PİRHA- Doğanın dokunulmadan ne kadarda cömert olduğunun güzel örneklerinden biri de Dereova Şelalasi. Gelin Pınarı olarak da bilinen Dereova Şelalesi, yazın sıcağından, şehrin gürültüsünden kurtulmak isteyenler için bulunmaz bir yer.
Doğanın rant uğruna talan edildiği, suyun ticarileştirilerek satın alınır hale getirildiği, ormanların yok edildiği günümüzde, suyun sesini, toprağın kokusunu duyumsamak neredeyse imkansız hale geldi.
Dersim coğrafyasında ise kendini koruyabilmiş alanlar mevcut. Bu yerlerden biri de Dereova Şelalasi.
Gelin Pınarı olarak da bilinen Dereova Şelalesi, Dersim merkeze 46 kilometre, Nazimiye ilçe merkezine ise 13 kilometre uzaklıkta bulunan Dereova Köyü’ndedir.
Şelale yaz aylarında etrafına serinlik katarken, kış aylarında ise şelale sularından oluşan sarkıt ve dikitler, bir buzul tabakası meydana getirerek görsel şölen sunuyor.
Kayalardan aşağıya ince ince akan suların bir de halk arasında hikayesi var.
Efsaneye göre; bu yörede yaşayan ailelerden birinin oğlu ile kızı evlendirilir. Yeni gelin, yöre adetlerine göre belli bir süre evde kaldıktan sonra, bir gün kaynanası kendisine:
-Hadi gelinim. Su bakracı al. Sağım yerine getirilen hayvanları sağ ve sütü al getir, der.
Gelin bakracı alır. Köyün diğer genç kızları, gelinleri gibi oda sağım yerine gelir ve kendine ait bütün sütlü hayvanları sağar, bakracını sütle doldurur. Ancak en son sağdığı kara keçi birden ayağını vurur. Süt dolu bakracı devirir, süt akar, gider.
Gelin birden şaşırır, çok üzülür. Ağlamaya başlar. “Daha yeni gelinim. Bana elinden iş gelmez, beceriksiz gelin diyecekler. Benimle alay edecekler diye sızlanır ve bir yandan da kara keçiye söylenir.
O sırada gelinin geciktiğini gören kaynana, yüksekçe bir yere çıkarak, acele gelmesi için gelinine seslenir. Gelin mahcup ve üzgün bir şekilde, önündeki boş bakracı, boş götürmektense, yanındaki pınardan su ile doldurur ve ağzına da bir bez kapatarak getirip sepetin altına koyar.
Bir müddet sonra sütü kaynatıp, mayalamak için, bulunduğu yerden almaya gelen kaynana, bezi kaldırdığında, bakracın içindeki su, süt olmuştur. Bir kenarda durarak olanları üzüntü ile seyreden gelin, kendisini mahcup etmediği için Hakk’a şükranlarını sunar.
O gün bugündür, bu pınardan akan su koyunlar sağılmaya başlandığında, süt renginde akar. Koyunların sütü kesilince de, tekrar rengine döner.
Diren KESER- Cihan BERK/DERSİM
Yoruma kapalı.