PİRHA- 19. Munzur Doğa ve Kültür Festivali’nin son gününde Seyit Rıza Meydanı’nda açıklama yapan Dersim Kadın Platformu, “Eşitsizliğin, şiddetin, sömürünün, ayrımcılığın olmadığı, kadınların özgürce yaşamlarını sürdürdüğü bir gelecek mümkün! Bu gelecek kadınların örgütlü ellerinin üzerinden yükselecektir. Biliyoruz ki; Mücadele kadınları birleştirir, kadınlar dünyayı özgürleştirir” dedi.
19’ncu Munzur Doğa ve Kültür Festivali kapsamında Dersim Kadın Platformu son dönemde artarak süren kadın katliamları, cinsel taciz ve saldırılara ilişkin ‘Mücadele kadınları bireştirir, kadınlar dünyayı özgürleştirir’ şiarıyla Seyit Rıza Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz, HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, platform üyeleri ve çok sayıda kadın katıldı. Açıklamayı Dersim Kadın Platformu adına Fatoş Taşkale okudu.
“OTTOWA SÖZLEŞMESİNİN HÜKÜMLERİ YERİNE GETİRİLSİN”
Festivalin Nupelda ve Ayaz nezdinde katledilen tüm çocuklara ve kadınlara adandığını hatırlatan Taşkale, Nupelda ve Ayaz’ın yaşamını yitirmesinin bölgede sürdürülen savaş politikalarının bir sonucu olduğunu söyledi. Fatoş, “Dersim, resmi rakamlara göre sınır illeri hariç en fazla mayının bulunduğu ildir. Daha fazla ölüm ve acı yaşamamak için, ülkemizin de taraf olduğu anti-personel mayınların imhasına dair Ottowa Sözleşmesi hükümleri yerine getirilerek, ilgili alanlar tekrar taranmalı ve anti-personel mayınları imha edilmeli, gerek sözleşmeden ve gerekse hukukumuzdan kaynaklı gerekli tedbirler alınmalıdır. 38’den 90 lara; 90 lardan günümüze bölgede yürütülen savaş politikalarının en ağır bedelini, hayatlarımızla ödemeyi reddediyoruz . Bu politikaların yıkıcılığı sadece bedenlerimiz üzerinden olmuyor, bedenlerimiz ile beraber yaşam alanlarımız da tahrip oluyor, yok ediliyor. Her yaz şehrimizde çıkan orman yangınları, yaşam alanlarımızla beraber bu alanlarda yaşayan canlı türlerini de yok etmektedir. Yaşamlarımız, yaşam alanlarımız ve tüm canlılar için barış istiyoruz . Çünkü bizler biliyoruz ki eşitsizliğin, şiddetin, sömürünün, ayrımcılığın olmadığı, kadınların özgürce ve barış içinde yaşamlarını sürdürdüğü bir gelecek mümkün” diye belirtti.
TACİZ, TECAVÜZ VE KADIN KATLİAMLARINA TEPKİ
Kadınların büyük mücadeleler ve emeklerle elde ettiği yasal düzenlemelerin büyük bir keyfiyetle askıya alındığını kaydeden Fatoş, en temel medeni hakların tartışıldığını ifade etti. Taşkale, “Yaşamlarımızı ve bedenimizi sürekli denetim altında tutarak eril zihniyetlerinde tahayyül ettikleri geleceği yeniden üretmemizi istiyorlar. Kadınlar lehine imzalanan ulusal ve uluslararası sözleşmelere uyulmadığı gibi, cezasızlık ve haksız tahrik indirimi gibi cezai uygulamalar, kadına yönelik her türlü şiddet taciz tecavüzde erkek egemen zihniyeti güçlendiriyor, teşvik ediyor ve koruyor Bu koruma ve yasasızlık her gün karşımıza yeni bir taciz, tecavüz ve kadın katliamı olarak çıkıyor. Son günlerde sosyal medya ve basında yer alan haberlerde, Munzur Üniversitesi’nde görevli bir memur hakkında, kamu görevlilerinin öğrenciler ile not, para vb. şeyler karşılığında yakınlaşmasına aracılık ettiğine dair ciddi iddialar bulunmaktadır. Binlerce genç kadınımızın, çocuğumuzun okuduğu üniversitede bu şahsın halen görevine devam etmesi tezattır. Üniversite yönetimini soruşturmanın bütün yönlerini kamuoyuyla paylaşmaya çağırıyoruz” dedi.
“SÖMÜRÜLMEYİ REDDEDİYORUZ”
İktidarın tüm araçlarıyla kadınların ev içi ve ev dışı emeğini, aile dışındaki toplumsal ve siyasal etkinliklerini, var olma mücadelelerini değersizleştirdiğini dile getiren Taşkale, “Kadınların hayatları üzerindeki kontrolünü zayıflatmaya çalışıyor. Esnek, kuralsız, güvencesiz, kayıt dışı ve düşük ücretlerle sömürülmeye, ekonomik krizle birlikte daha fazla yoksullaşmaya, çalışma yaşamının ayrılmaz parçası haline getirilmiş durumda. Baskı, şiddet ve mobinge, kreşleri kapatıp kadınlara yüklenmeye çalışılan bakım hizmetleri nedeniyle ücretli işlerde çalışmamızı engelleyen politikalara karşı durmaya, ev içerisinde görünmez kılınıp değersizleştirilen emeğimize sahip çıkarak mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.. İlimizde çeşitli teşviklerle açılan ve açılırken kadın işçilerle çalıştırılacağı yönünden çokça reklamı yapılan ve de çeşitli yayın organlarında ‘başarı öyküsü’ denilerek sunulan iki tekstil atölyesi, bugün Dersimli kadınlar için bir sömürü cehennemi durumuna gelmiştir. Ünlü markalarla çalışan atölyeler zaman zaman kadınlara fazla mesai yaptırmalarına rağmen bırakın fazla mesai ödemelerini ,bazen kadınlara aylarca maaş ödememektedirler. Emeğimizin böylesine yok sayılmasını, sömürülmeyi reddediyoruz” ifadelerini kullandı.
Taşkale, son olarak şunları kaydetti: “Mücadelemiz; yaşamın her alanında eşitliğin inşa edilmesi, eşitliğin kalıcı hale gelmesi ve kadınların şiddetten, yoksulluktan, işsizlikten, güvencesizlikten uzak hayatlar kurabilmesi için tüm devlet olanaklarının seferber edileceği toplumsal düzen içindir. Eşitsizliğin, şiddetin, sömürünün, ayrımcılığın olmadığı, kadınların özgürce yaşamlarını sürdürdüğü bir gelecek mümkün! Bu gelecek kadınların örgütlü ellerinin üzerinden yükselecektir. Biliyoruz ki; Mücadele kadınları birleştirir, kadınlar dünyayı özgürleştirir.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.