PİRHA-DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin ülkedeki çürümeyi büyütme pusulası olduğunu vurgulayarak, “Milyonlarca insan açlıkla mücadele ederken, kredi borçları ve icralar alıp başını giderken, esnaf siftah bile yapamazken, teklif ettiğiniz bu bütçe sorunları derinleştirecektir” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri başlayan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi kapsamında konuştu.
“EMEKÇİLERİN SORUNLARININ KAYNAĞI AKP-MHP İKTİDARIDIR”
Emekçilerin yaşadığı sorunların sebebinin AKP-MHP iktidarı olduğunu vurgulayan Tülay Hatimoğulları, “AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’yi şirket gibi yönetiyor ancak Erdoğan şirketi batırdı. Dünya bir çağ dönüşümünün eşiğinde, yepyeni bir uygarlığın kapılarını aralayan devrimler sürecinden geçiyoruz. Savaş artık her yerde. Rusya’dan Ukrayna’dan baktığımızda savaşın batıya yayıldığını görüyoruz. Çin, Tayvan denklemine baktığımızda, savaşın diğer bölgelere yayıldığını görüyoruz. Ama savaş bu koşullarda ne şekilde yayılırsa yayılsın; en nihayetinde hala Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde emperyalist güçlerin paylaşım savaşlarının bölgesel suretini görmekteyiz” dedi.
“SURİYE’NİN KADERİNİ SURİYE HALKLARI BELİRLEMELİ”
Ortadoğu’da süren savaşların nihai amaçlarının ortada olduğunu belirten Hatimoğulları, “Hedef İran’ı etkisizleştirmek, yapabilirlerse savaşa çekmek, Rusya’yı sınırlamak, Çin’in kuşakyol projesinin önünü kesmek ve bunu küresel sermayenin başka bir bloktan yükselen bir tehlike olarak açığa çıkmasını engellemek. Tüm bunların sonucunda; Asya-Pasifik hattını engellemek ve gerekirse savaşları bu anlamda büyütmek. Bütün hedefleri bu. Ortadoğu soykırım kıskacında. Bizim Suriye ile ilgili tavrımız çok nettir; çetelerin kimi bölgelerde devam eden müdahaleleri derhal son bulmalıdır. Suriye’nin kaderini Suriye halkları demokratik bir zeminde belirlemeli ve orada demokratik bir anayasa yapım sürecine katkı verilmelidir. Dış müdahaleler derhal bitmelidir” diye konuştu.
“SURİYE’DE YENİ BİR DÖNEME GİRİLDİ”
Suriye’de yeni bir döneme girme fırsatı olduğunu ve artık kin, öfke, intikam duygularıyla değil demokratik bir düzen yaratma isteğiyle hareket etmenin zamanı olduğunu söyleyen Tuncer Bakırhan, “Suriye Suriyelilerindir, Suriye halkının ortak iradesine bütün güçler saygı göstermelidir. Suriye’de yaşayan bütün halkların ve inançların hakları demokratik bir anayasayla güvence altına alınmalıdır. Suriye’de geçmişe benzer bir siyasal iktidara dönüşün yolu artık kapanmalıdır. Çatışmaların durması gerekiyor yoksa Suriye daha derin bir savaş ve istikrarsızlık adasına dönüştürecektir. Hızla ateşkes sağlanmalı, bitimsiz savaşların adresi olan yeni bir Lübnan’ın, Libya’nın ortaya çıkması engellenmelidir.
61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinden sonra oluşacak psikolojik ve siyasal enerjinin, yeni fay hatlarını tetikleyerek hemen sınırımızda büyük bir karmaşa yaratması, Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin istikrarsızlaşmasını getirecektir. AKP iktidarını Suriye’ye dönük barış ve çözüm politikasını yürütmeye ve Kuzey-Doğu Suriye yönetimi ile diyalog içerisine girmeye çağırıyoruz. Radikal selefi gruplardan Arap Alevilere, Dürzilere, Süryanilere, Hristiyanlara, Kürtlere, Ermenilere, Türkmenlere, Çerkezlere herhangi bir saldırı olmaması için başta Birleşmiş Milletler olmak üzere bölgede bulunan bütün güçlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Suriye’nin geleceği halkların ve inançların demokratik katılımı ile inşa edilmelidir” diye belirtti.
“BU BÜTÇE ÇÜRÜMEYİ BÜYÜTME PUSULASIDIR”
Bakırhan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“2025 Bütçesine baktığımızda Sosyal Yardım ve Destekler için bütçeden ayrılan pay 651 milyar TL iken sadece faize ayrılan pay bunun 3 katı yani 1 trilyon 950 milyar TL’dir. Şimdi bu bütçe yoksulun, işçinin, kadının, emekçinin, memurun, dezavantajlı grupların bütçesidir diyebilir misiniz, elbette diyemezsiniz. 2025 yılı merkezi yönetim bütçesi teklifiniz bu çürümeyi büyütme pusulasıdır. Milyonlarca insan açlıkla mücadele ederken, kredi borçları ve icralar alıp başını giderken, esnaf siftah bile yapamazken, teklif ettiğiniz bu bütçe sorunları derinleştirecektir. Bu bütçe teklifinde büyük çoğunluğu aç, yoksul, işsiz halktan toplanan 12 trilyon 800 milyar TL gelir bekleniyor. Yoksulun, emekçinin alın terinden alınan bu kaynak üç kıyak kesime aktarılıyor. Faize 1 trilyon 950 milyar TL, savaş ve güvenlik harcamalarına 1 trilyon 608 milyar TL, teşvik, istisna, muafiyet, garanti ödeme adı altında sermayeye 3 trilyon TL aktarılıyor. Yani halkın bahçesinden toplanan 12 elmanın 6 buçuğu faiz lobilerine, zenginlere, savaş baronlarına aktarıyorsunuz. Geriye kalan 5 buçuk elmayı 85 milyon insan paylaşsın diyorsunuz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.