kültür Merkezi’nde “Demokrasi için bir aradayız yılmayacağız” şiarıyla forum düzenledi. Forumda Türkiye’nin içerisinde bulunduğu koşullar değerlendirilerek mücadele yollarının çoğaltılması gerektiği vurgulandı.

Haberin Videosu

Demokrasi İçin Birlik “Demokrasi için bir aradayız yılmayacağız” şiarıyla İstanbul’da forum gerçekleştirdi. Çeşitli muhalif kurum temsilcileri, KHK ile kapatılan TV10’un Yönetim Kurulu Üyesi Veli Büyükşahin’in yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Forumda OHAL, KHK’ler, referandum ve anayasa konuları tartışıldı.

“DİB AYNI HEDEFE YÜRÜYEN İNSANLARI BİR ARAYA GETİRDİ”

Demokrasi İçin Birlik’in neyi amaçladığını anlatan CHP’in eski Milletvekili Melda Onur, Demokrasi İçin Birlik’in herkesi kapsamadığı yönündeki eleştirilere yönelik herkesi Taksim dayanışmasının ilk zamanlarını hatırlamaya davet etti. Onur, DİB’in kiminin uzaktan baktığı, kiminin yakınından geçtiği,, kiminin zayıf bulduğu ve herkesi kapsamadığını düşündüğü DİB’in Hayır Meclislerini oluşturduğunu ifade etti. Onur, DİB’in el ele kol kola yürümek isteyen öyle olmasa bile aynı hedefe doğru yürüyen insanlar için demokratik kitlelere zemin hazırlayacak bir ortam olduğunu belirtti.

“DİB, BİR ZEMİNDİR” 

Geçtiğimiz dönemde DİB’in OHAL, KHK’ler ve referandum için çalıştıklarını söyleyen Onur, “Birliktelik nasıl ki Gezide gerçekleri açığa çıkardıysa bu sefer de seçimlerde hırsızlıkları açığa çıkardı. DİB bir zemindir. Bu zeminden bugün hayır meclisleri çıkar, belki önümüzdeki günlerde demokrasi meclisleri çıkar. Herkese açıktır” dedi.

“BARIŞ KELİMESİ ARTIK TERÖRİZM İLE EŞ TUTULUYOR”

Onur’un ardından konuşan Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, otoriterlikten faşizme doğru yürüyen iktidarın yürüyüşünün OHAL’in ardından yeni bir evreye girdiğini ve demokrasi maskesini ortadan kaldırdığını vurguladı.

OHAL ile meclisin bütün yetkilerinin yürütmeye devredildiğini, siyasi partilerin görüşlerini söyleyemez olduğunu, eş başkanların, milletvekillerinin içeride olduğunu söyleyen Türmen, ana muhalefet partisinin üzerinde de baskılar olduğunu, insan hakları ihlallerinin arttığını belirtti.

OHAL’in ortaya koyduğu hukuksuzlukların arttığını ve OHAL kararnameleriyle yapılanların da hukuka aykırı olduğunu dile getiren Türmen, şunları ifade etti:

“Hukuk tamamen rafa kaldırılmıştır. Barış Türkiye’de artık terörizm ile eş tutulan bir kelime haline gelmiştir. Osman Kavala’nın da cezaevine konması sivil topluma bir gözdağı vermiştir. Demokrasiye yönelen tehdit yeni bir boyut kazanmıştır. Baskıya, tahakküme karşı direniş bir yükümlülüktür. Direniş sadece demokrasi için değil aynı zamanda insanı insan yapan değerlerin korunması içindir. Mecliste siyaset yapma olanağı artık yoktur. Siyasetin meclis dışına taşınması gereklidir. Kamusal alanda siyaset yapmak gerekir.”

“BİR KURUCU MECLİS OLUŞTURULMALI”

Türmen’in ardından konuşan Köz Gazetesi temsilcisi Ali Öztürk, herkes parlamentonun çalışmadığına mutabıksa bütün kesimlerin katılabileceği bir kurucu meclisin oluşturulması gerektiğini belirtti.

Önce Demokrasi temsilcisi Sevil  Kazanılmış da hakların geri alınabileceği bir anayasa taslağına ihtiyaç olduğunu ve bunun için çalıştıklarını vurguladı.

“DİB’TEN GELEN BİR DALGAYA İHTİYAÇ VAR”

Eski Vekil Hasip Kaplan ise önce “demokrasi için neden bir araya gelemiyoruz?” sorusunun üzerinde durulması gerektiğini kaydederek “Kürt sorununda nasıl duracağız. Rakka’da IŞİD’in yanında mı duracağız, zafere koşan kadın gerillaların mı? OHAL ile meclis susturulmuşken, bitmişken biz ne yapacağız?” sorularını dile getirdi. Bütün bunlar için DİB’den gelen bir dalgaya ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kaplan, basına yönelik baskılara da değindi.

