PİRHA – 655. kez Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri adalet çağrısını yineleyerek, “Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’i unutmayacağız” dediler.
HABERİN VİDEOSU
Kayıplarının akıbetini sormak ve adalet aramak için her hafta Cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda toplanan Cumartesi Anneleri 655. haftada yine Galatasaray Meydanı’ndaydı. ‘Failler belli kayıplar nerede’ pankartının üzerine Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in fotoğrafları, kırmızı karanfiller ve barışı temsilen beyaz tülbent bırakıldı. 655. haftada Tosun ailesinin 3 kuşaktır sürdürdüğü ve Aydemir ailesinin de 22 yıllık arayışı bir kez daha dile getirildi.
“BU MEYDAN VİCDAN VE HAFIZA MEYDANI”
Eylemde ilk konuşmayı Cumartesi İnsanlarının avukatı ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu yaptı. “Bu meydanda adalet arıyoruz, bu meydan hafıza ve vicdan meydanı” diyen Tanrıkulu, 9 Kasım 2005’de Şemdinli’de yaşanan olaylar sonrası yapılan beraat kararını hatırlatarak, “Bu devlet eski derin devletin yeni sahibidir” dedi. Tanrıkulu, bu meydanlarda hafızayı hep canlı tutacaklarını ifade etti.
“UZUN SÜREDİR BU MEYDANDA ADALET ARIYORUZ”
“Uzun süredir bu meydanlarda adalet aradık” diyen HDP İstanbul Milletvekili ve Cumartesi insanlarında Pervin Buldan, “İktidarın duymadığı, görmediği failleri aradık. Her seferinde karşımıza kalın duvarlar çıktı” dedi. Buldan, “Devlet eskiden insanları Beyaz Toroslar ile kaçırıyordu şimdi ise panzerlerle kaçırıp katlediyor. Zihniyet aynı değişen sadece yöntemler” ifadesini kullandı.
Mücadelenin burada bitmeyeceğini söyleyen Buldan, “Bu iktidar gidecek ve hesap verecek. Kayıplarımızı bulup faillerden hesap soruncaya kadar mücadelemizde sürecek” dedi.
“İKİ ELİM YAKANIZDA OLACAK”
Fehim Tosun’un eşi Hanım Tosun ise yetkililere seslenerek, “Hüseyin Aydemir ve Fehim Tosun gözaltına alındı. Onlar sıradan insanlar değildi. Siyasi görüşü olan insanlardı. İnsanlar bir siyasi görüşe sahip olabilirler hatta bir örgüte üye de olabilir. Fakat hiç kimse yargısız infazı hak etmiyor.” dedi.
“Fehim ve Hüseyin ne yapmışsa ben onların arkasındayım” diyen Tosun,”Onların hesabını soruncaya kadar iki elim yakanızda olacak” diye konuştu.
“DEVLET, ARŞİVLERİ AÇSIN”
Abdullah Canan’ın oğlu Vahap Canan ise Güzel Şahin’i anarak başladı. Canan, her hafta burada oturma meraklısı olmadıklarını söyledi. “Bizi yönetenler hiç vicdanınız sızlamıyor mu?” diye soran Canan, devletin arşivleri açması gerektiğini vurguladı.
Hüseyin Aydemir’in kızı Dilan Aydemir’in gönderdiği mektup okundu.
“TOSUN VE AYDEMİR’İN GÖZALTINDA KAYBEDİLDİĞİ İNKAR EDİLDİ”
Basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Sebla Arcan okudu. Devletin tüm kademeleri tarafından inkar edilen Fehim Tosun ve Hüseyin Aydemir’in gözaltında kaybedilmesini Arcan şöyle anlattı:
“35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun ve 34 yaşındaki 6 çocuk babası Hüseyin Aydemir Liceliydiler. Yaşadıkları ağır baskılar nedeniyle Lice’yi terk ederek aileleriyle birlikte İstanbul’a taşınmak zorunda kaldılar. 19 Ekim 1995 sabahı Fehmi Tosun ve arkadaşı Hüseyin Aydemir, birlikte kahvaltı ettikten sonra Tosun ailesinin Avcılar’daki evinden çıktılar. Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli sivil polisler tarafından 34 UD 597 plakalı Beyaz Toros araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına “Gözaltına alındım, beni öldürecekler!” diye bağırdı. Onlar Fehmi’nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek evinin önünden götürüldü. Olaya çevredeki komşular da tanık oldu. Hemen Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun olanları anlattı aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan görevliler “ Bizim yapacağımız bir şey yok” dedi. Tosun ve Aydemir aileleri tüm yasal yollara başvurdu ama Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkâr edildi. İç hukuktan sonuç alınamayınca dava Hanım Tosun tarafından AİHM’e taşındı. 2003 yılında sonuçlanan davada hükümet AİHM’e verdiği savunmada “Hükümetimiz Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir.” dedi ve yaşam hakkı ihlallerinde gerekli tüm önlemleri alıp, etkili soruşturmaların yürütülmesini zorunlu kılan talimatları vermeyi taahhüt etti. Ama bu güne kadar Tosun ve Aydemir dosyalarında etkin bir soruşturma yapılmadı. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen Fehmi Tosun dosyası Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.