PİRHA- DAD Mamak Şube Ana Fatma Cemevi tarafından dayanışma etkinliği düzenlendi. Etkinlikte konuşan DAD Mamak şube Eş Başkanı Hülya Türkmen, “Reya-Haq Alevileri, zulme, zalime, kine, savaşa, öldürmeye, biat kültürüne, karşı inançların ve kimliklerin sevgi birlik barış eşit ve özgürce bir arada yaşamasını ilke edinmiştir. Bu bilinçle bedenlerini ölüm orucuna yatıran, işini ve ekmeğini isteyen, hakkını arayan akademisyene, işçiye duyarsız tepkisiz kalamaz” dedi.
Haberin Videosu
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Mamak şubesi yüzlerce yurttaşın katılımıyla dayanışma yemeği düzenledi. Etkinliğe PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, HBVAKD Genel Başkanı Tuncer Baş, PSAKD Ankara Şube başkanı Ali Üngörmüş, DAD Ankara Şube Eş Başkanı Murat Işık ve yönetim kurulu üyeleri, PSAKD Mamak Şube Başkanı Mustafa Demirtaş ve yönetim kurulu üyeleri, Misket HBV Cem Evi başkanı Ali Rıza Yıldırım, CHP Belediye Meclis Üyelerinden Necati Yıldırım ve Rıza Kaplan, HDK il eş sözcüsü, HDP İl örgütü, HDP Mamak İlçe örgütü, Emep Mamak İlçe örgütü, AKA Der Mamak İlçe Yönetimi, Kız Kardeşim Kadın Dayanışma Derneği, Demokrat Göleliler Platformu, İmam Rızalılar Derneği, Çorum Kuzkışla Köy derneği, Sanatçı Oğuz Baran, Sanatçı Yavuz Canpolat, Ozan Hüseyin Kaya, Yoldaşça Türküler Dile Munzur destek verdi.
“ZULMÜN ALTINDAKİ HER MEKAN KERBELADIR, DERSİMDİR”
Etkinliğin sunuculuğunu Gülistan Aydoğdu’nun yaptığı etkinlik İmam Rızalar Derneği Dedelerinden Pir Murtaza Aktaş’ın yemek duasıyla başlatıldı. Ardından DAD Mamak Şube Ana Fatma Cem Evi Eş Başkanı Hülya Türkmen kısa bir konuşma yaptı.
Hülya Türkmen konuşmasında şunları ifade etti;
“Reya-haq, yani hak yolu zulme, zalime, kine, savaşa, öldürmeye, biat kültürüne, karşı inançların ve kimliklerin sevgi birlik barış eşit ve özgürce bir arada yaşamasını ilke edinmiştir. Bu bilinçle bedenlerini ölüm orucuna yatıran, işini ve ekmeğini isteyen, hakkını arayan akademisyene, işçiye duyarsız tepkisiz kalamaz. Hasta tutsakları görmezden gelemeyiz. Bizler insanın yaşama hakkını savunurken elbette ki doğanın katline, ekolojik dengeyi bozanlara, seyirci kalamayız. Dünya kültür mirasımız Hasankeyf’in sular altında bırakılmasını Sur’un tarihi yapısının yağma ve talan edilmesine, rant için yıkımına, duyarsız kalamayız. Dersim’de Rize’de, İzmir’de ormanların yakılmasına börtü böceğin kurdun kuşun katline sessiz kalmak ikrar verdiğimiz ocaklarımızın. Pirlerin bize bıraktığı mirasa aykırıdır. Vicdanlarımıza aykırıdır. İnsanlığımıza aykırıdır. Bu coğrafyanın zulüm altındaki her mekanı Kerbeladır, Koçgiridir, Dersimdir, Çorumdur, Maraştır, Sivastır, Zilandır, Halepçedir, Roboskidir. Çünkü gözyaşının, acının kimliği ve inancı olmaz.”
“DEMOKRATİK BİR TOPLUM İÇİN EL ELE EL HAKKA”
İnancımızın üzerindeki ret ve inkâr sistemi gerici, yoz, şeriatçı zorunlu din derslerini dayatmakta, ana dilde eğitim taleplerimize ve cem evlerimize statü vermeyerek, tekçi ve ırkçı zihniyetini sürdürmektedir diyen Hülya Türkmen, son olarak şunları belirtti;
“İş cinayetlerine kadınların köleleştirilmesine yönelik imam nikâhı, çocuk gelin gibi tecavüz kültürünü topluma dayatan sistemin, bu yasalarına razı değiliz. Kültürel ve inançsal değerlerimizin hiçleştirilmesinin önüne geçerek geleceğimiz olan gençlerimizin kadınlarımızın yarına güvenle bakmasını sağlayacak demokratik bir toplumu inşa için hep birlikte el ele el hakka düsturuyla hizmetindeyiz.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.