PİRHA-Cumartesi Anneleri 893. hafta açıklamasında 28 yıl önce gözaltında kaybedilen Mehmet Can Ayşin için adalet talebinde bulundu. Mehmet Can Ayşin’in kızı Aynur Ayşin, her cumartesi babasını aradığını ve aramaya da devam edeceğinin altını çizerken, Mehmet Can Ayşin’in yeğeni Ferman Ayşin de, “Mehmet Can Ayşin’in akıbetinin ne olduğunu 28 yıldır bütün resmi makamlara sormamıza karşın bulamadık. En azından bir mezar taşını istiyoruz. Ama bu ülkede bir mezar taşı bile bize reva görülmüyor” diye konuştu.
Cumartesi Anneleri 893. hafta basın açıklamasında gözaltında kaybedilişlerinin 28. yılında Mehmet Can Ayşin için adalet talebinde bulundu. Besna Tosun 7 Mayıs 1994 tarihinde kaybedilen Mehmet Can Ayşin‘in köylerine yapılan baskınla gözaltına alındığını belirterek, “Tanıklara rağmen ailesinin resmi kurumlara yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldı ve Mehmet Can Ayşin‘den bir daha haber alınamadı” dedi.
Mehmet Can Ayşin‘in kızı Aynur Ayşin, her cumartesi babasını aradığını ve aramaya da devam edeceğinin altını çizerken, Mehmet Can Ayşin‘in yeğeni Ferman Ayşin de, 90’lı yılların faili meçhul cinayetlerinin yaşandığı bir dönem olduğunu ifade ederek, “Askerler köyü boşalttılar. Kadınları ve çocukları geri bıraktıktan sonra geri kalanları Lice’ye götürdüler. 4 gün sonra 80’e yakın köylü serbest bırakıldı. Ancak Mehmet Can Ayşin, Vehbi Orakçı, Muhittin Ayşin serbest bırakılmadı. Üç ismi sorduğumuzda yatılı bölge okuluna gönderdiklerini söylediler. 8 günün sonunda Vehbi Orakçı, Muhittin Ayşin serbest bırakıldı. Mehmet Can Ayşin‘in akıbetinin ne olduğunu 28 yıldır bütün resmi makamlara sormamıza karşın bulamadık. En azından bir mezar taşını istiyoruz. Ama bu ülkede bir mezar taşı bile bize reva görülmüyor” diye konuştu.
Cumartesi Anneleri 893. hafta basın açıklamasını Cumartesi İnsanları’ndan Ezgi Bakışkan okudu. Ezgi Bakışkan Mehmet Can Ayşin için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini dile getirerek, şunları söyledi:
“Güvenlik güçlerinin fiillerinden sorumlu olmaları konusunda hukuki bir boşluk yaratıldığı 90’lı yıllarda köy yakmalar, katliamlar, infazlar ve gözaltında kayıplar gibi ağır suçlar işlendi. Bolu Komando Tugayı’nın adı da bu suçlarla anıldı. Tugaya istinat edilen suçlar AİHM kararlarında, savcılık iddianamelerinde, mahkeme tutanaklarında, Meclis raporlarında, suç duyurularında yer alsa da, etkili bir soruşturma veya kovuşturmaya konu edilmedi.
Bolu Komando Tugayı’na istinat edilen suçlardan biri de Mehmet Can Ayşin‘in kaybedilmesi oldu. 28 yıl önce bugün 7 Mayıs 1994 tarihinde Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından Lice’ye bağlı Mızak köyüne bir operasyon yapıldı. Köye yapılan baskınla Mehmet Can Ayşin ile birlikte 80 köylü gözaltına alındı işkenceye maruz kaldı. Tanıkların en son Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerlerin yerleştirildiği yatılı bölge okulunda gördüklerini söylediği Mehmet Can Ayşin‘den bir daha haber alınamadı.
Aile’nin ısrarlı başvuruları sonucu Lice Asayiş Komutanlığı söz konusu tarihte Kılıçlı köyüne operasyon düzenlenmediğini ve köyden hiç kimsenin gözaltına alınmadığını söyledi. Adli, idari ve askeri makamlar ailenin ve tanıkların değil kolluk güçlerinin ‘Operasyon ve gözaltı yok’ beyanını esas aldı. Maddi gerçeğin açığa çıkarılması için hiçbir adım atılmadı, etkili bir soruşturma yürütülmedi. Ayşin ailesinin anayasanın ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerinin güvencesinde olan ulusal bir merci olan etkin soruşturma yapma hakkı engellendi.
893’üncü haftamızda adli makamlara sesleniyoruz; Mehmet Can Ayşin dosyasında cezasızlığa son vermek için harekete geçin. Dosyadaki faillerin, emir vericilerin, bu suçu önleme yetkisi olduğu halde göz yumanların, etkili bir şekilde cezalandırılmalarını sağlayacak bir soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisini yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Can Ayşin için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 193 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.