PİRHA- Maraş ve Roboski Katliamı’na dair açıklama yapan DAD Mersin Şube Eş Başkanı avukat İbrahim Cinbaş, “Maraş katliamı da 43 yıldır bizlerin içinde yara iken, Türkiye halkları içinde bir yüzleşme sorunudur. Bu yüzleşme gerçekleşmedikçe sağlıklı bir gelecek de inşa edilemeyecektir” dedi.
19 -26 Aralık 1978 yılında Alevi toplumu bir kez daha katliamla karşı karşıya kaldı. Maraş Katliamı olarak tarihe kazınan ve sorumluların hesap vermediği katliamın üerindne 43 yıl geçti.
Alevi toplumu ve kurumları Maraş Katliamı’nda yaşamını yitirenleri bir çok kentte anarken, sorumluların hesap vereceği güne kadar seslerini yükselteceklerini ifade etti.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Mersin Şubesi de, Maraş ve Roboski Katliamı’na dair dernek binaları önünde basın açıklaması düzenledi. HDP Mersin Milletvekilleri Fatma Kurtulan ve Rıdvan Turan’ın da destek verdiği açıklama konuşan DAD Eş Genel Başkanı Musa Kulu, insanlık suçu olan katliamları unutmayacaklarını dile getirdi.
Ardından DAD Mersin Şubesi Eş Başkanı Avukat İbrahim Cinbaş, basın açıklamasını okudu.
Cinbaş, Kürt Alevi coğrafyasını fiziksel ve kültürel soykırım politikaları akabinde demografik dönüşüme uğratmak isteyen devlet, sistematik politikalar kapsamında Maraş Katliamını özel savaş yöntemleri ve paramiliter güçler eli ile gerçekleştirdiğini belirterek, “Tarihi tanıklıklar bu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Yine tarihsel sürecin seyri göstermektedir ki, Meraş katliamı Şark Islahat planı dahilinde yürürlüğe konan asimilasyon, inkar ve imha politikalarının devamı olarak uygulanmıştır” dedi.
“MARAŞ KATLİAMI BİZLERİN İÇİNDE YARA İKEN, TÜRKİYE HALKLARI İÇİNDE BİR YÜZLEŞME SORUNUDUR”
Maraş’ta yapılan katliamın öncesi ve sonrasında gerçekleşen olay ve katliamlar, hedefin sadece Maraş’la sınırlı olmadığını ifade eden Cinbaş, “Maraş Katliamı öncesi Hatay Kırıkhan’ın hedef alınması ardından Elazığ ve Malatya’da katliam girişimleri ile devam eden süreç 1978 yılında Maraş’ta gerçekleştirilen katliamın genelde Alevilerin özelde ise Kürt Alevilerin yaşamış olduğu coğrafyanın hedef alındığı göstermektedir. Bu katliamın amaçlarından birisinin de Kürt Alevi coğrafyasının demografik yapısının değiştirilmesi olduğu, katliamdan yıllar sonra Maraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı Aşağı Terolar köyüne 27.000 Suriyeli’nin yerleştirilmesi ile bir kez daha teyit edilmiştir. Maraş Katliamının ardından, Çorum’da gerçekleştirilen katliam ile 12 Eylül darbesine giden yolun altyapısının da oluşturulduğu göz ardı edilmemelidir. Maraş katliamı da 43 yıldır bizlerin içinde yara iken, Türkiye halkları içinde bir yüzleşme sorunudur. Bu yüzleşme gerçekleşmedikçe sağlıklı bir gelecek de inşa edilemeyecektir” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE GELİNEN EŞİK; GÜÇLÜ BİR YÜZLEŞME SÜRECİ İLE ANCAK AŞILABİLİR”
Katliamın Maraş’la sınırlı olmadığının altını çizen Cinbaş, şunları aktardı:
“Maraş katliamından yıllar sonra, tam da yukarıda bahsedildiği üzere; gerçek bir yüzleşme yaşamayan Türkiye’de, yine Aralık ayında yaşanan bir başka katliamı buradan anmak ve sorumluları lanetlemek gerekmektedir. 28 Aralık 2011’de Türkiye devletinin savaş uçakları 34 masum sivili bombalarla katletmiştir. Katliamın emir komuta zinciri içerisinde, devletin en yetkili birimlerinin onay ve gözetiminde gerçekleştirildiği bütün çıplaklığı ile gözler önündeyken bugüne kadar bir tek kişi dahi cezalandırılmamış, sorumlular yargı önüne çıkarılmamıştır. Dava dosyası AYM tarafından usuli bahanelerle kapatılmış, gerçeği üstüne beton dökülmüştür. Buradan yaşanan katliamların bütün sorumlularına hatırlatıyoruz; insanlığa karşı işlediğiniz suçların hesabını er ya da geç yargı önünde sorulacaktır. Bizler için Türkiye’de gelinen eşik; güçlü bir yüzleşme süreci ile ancak aşılabilir. Bu yüzleşme gelecek kuşakların ışığı olacaktır. Hakk Yol Alevi halkların bu süreci ancak kendi iç birlikleri ve demokrasi güçleri ile ortak mücadele yöntemleri ile mümkündür.”
Açıklamanın ardından katledilenler için lokma paylaştırıldı.
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.