PİRHA – Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 786. haftasında koronavirüs salgını sebebiyle sosyal medya aracılığıyla 23 Nisan Çocuk Bayramı vesilesiyle, gözaltında kaybedilen çocukların akıbeti soruldu.
Haberin Videosu
Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 786. haftasında koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesabından yaptıkları canlı yayınla kayıplarının akıbetini sordu.
Salgın riskine karşı evlerini hakikat ve adalet taleplerinin mekânı haline getirdikleri kaydedilen açıklamada, “Ölümcül hastalıkla mücadelede devletin insanlar arasında ayrımcı uygulamalara başvurması kabul edilemez. Kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak bu mücadelenin insan hakları merkezli, eşitlikçi, adil ve şeffaf bir biçimde yürütülmesini talep ediyoruz” denildi.
786. haftasında 23 Nisan Çocuk Bayramı vesilesiyle, gözaltında kaybedilen çocukların akıbeti soruldu. Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Koruma Kanunu’nun hatırlatıldığı açıklamada, “Çocukların yaşam hakkının korunmasını güvence altına almıştır. Çocukların korunması, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınması devletlerin görevidir. Her çocuğun şiddete karşı korunmaya hakkı vardır” denildi.
Türkiye’de onlarca çocuğun yaşam hakkının, gözaltında kaybetme yöntemiyle ellerinden alındığı kaydedilen açıklamada, “Bu çocukların nasıl gözaltına alındıkları ve nasıl kaybedildikleri tanık ifadelerinde, savcılık iddianamelerinde, mahkeme tutanaklarında, AİHM kararlarında ve TBMM Raporu’nda yer alsa da iç hukukta cezasız bırakıldı” ifadeleri kullanıldı.
“GÖZALTINDA KAYBEDİLEN ÇOCUKLAR İÇİN ADALETE ERİŞİLMEDİ”
Açıklamada şunlar belirtildi:
“Tunceli Mirik Mezrası’nda ailesiyle birlikte kaybedilen 3 yaşındaki Dilek Serin, Mardin Dargeçit’te kaybedilen 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, Şırnak Uludere’de kaybedilen 12 yaşındaki İlyas Diril, Hakkari Yüksekova’da kaybedilen 13 yaşındaki Münir Sarıtaş, Diyarbakır Lice’de kaybedilen 14 yaşındaki Metin Budak, 15 yaşındaki Servet İpek, 15 yaşındaki Çayan Çiçek ve kaybedilen 25 çocuğun gözaltına alındıkları reddedildi.
Onların akıbetleri karanlıkta bırakıldı, failleri cezasızlıkla korundu. Kısacası gözaltında kaybedilen çocuklar için bugüne kadar adalete erişmek mümkün olmadı. Adalet arayışındaki ailelerin ve insan hakları savunucularının tüm başvurularına, tanıklara ve delillere rağmen, AİHM mahkumiyetlerine rağmen, hatta TBMM raporuna rağmen ilgili makamlar “Bu çocukları biz kaybetmedik” cevabını verdi.
Çocukları şiddetten korumakla görevli adli ve siyasi makamlara sesleniyoruz; bizim iddialarımızı reddediyorsunuz, tanık beyanlarını, AİHM mahkumiyetlerini dikkate almıyorsunuz, TBMM raporunu göz ardı ediyorsunuz. O zaman söyleyin; bu çocukları kim kaybetti? Bu vahşi uygulamaları kim gerçekleştirdi?” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.