PİRHA – Dersim Halvori bölgesinde yaşanan orman yangınını söndürmeye çalışan yurttaşlar, “Gidecek başka yerimiz yok. Annemizin, babamızın, ninemizin mezarları burada” dedi.
Dersim’de bir haftadır orman yangınları devam ediyor. Dersim’de son dönemlerde yaşanan askeri operasyonlarda helikopterler tarafından bombalanan bölgelerde çıkan ve giderek yayılan orman yangınları bölgede birçok hayvanın ölmesine, doğanın yok edilmesine sebep oldu. Halvori bölgesinde çıkan yangını söndürmeye çalışan yurttaşlar PİRHA’ya konuştu.
“HDP’Lİ VEKİLLER DEVREYE GİRDİ”
Helikopterlerin bombalaması sonucu yangının çıktığını belirten Halvori Köyü’nden bir yurttaş, “Bizler yangını söndürdük ama bazı kökler hala yanıyor. Bir haftadır yangın devam ediyor. Söndürülmeseydi komple yanardı. Yangına müdahale ederken bize de havanla ateş açıldı. HDP’li vekiller devreye girmeseydi bizi de orada vurabilirlerdi” dedi.
“DOĞAMIZ TELEF OLMUŞ”
Halvori Köyü’nde yaşayan ve yangına müdahalede bulunan Yadigar Ağlar ise gidecek başka yerlerinin olmadığını belirterek, “Sizin belki olabilir, imkanınız vardır. Uçağa binip gidebilirsiniz ama biz buradayız. Bizim dedemiz, babamız, nenemiz burada ölmüş; mezarımız, ağacımız, komşumuz burada. Nereye gidersek gidelim yine buraya geleceğiz. Biz buradayız, gitmeyiz. Biz insanız, yaşamak için kendi dışımızdaki bütün varlıkları ve canlıları da yaşatmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Yaşadıklarını bir Türk filmi sahnesine benzeten Ağlar, ” Zamansız müdahaleler, tipik bir Türk filmi gibi her şey olur biter insanlar birbirini vurur, bir bakarsın polis siren çalar oraya yetişmiş, bir bakarsın herkes ölmüş. Bizimkisi de o mesele olmuş. Biz burada ölmüşüz, dağlarımız yanmış bitmiş. Geyikler orada bir tarafta ölmüş bitmiş, börtü böcek gitmiş, doğamız telef olmuş” dedi.
“BUNU ALLAH YAPMADI,İYİLİĞİ SEVMEYENLER YAPTI”
Arıcılık yaptıklarını dile getiren Ağlar, şunları belirtti:
“Nasıl yaşamımızı sürdüreceğiz. Hayvancılık yapıyoruz nasıl yaşamımızı sürdüreceğiz. O hep zehir. 80-90 yaşındaki ağaçlarım kurudu, her sene de kuruyor. Benim köyümde bugüne kadar öyle bir vaka yokken bu 10 yıl içinde bütün herkes kanserden ölüyor. Dağdaki çeşme suyunda kanser olduğu tespit edildi ama hiçbir çalışma yapılmıyor. Bu kanser nereden geliyor? Bu etrafa atılan bombalar, kimyasallar insanlar üzerine yayılmıyor mu? Ben otumu, meyvemi, ağacımı ve ineğimi o suyla sulamıyor muyum. Oradan gelen meyveyi yemiyor muyum? O da bana zehir olarak geliyor ve ben ondan sonra üç gün sonra hayatımı kaybediyorum. Bu Allah’ın bana verdiği bir şey değil, bu gerçekten iyiliği sevmeyenler tarafından yaratılmış bir şeydir. Ben başka bir şey demiyorum. Gerçekten sahipsizdik. Gitmeyin dediler, bırakmıyorlar diyorlar. Biz dokuz kişi gittik oraya. Önümüze bir havan attılar, sonra biraz daha gittik bir daha attılar velhasıl çaba harcadık. Yüz kişi olsaydık hiç bir şey olmazdı. Dersim’de 40 tane dernek var her biri 3 kişi getirse 120 kişi yapar. Bugün bedel ödemiyorsan ne zaman ödeyeceksin.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.