Alevi Haber Ajansi

Cumartesi Anneleri: Evlatlarımızı ziyaret edeceğimiz bir mezarımız olsun!-VİDEO

PİRHA- Cumartesi Anneleri, 842. hafta eylemlerinde kayıp yakınları için bayramın mezarsız sevdiklerinin sonsuz acısının derinleştiği gün olarak tanımladı. Bu hafta Edip Aksoy ve Orhan Cingöz için adalet isteyen Cumartesi Anneleri, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurguladı. 

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetlerini sormak ve faillerin yargılanması için adalet mücadelesi yürüten kayıp yakınları 842. hafta eylemlerinin bayram gününe denk geldiğini kaydetti. “Bizim için bayramlar mezarsız sevdiklerimizin sonsuz acısının daha da derinleştiği günler demek” diyen kayıp yakınları adalet mücadelesini sürdüreceklerini kaydetti.

Covid-19 salgını nedeniyle çevrimiçi düzenlenen eylemde Cumartesi Anneleri, Edip Aksoy ve Orhan Cingöz’ün dosyasını kamuoyuyla paylaştı.

“BABAMIN KEMİKLERİNE ULAŞMADAN ÖLMEK İSTEMİYORUM”

Babası Edip Aksoy gözaltında kaybedildiğinde 40 günlük olan ve baba sevgisini hiç tatmayan Beritan Aksoy, Cumartesi Anneleri arasında evlatlarını göremeye ömrü yetmeyenleri andı. “Ben onlar gibi olmak istemiyorum, babamın kemiklerine ulaşmadan ölmek istemiyorum” diyen Aksoy, babası kaybedileli 26 yıl olduğunu ve kaç yıl geçerse geçsin mücadele edeceklerinin altını çizdi.

842. haftanın basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Savaş Buldan’ın kızı Zelal Buldan okudu. Buldan, Edip Aksoy ve Orhan Cingöz’ün mezar yerlerinin açıklanması ve faillerin yargılanması için yetkililere çağrı yaptı ve gözaltında kaybedilenlerle buluşma yeri olan hafıza mekanı Galatasaray’dan vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

NE OLMUŞTU?

Edip Aksoy Lice’ye bağlı Zenge (Dolunay) köyünde yaşıyordu. Çevresinde tanık olduğu hak ihlallerini üyesi olduğu İnsan Hakları Derneği’ne bildirdiği için güvenlik güçlerinin baskısıyla karşılaşıyordu. Aksoy, askerler tarafından üç kez gözaltına alınmış ağır işkence görmüştü. Güvenlik güçlerinin köyü terk etmeleri yönündeki baskıları sonucunda Aksoy Ailesi 1993 yılında, Diyarbakır’a göç etmek zorunda kaldı.

31 yaşındaki Edip Aksoy, Diyarbakır’da tütün ticareti yaparak ailesinin geçimini sağlıyordu. Uzun yılların ardından dünyaya gelen bebeği 40 günlük olmuştu. 7 Haziran 1995 sabahında Melikahmet’teki dükkânına gitmek üzere evden ayrıldı.

BEYAZ TOROSA BİNDİRİLEREK GÖTÜRÜLDÜLER

Edip Aksoy, öğlene doğru tütün almak için Diyarbakır’a gelen köylüsü 23 yaşındaki Orhan Cingöz’le buluştu. Birlikte saat 12.00 civarında Diyarbakır Dağkapı’daki Yeşilçınar Çay Bahçesi’ne gittiler. Burada arkadaşları ile birlikte oturup sohbet ederken çay bahçesinin önünde Beyaz Toros marka bir araç durdu. Araçtan inen sivil giyimli, silahlı ve telsizli üç kişi yanlarına geldi. Kendilerini polis olarak tanıtan bu kişiler, Edip ve Orhan’ın kimliklerini aldıktan sonra “İfadeniz var, karakola gideceğiz” diyerek, onları bölgede “ölüm arabaları” diye bilinen Beyaz Toros’a bindirerek götürdüler.

Onların gözaltına alındığını ve Beyaz Toros’la götürüldüğünü gören çok sayıda tanık vardı ama yaşananlar inkâr edildi. Ailelerinin ve İnsan Hakları Derneği’nin bugüne kadar ilgili kurumlara yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Edip Aksoy ve Orhan Cingöz’den bir daha haber alınamadı.

İNFAZ EDİLEREK DERE KENARINA GÖMÜLDÜLER

Olaydan 10 yıl sonra 2005 yılında JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan’ın itirafları basına yansıdı. Aygan itiraflarının bir bölümünde Edip Aksoy ve Orhan Cingöz’ün JİTEM tarafından sorgulandığını, sorguladıktan sonra infaz edilerek Silopi yolu üzerinde bir dere kenarına gömdüklerini söyledi. Olay yerini detaylarıyla tarif etti.

Bunun üzerine İnsan Hakları Derneği olay yerinde incelemelerde bulundu. Topladığı bilgilerle 6 Temmuz 2005 tarihinde Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Savcılık, Aygan’ın söz ettiği yerde 28 Haziran 1995 tarihinde iki kişiye ait ceset bulunduğunu ve belediye aracılığıyla Kimsesizler Mezarlığı’na gömüldüğünü tespit etti. Aileler de soruşturma dosyasındaki ölü beden fotoğraflarının Edip ve Orhan’a ait olabileceklerini beyan etti.

Savcılık kararı ile açılan söz konusu mezardan dört kişiye ait kemikler çıktı. Alınan kemik örnekleri kimliklendirme çalışması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Ancak Adli Tıp Kurumu, yapılan DNA testi sonucunda kemiklerin Aksoy ve Cingöz aileleriyle eşleşmediğini açıkladı.

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak