PİRHA – 647. haftada Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, “Mehmet Ertak için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” dediler.
HABERİN VİDEOSU
Kayıplarının akıbetini sormak ve adalet aramak için her hafta Cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda toplanan Cumartesi Anneleri 647. hafta da yine Galatasaray Meydanı’ndaydı. ‘Failler belli kayıplar nerede’ pankartının üzerine Mehmet Ertak’ın fotoğrafı, kırmızı karanfiller ve barışı temsilen beyaz tülbent bırakıldı. Eylemde ilk olarak konuşan kayıp yakını Hanife Yıldız, Beyoğlu Savcılığı’nın kendisi hakkında açtığı soruşturmayı eleştirerek son dönemlerde bütün adalet arayışçılarına ‘sözde’ lafının kullanılmasına tepki gösterdi. Sözde lafının bir anneye ne kadar dokunduğunun hepiniz biliyorsunuz diyerek sözde lafının sadece kendisine değil herkes için söylendiğini ifade ederek, “Sözde basın, sözde adalet, sözde avukat diyorlar. Biz kayıp yakınları da demek ki ’22 yıldır sözde oturuyormuşuz'” diyerek yazdığı ‘Sözde’ şiirini okudu.
“UMUTLARIMIZI ÇALDILAR”
Hanife Yıldız’ın ardından 25 yıl önce gözaltında kaybedilen Mehmet Ertak’ın oğlu Sertaç Ertak konuştu. Çeyrek asırdır kaybedilen Mehmet Ertak oğlu olduğunu ifade ederek, “Bizler bu mücadelede yer alırken binlerce hak ihlalleriyle karşılaştık” dedi.
“Bir anne düşünün ki ömrü boyunca adalet arayışı içinde hiçbir ses onun sesini duymadı” diyen Ertak, aradıkları hak mücadelesinde sözün bittiği yere geldiklerini vurgulayarak, Hanife Yıldız’a açılan soruşturmayı eleştirdi.
Çeyrek asırdır basının kaybedildiğini söyleyen Sertaç Ertak, “Benim babam maden işçisiydi. Belki bir muhalifti. Bir suçu olsa dahi onu sizler öldüremezsiniz. Devlet olma gereği budur. Bir suçu varsa yargılarsınız, cezasını verirsiniz” dedi.
90’lı yıllarda on binlerce faili meçhullerin yaşandığını ancak adil bir yargılamanın yapılmadığını ve kendilerine bir mezar bile verilmediğini ifade eden Ertak, “Annelerimizin, bizlerin istediği bir mezardı bu mezarı da bizlere çok gördüler” diye konuştu.
“25 yıl boyunca bizim geleceğimizi, annelerimizin umutlarını çaldınız” diyen Sertaç Ertak, bu sebeple babalarının faillerinin bulunmasını ve adaletin sağlanmasını istediklerini belirtti.
“TÜM BAŞVURULAR SONUÇSUZ KALDI”
647. haftanın basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Yeter İşler okudu. 647. haftada “Çeyrek asırlık ısrarımızdan vazgeçmeyeceğiz, Mehmet Ertak’ı kaybedenlerden davacıyız!” demek için buluştuklarını söyleyen İşler, Ertak’ın gözaltında kaybedilişini şöyle anlattı:
“Şırnak’a bağlı Rezuk Mezrasında yaşayan 32 yaşındaki 4 çocuk babası Mehmet Ertak, bölgedeki bir kömür ocağında işçi olarak çalışıyordu. Kardeşi dağa gittiği için tüm aile yoğun baskı ve tehdit altındaydı. Mehmet Ertak daha önce 2 kez gözaltına alınarak ağır işkence gördü. 20 Ağustos 1992 tarihinde aynı yerde çalıştıkları 3 akrabası ile birlikte işten eve dönmek üzere yola çıktı. Bindikleri araç kontrol noktasında resmi giyimli polislerce durduruldu. Kimlik kontrolü sonrasında Mehmet Ertak gözaltına alınarak Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. 3 kişi Mehmet Ertak’ı gözaltına alındığına, 6 kişi de gözaltında işkencede gördüğüne tanıklık etti. Baba İsmail Ertak savcılığa başvurdu, tanıklar gördüklerini savcıya anlattı. Olay soru önergeleriyle Meclis’e taşındı. Buna rağmen, ailenin yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Mehmet Ertak’ın gözaltına alındığı inkâr edildi” dedi.
İşler, “Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde olarak çalışan Jitem personeli Murat İpek, 1997 yılında yaptığı itiraflarında; “Mehmet Ertak’ı Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan’ın emriyle öldürüp gömdük” dedi. Yaptıkları tüm infazların dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan’ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söyledi” dedi.
Türkiye’de iç hukukta sonuç alınmayan Mehmet Ertak’ın dosyasını Avukat Tahir Elçi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşımış ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Mehmet Ertak’ın gözaltında ölümünden ve bedeninin kaybedilmesinden hükümetin sorumlu olduğu ve buna Devlet yetkililerinin neden olduğu sonucuna vararak Türkiye’yi oy birliği ile mahkum etti. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.