Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Annesi Fatma Morsümbül yaşamını yitirdi

Uzun süredir kanser hastalığıyla boğuşan Cumartesi Annesi Fatma Morsümbül geçirdiği beyin kanaması sonucu dün yaşamını yitirdi.

18 Eylül 1980’de Bingöl’de evinden alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Hüseyin Morsümbül’ün annesi Fatma Morsümbül yıllarca Cumartesi Annesi olarak Galatasaray Meydanı’nda oğlu ve diğer kayıplar için mücadele verdi.

Fatma Morsümbül katıldığı bir cumartesi eyleminde kayıp oğlu için “Hüseyinimin kemiklerini bulsam, gömmeyeceğim. Bir torbaya koyup sırtımda gezdireceğim. Kokusunu özledim” demişti.

12 Eylül darbesinden altı gün sonra, 18 Eylül 1980’de Bingöl’deki evi polisler ve Albay Durmuş Çoşkun Kıvrak komutasındaki askerler tarafından basılan ve annesine “ifadesini alıp bırakacağız” denilerek Bingöl Askeri Tugay Komutanlığı’na götürülen Morsümbül’den bir daha haber alınamamıştı.

AİLE AĞIR BEDELLER ÖDEDİ

Morsümbül gözaltına alındıktan bir gün sonra kendisinden ses çıkmaması üzerine annesi askeri karakola gitti. Burada görevli olan bir asker, “Hüseyin burada” diyerek annesinin getirdiği yiyecekleri aldı.

Aynı gün kardeşi Cengiz, Hüseyin’e meyve götürdü. Bir asker çenesine sert bir yumruk atarak bu kez “Hüseyin firar etti” cevabını verdi.

Bir sonraki gece Hüseyin’in babası Hanefi Morsümbül evine gelen timler tarafından gözleri bağlanarak götürüldü. Elektrik verildi, tuvalet borusuna asıldı. 24 saat bekletildikten sonra boş bir arazide gözleri açılarak bırakıldı. Askıdayken, polislerden birinin Hüseyin’i kastederek “O, buradan kaçtı” diğerinin de “Yok ya öldürüldü” dediğini duydu. Askerler, Hüseyin’i kaçmış gibi göstererek onun yerini göstermesi için baba Morsümbül’e işkence yapmışlardı.

5-6 gün sonra anne Fatma ve baba Hanefi Morsümbül askeri savcılığa giderek ifade verdi. Olup bitenleri savcıya anlattılar. Sorumlular hakkında şikayetçi olduklarını söylediler.

“HÜSEYİN İŞKENCE İLE ÖLDÜRÜLDÜ”

Olaydan dört yıl geçtikten sonra evlerine telefon eden bir kişi, “Hüseyin’in işkencede öldürüldüğünü ve battaniyeye sarılarak karakoldan çıkarıldığını, Murat nehrine atıldığını” söyledi. Hüseyin’den bir daha haber alınamadı.

Hüseyin’in kaybedilmesinde başrolü oynayan Albay Durmuş Kıvrak’ın, daha sonra JİTEM komutanı olarak görevini sürdürdüğü, görev yaptığı yerlerde failli meçhul cinayetlerle, gözaltında kayıplarla anıldığı, bu nedenle darbe komisyonuna ifade verdiği biliniyor.

“EVLAT ACISINI BİLİYORUM, BARIŞ İSTİYORUM”

Fatma Morsümbül, 27 Eylül 2014’te hastanede olduğu için gelemediği Galatasaray Meydanı’na gönderdiği mektupla şöyle seslenmişti.

“Galatasaray’a sahip çıkmak Hüseyin’e sahip çıkmaktı. Ben hastanedeyim ama çocuklarım, torunlarım Galatasaray’da.”

“Altı çocuklu, kendi halinde bir aileydik. Darbe sonrası askerler ve polisler basın yaptı. Lise öğrencisi oğlumun gözleri ve elleri bağlandı. ‘İfadesini alıp beş dakika sonra geri getireceğiz’ diye götürdüler. Bir daha göremedik.

“Hüseyin en büyük oğlumdu. Aklım fikrim hep ondaydı, sonraki eş çocuğuma annelik yapamadım. Çocuklarım birbirini büyüttüler.

“Ekin bu ortamda büyüdü, ağabeyinin adını alarak dağa gitti. Bir kaç yıl sonra çatışmada öldürüldü. Ölü bedenine işkence yaptılar.

“İki oğlumu bu kirli rant savaşında kaybettim. Evlat acısını biliyorum. Bu acıyı başka anneler yaşamasın diye barış istiyorum.”

DİRENİŞLE GEÇEN BİR ÖMÜR

Ömrü direniş içinde geçen ve oğlu Hüseyin’in akıbetini öğrenemediği için Berfo Ana gibi gözleri açık giden Fatma Ana’nın cenazesi bugün Bingöl İbrahîman (Gözeler) köyünde özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren oğlu Ekin Morsümbül’ün yanında toprağa verilerek hakka uğurlanacak.

Turabi KİŞİN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak