PİRHA-Demokratik Alevi Dernekleri İstanbul başta olmak üzere Ankara, Adana, Mersin ve İzmir’de eş zamanlı olarak cezaevlerindeki açlık grevleri ve hak ihlallerine ilişkin açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, cezaevlerindeki baskı uygulamalarına son verilmesi, hasta ve siyasi tutukluların serbest bırakılması ve evrensel insan hakları ilkelerinin esas alınması talep edildi.
Cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin başlatılan açlık grevleri 50 günü aştı. Konuya ilişkin Demokratik Alevi Dernekleri’de İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve İzmir’de eş zamanlı açıklama gerçekleştirdi.
İstanbul’da Kadıköy Boğa Meydanı’nda yapılan açıklamada “Diyalog sağlansın, açlık grevleri son bulsun” yazılı pankart açan yurttaşlar, “Zulme direnmek haktır” , “Yaşam hakkı kutsaldır” yazılı dövizler taşındı. Açıklama yapan Tuzla Demokratik Alevi Dernekleri üyesi Sümbül Beltir, “Asırlardır hakla nehaq mücadelesi devam ediyor. Hak yolunun hakikat arayışı mazlumlar ve mağdurlar şahsında nehaq yolunun zalim anlayışı tiranlar ve firavunlar şahsında ifadesini buluyor. İktidar tahakküm hırsıyla, gözü dönmüş iktidar anlayışı Ortadoğu da ve yaşadığımız bu ülkeyi kan deryasına çevirmişlerdir” dedi. DAD olarak yaşam hakkının en temel hak olduğuna inandıklarını belirten Beltir, hazırlanan ortak metni okudu.
Demokratik Alevi Derneği (DAD) Adana Şubesi de, cezaevlerinde devam eden açlık grevine dikkat çekmek amacıyla şube binalarında basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada konuşan DAD Adana Şubesi Eşbaşkanı Seher Kılıç, Aleviler üzerinde baskı ve asimilasyon politikaların katmerleştiğini ve tüm kesimlere yönelik savaş haline dönüştüğünü dile getirdi.
“DUYARLILIK ÇAĞRISINDA BULUNUYORUZ”
“İnsanlık ve hukuk dışı katı uygulamalar, başvurulacak son yöntem olan açlık grevlerine yol açmıştır” diyen Kılıç, DAD olarak yaşam hakkının en temel hak olduğuna inandıklarını ve bu zulüm ve baskıcı uygulamalardan derhal vazgeçilmesini talep ettiklerini belirtti. Kılıç, “Bu zulme karşı Hüseyni bir duruşla tüm mazlum ve mağdurların yanında dayanışma içerisinde olacağımızı belirtiyoruz.Bu temelde bedenini susuzluğa yatıran Kerbela direnişçileri misali, bedenini açlığa yatıran cezaevlerindeki insanların yanında olduğumuzu belirtiyor, kamuoyunu duyarlılığa davet ediyoruz” dedi.
Açlık grevine ilişkin Demokratik Alevi Derneklerinin İstanbul, Adana, Mersin, İzmir ve Ankara’da eş zamanlı yaptığı açıklamanın tam menti ise şöyle:
Asırlardır hakla nehaq mücadelesi devam ediyor. Hak yolunun hakikat arayışı mazlumlar ve mağdurlar şahsında nehaq yolunun zalim anlayışı tiranlar ve firavunlar şahsında ifadesini buluyor. İktidar tahakküm hırsıyla, gözü dönmüş iktidar anlayışı Ortadoğu da ve yaşadığımız bu ülkeyi kan deryasına çevirmişlerdir.
Hz. İbrahim Nemrud’la, Musa’nın Firavun’la, Ezidixan’ın yezitle, Ali’nin Muaviye ile savaşında zalimlerin kaybettiğini mazlumların kazandığına tarih şahittir. Bu zalimliklere karşı İmam Hüseyin ve Seyit Rıza’nın direnişi bizler kalmış en büyük mücadele mirasıdır.
Bu hükümetin Çalıştaylar adına Alevi çevreleriyle yapmış olduğu buluşmalar, Aleviler üzerinde baskı ve asimilasyon katmerleşmesine dönüşmüştür. Sarayın saltanat savaşı toplumun tüm kesimlerine karşı ilan edilmiş bir savaş haline dönmüştür. KHK ve OHAL ile yönetilen ülkemizin soluk boruları tıkanmış, nefes alamaz duruma gelmiştir.
Kişiye imtiyazlı anayasa değişikliği referandumu Evet-Hayır kutuplaştırılmasına dönüştürülmüştür. Hayır kampanyası yürüten tüm kesimler potansiyel suçlu ve bölücü olarak hedef haline getirilmiştir. Her tarafta saldırı ve baskıya maruz kalmıştır. Kürt sorununun çözümsüzlüğe bırakılmış hali, hem içeride hem dışarıda hükümet ve cumhurbaşkanı şahsında ülkeyi itibarsızlaştırmıştır.
Bu anti-demokratik ve kaotik süreç cezaevlerinde de baskıları arttırmış, yaşanmaz hale getirmiştir. İnsanlık ve hukuk dışı katı uygulamalar başvurulacak son yöntem olan açlık grevlerine yol açmıştır. Bir çok cezaevinde başlatılan ve 50 günü aşan açlık grevleri şahadetlere neden olabilecek noktaya gelmiştir.
Biz DAD olarak yaşam hakkının en temel hak olduğuna inanarak, bu zulüm ve baskıcı uygulamalardan derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz. Bu zulüm ve zulümata karşı Hüseyni bir duruşla tüm mazlum ve mağdurların yanında dayanışma içerisinde olacağımızı belirtiyoruz.
Bu temelde bedenini susuzluğa yatıran Kerbela direnişçileri misali, bedenini açlığa yatıran cezaevlerindeki insanların yanında olduğumuzu belirtiyor, kamuoyunu duyarlılığa davet ediyoruz.
Başlıca taleplerimiz;
-
Siyasi düşüncelerinden dolayı tutuklu olanların serbest bırakılması
-
Cezaevlerindeki baskı ve sindirme uygulamalarına son verilmesi
-
Hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması
-
Tutukluluk nedenine bakılmaksızın herkese insani ve vicdani yaklaşılması
-
Kişiye özel uygulamalardan vazgeçilmesi
-
Evrensel insan hakları ilkelerinin esas alınması
Haberin Videosu
Yoruma kapalı.