“SOMUT ZEMİNLER OLUŞTURULMALI”

Ardından söz alan HDP Eş Sözcüsü Ayhan Bilgen, toplumun kendi içinde yaşadığı sağ otoriter yönelimlere teslim olmamak gerektiğini vurgulayarak mücadele için somut zeminler oluşturmak gerektiğini kaydetti.

“İKTİDAR ZORA DAYANARAK VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR”

Bilgen’in ardından konuşan DİSK Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Seyit Aslan, direnişte olan şişe cam işçilerini selamlayarak kendi geleceği için kendi belediye başkanlarını istifaya zorlayan bir iktidar karşısında nasıl bir yol izleneceğinin ortaya konması gerektiğini ifade etti. İktidarın zora dayanarak varlığını sürdürdüğünü kaydeden Aslan, işçilerde, emekçilerde muhalif olan herkeste bir arayış olduğunu belirtti.

“DİB’E ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”

Aslan’ın ardından konuşan SYKP Eş Başkanı Sibel Hekimoğlu, başarısızlığın en temel nedeninin muhalefetin parçalı duruşu olduğunu belirterek “Eğer DİB gibi bir oluşumda bütün kesimlere hitap edemiyorsak başarmamız çok zor. O nedenle DİB’e çok önemli görevler düşüyor” dedi.

“HER ŞEYE RAĞMEN DAHA KALABALIK VE DAHA GÜÇLÜYÜZ”

CHP PM Üyesi Müslüm Sarı da, Türkiye’nin aslında yeni hikayesini aradığını ve ikiye bölünmüş durumda olduğunu ifade etti. Bir tarafta siyasal İslamı savunanlar ve onun karşısında seküler yaşamı savunanlar, bir tarafta savaşı savunanlar ve onun karşısında barışı savunanlar olduğunu vurgulayan Sarı, yeni hikayenin seküler hayattan yana olanlar, barıştan yana olanların olduğunu ve iktidarın bütün olanaklarıyla birlikte muhalefetin üstüne gelmesine rağmen daha kalabalık ve daha güçlü olduklarını söyledi.

“MÜFTÜLÜK YASASI KADINLAR İÇİN HÜKÜMSÜZDÜR”

Ardından Halkevci Kadınlar adına konuşan Çağla Akdere, geçtiğimiz gün meclisten geçen müftülüklere nikah kıyma yetkisi veren yasa tasarısına değinerek bu yasanın kadınlar için hükümsüz olduğunu kaydetti.

“MUHALİF KESİMLERİN TEMİZLENMESİ HIZ KESMİYOR”

Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu, Türkiye’de çevre yağması, doğa talanı ve muhaliflerin temizlenmesi gibi konuların hiç hız kesmeden devam ettiğini belirterek iktidarın Yeni Türkiye inşasının 2015’te Güneydoğu’da başlayan özel güvenlikli bölgeler, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ve eğitim sisteminin daha da kötüleştirilmesiyle hayata geçirilmeye çalışıldığına vurgu yaptı.

“HALA BİR %50’Yİ SUSTURABİLMİŞ DEĞİLLER”

Kaboğlu’nun ardından konuşan EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan da yaşanan sorunların temelinde ülkenin nasıl bir siyasal rejimle yönetileceğinin yattığını ifade ederek yasamanın, yürütmenin ve yargının işlevlerinin yok edilmesinin yeni bir rejim inşası yaratılmaya çalışıldığının göstergesi olduğuna dikkat çekti. İktidarın toplumu ikiye bölmesinin mücadele için bir dayanak olduğunu söyleyen Gürkan, “Hala bir %50’yi susturabilmiş değiller” dedi.

“BUNDAN SONRAKİ YÜRÜYÜŞÜMÜZ TÜM İŞÇİ SINIFI ADINA OLACAK”

Gürkan’ın ardından günlerdir direnişte olan şişe cam işçileri adına söz alan şişe cam işçisi, sendikalarının onları oyaladığını vurgulayarak işe iadelerini alamazlarsa bundan sonraki yürüyüşlerinin tüm işçi sınıfı adına olacağını kaydetti.

“ALEVİLER EŞİT YURTTAŞLIK HAKLARINI ALAMIYOR”

Alevi Düşünce Ocağı adına konuşan Doğan Bermek de Alevilerin bu ülkede eşit yurttaşlık haklarını alamadıklarını belirterek ülkede hak ve adalet adına yapılan bütün etkinliklere destek verdiklerini ve vermeye devam ettiklerini kaydetti. (HABER MERKEZİ)

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak