PİRHA – Dersim Gazetesi’nin Mayıs/Haziran 77. Sayısı “Endî Beso Bay Başkan” manşetiyle çıktı. Birinci sayfasında Sefer Selvi’nin “Yeni dönemde daha çok özgürlük, daha çok demokrasi” karikatürüne yer ver Dersim gazetesi’nde “Basın yayın, Abdülhamid devrini arar oldu Bay Başkan!” ifadelerine de yer verildi.
Dersim Gazetesi’nin Mayıs/Haziran 77. Sayısı “Endî Beso Bay Başkan” manşetiyle çıktı. Birinci sayfasında Sefer Selvi’nin Erdoğan’ın miting meydanlarındaki vaatlerine atıfta bulunularak “Yeni dönemde daha çok özgürlük, daha çok demokrasi” karikatürüne yer veren Dersim Gazetesi “Yeter Artık Bay Başkan” anlamına gelen Kirmanckî “Endî Beso Bay Başkan” denildi.
“NİSA SURESİ ADALETLE HÜKMETMENİZİ EMREDER”
Dersim Gazetesi’nin baş sayfasında yer alan yazının tamamı şöyle:
“Şiir okuyup cezaevine girdiğiniz günden bu güne hayatınızda çok şey değişti. Müslüman demokrat olarak devir aldığınız iktidar koltuğuna, otoriter bir başkan olarak oturmaya başladınız. Nisâ suresi ‘insanlara hükmettiğiniz zaman, adaletle hükmetmenizi emreder.’ Dindar bir Müslüman olarak lütfen bu sureyi hatırlayınız.
Zaman durağan değildir Bay Başkan, insanlar değişir elbet. Ama ahlak, adalet ve toplumsal ilkeler, zamanla sınandıkları için çoğunlukla statiktir, pek değişmezler. Ahlak ve adaleti sağlayan değerler bütünü, toplumlar ve devletler tarafından ortak kabul görürler.
İnsanlık tarihinin en kıymetli coğrafyasında yaşadığımızı, bu toprakların bin bir çiçekli halklar bahçesi olduğunu elbette biliyorsunuz. Ama OHAL kararnameleriyle yönetildiğimizden beri, farklı kültür ve inançlara karşı anti demokratik uygulamalar başladı.
“BASIN YAYIN ABDÜLHAMİD DÖNEMİNİ ARAR OLDU”
Basın yayın organları iktidarınız hegemonyası altında tarafgir bir yayın faaliyeti sürdürüyor. Farklı ses ve fikirlere karşı tahammülsüzlük baş gösterdi. Basın yayın, Abdülhamid devrini arar oldu Bay Başkan!
Büyük umutlar vaat ederek iktidara geldiniz. Sizden önceki iktidarların despot olduğunu söyleyip, insanları mağdur olduğunuza ikna edip, iktidar koltuğuna oturdunuz. Kürtler, Romanlar, Aleviler gibi halklara ve topluluklara dair sorunları “biz çözeriz” deyip, çözmeden ortada bıraktınız.
“ÜLKE YAŞANMAZ HALE GELDİ BAY BAŞKAN”
Türkiye ekonomik ve siyasal çalkantılarla yaşanmaz hale geldi Bay Başkan!
İşçilere, emekçilere batı standartlarında bir yaşam vaat ettiniz. Ama ne yüzümüzü döneceğimiz batı ne de yüzümüzü döneceğimiz bir doğu kaldı. İktidara geldiğinizde komşularla sıfır problem anlayışınızdan eser kalmadı maalesef.
Kürtlerin hak ve adalet taleplerini çözmek için ‘çözüm süreçleri’ başlattınız ama barış için oturduğunuz masadan kalkarak yeni bir şiddet ortamına geri döndünüz.
“DERSİM’E SEFER OLUR, ZAFER OLMAZ BAY BAŞKAN”
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olan kentler uçaklarımız tarafından bombalandı.
Taybet İnan örneğinde olduğu gibi sivil insanların cesetleri günlerce sokaklarda kaldı.
Diyarbakır’ın Sur ilçesi başta olmak üzere, bölgede yüzbinlerce insan yerlerinden göçertildi.
Dersim’e sayısız askeri harekat yapan komutanlardan biri “Dersim’e sefer olur, zafer olmaz’’ demişti Bay Başkan!
Kürtlerin hak ve adalet arayışlarına şiddetle karşılık vermek meselenin kendisini ortadan kaldırmıyor maalesef.
“EFRİN’DE OLUŞAN ORTAK YAŞAM ALANLARI YOK EDİLDİ”
Dünyaya demokratik bir yaşam önermesi sunan Rojava Kürtlerine savaş açıldı. İnsanların barış içinde ortak yaşam alanları oluşturduğu, ortak yönettiği Efrin’e el konuldu, yüzbinlerce Efrin Kürdü çöllere düştü, evsiz, yurtsuz kaldı.
Şu günlerde, haber ajanslarına Efrin’in demografik yapısını değiştirmek için Kürtlerin evlerine çetelerin yerleştirildiği haberleri düşüyor.
“YUVASI YIKILANIN YUVASINA KONMAK VİCDAN MIDIR BAY BAŞKAN?”
Geçtiğimiz yüz yılda bu topraklarda kırıma uğrayan Ermenilerin evlerine, barklarına el konulmuştu. Bu vahşetin hüznünü hala hep birlikte yaşamıyor muyuz?
Yuvası yıkılanın yuvasına konmak vicdan mıdır Bay başkan?!
“TÜRKİYE YARI AÇIK CEZAEVİNE DÖNMÜŞ BAY BAŞKAN”
Türkiye yarı açık bir cezaevine dönmüş ve size muhalefet eden binlerce insan hapishanelere konulmuş durumda. Bu insanların büyük bir kısmı eğitimli, kültürel ve sosyal seviyeleri Türkiye’ye gelecek perspektifi sunacak donanımdadır. Akademisyenler, bilim insanları, gazeteciler ve yazarlar dahil büyük bir sosyal katman dört duvar arasındadır. İktidarınızın oklarından kurtulabilen binlerce insan dünyanın dört bir yanına göçmek zorunda kaldı.
“CEMEVİ’NE CÜMBÜŞ EVİ DEDİNİZ BAY BAŞKAN”
İktidara geldiğiniz ilk yıllarda Alevi milletvekilleri eliyle Alevi kurultayları toplayıp “Cemevlerini inanç kurumu olarak tanıyacağız” dediniz ama sonra ‘’Cemevi’ne cümbüş evi’’ dediniz.
16 yıldır yönettiğiniz bu ülkede, insanların çoğu mutsuz ve gelecek kaygısı taşıyorlar. Hiç birimiz kendimizi güvende hissetmiyoruz. Toplumun tüm sinir uçlarıyla oynandı, toplum gergin. Kaygılıyız Bay Başkan! Sizi de kaygılı görüyoruz. Gergin bir yay hepimizi vurabilir.
Gelin tez elden barışı ve demokrasiyi tesis edelim. Barıştan ve barışmaktan korkmayalım Bay Başkan!
“ARTIK YETER/ENDİ BESO”
Artık Yeter / Endi Beso!
“Beraber yürüdük biz bu yollarda” dediğiniz dava arkadaşlarınızı yollarda bıraktınız Endi Beso!
“Kadın-erkek eşit değildir” diyerek kadınların metalaştırılmasını ve kadın kırımını kabul etmiyoruz Endi Beso!
Üniversitelerin bölünüp parçalanmasını, bilim yuvalarının ‘kindar ve dindar’ nesillere dönüştürülmesini istemiyoruz Endi Beso!
Doğamızın, barajlarla ve HES’lerle talan edilmesini ve yerleşim yerlerimizin güvenlik gerekçesiyle yasak bölge statüsüne çevrilmesini istemiyoruz Endi Beso!
Savaş çığırtkanlığı yapıp, kendi çocuklarınızı çürük raporları ile korumaya alırken, yoksul halkın çocuklarının ölüme gönderilmesini kabul etmiyoruz Endi Beso!
Yaşadığımız şu zulumat günlerinin size de bize de faydası yoktur; gelin vaz geçin bu uygulamalardan. Toplumun dayanacak gücü kalmadı; Artık Yeter/Endi Beso!”
Dersim Gazetesi’nin Mayıs/Haziran sayısında yer alan yazarlar ve konu başlıkları ise şöyle:
Gülsüm Kav “Seçim Sadece Erkeklerin İşi Değil”
Ferhat Tunç “Zor Ama İmkansız Değil Başaracağız Hep Birlikte’’
Kemal Bülbül “Aşk Olsun Sana Pirim, Aşk Olsun Sana Dersim’’
Yusuf Gürsucu “Tüm Orman ve Su Varlığı Sermayeye Teslim Ediliyor’’
Şükran Lilek Yılmaz “Ben Bir Alzhiemer Hastasıyım’’
Daimi Doğan “Qiymetinûnê Xo, Tenekedarû Medê Bidê Sarrafû’’
Hüseyin Ayrılmaz “Bir Kentin Işıkları O Kenti Aydınlatmaya Yetmez’’
Can Kasapoğlu “Seçim Savaşı Başladı’’
Hıdır Işık “Edebiyatta Trajedi ve Toplumsalcılık’’
Nesimi Aday “Dünya Kan Akan Munzur’un Sesini Duymadı’’
Hüseyin Ozan “Tenga Kirmancu Hona Nê Qedîya’’
Esra Çiftçi “Dostlar Şehit, Biz Gazi’’
Rojda Yeşilgöz “23 Yıldır Kendi Dilimle Ağlıyorum’’
Ergin Doğru “Baskın Seçim Anlayışına Demokratik Bir Bilinçle Karşı Çıkmak’’
Türkan Güneri “Ayşe Şawaî’nin ‘Şîr û Kef’ Albümü çıktı’’
Ayrıca Sanatçı Ali Baran ile Mîre Kevokan Üstüne bir söyleşi ve 1937 yılında yapılan Tunceli ‘TENKİL’ Harekâtına Dair Bakanlar Kurulu Kararı Belgeleri yer almaktadır. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.