Alevi Haber Ajansi

‘Coğrafyamız için son derece tarihi öneme sahip olumlu bir karardır’-VİDEO

PİRHA- Munzur ve Pülümür Vadileri ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararının detaylarıyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Avukat Barış Yıldırım, alınan her iki kararı da net olarak olumlu buluyor.

Cumhurbaşkanlığı Kararıyla Munzur ve Pülümür Vadilerinin ‘kesin korunacak hassas alan’ ilan edilmesinin ne anlama geldiğini ve olası sonuçlarının neler olabileceğini Avukat Barış Yıldırım’a sorduk.

Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuk Komisyonu ile Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları (ÇEHAV) üyesi olan Yıldırım, geçmiş dönemde Dersim Baro Başkanlığı da yapmış bir hukukçu ve halihazırda bu alanda çalışma yürüten biri. Yanısıra Dersim ve çevre illerde baraj ve HES’lerle madencilik projelerine karşı yürütülen davaların avukatlığını da yapıyor.

Munzur ve Pülümür Vadileri ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararının detaylarıyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Avukat Barış Yıldırım, alınan her iki kararı da net olarak olumlu buluyor.

“TARİHİ ÖNEME SAHİP OLUMLU BİR KARAR”

Yıldırım, “Coğrafyamız için son derece tarihi öneme sahip, olumlu iki karar var. Tunceli ili merkez ilçesi, Ovacık ve Pülümür ilçesi sınırları dahilinde bulunan Munzur ve Pülümür vadileri, 25 Temmuz 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile nitelikli doğal koruma alanı olarak ilan edildi. İlan edilen saha Munzur Vadisi Milli Parkı’nın temel kaynak değeri Munzur nehrinin tabanı, suyun toprağa temas ettiği kısmı ile Pülümür Vadisi’nin temel kaynak değeri olan Pülümür çayının taban bölümüdür. Ayrıca 29 Ağustos 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla da Munzur havzasının bir bölümü kesin korunacak hassas alan ilan edildi” dedi.

Bunların mevzuattaki en önemli doğal koruma statüleri olduğunu, en üstün doğal koruma statüsünün kesin korunacak hassas alan, ikincisinin nitelikli doğal koruma alanı olduğunu ifade eden Yıldırım, bunun, belli ekolojik alanların özel mevzuat hükümleriyle korunması hususunda düzenlemeler içerdiğini söylüyor.

“MUNZUR, DÜNYA KÜLTÜREL MİRAS LİSTESİNE ÖNERİLMELİDİR”

Ovacık ve Pülümür vadilerinin, ekolojik öneme sahip, doğal karakteri korunacak alanlar pozisyonunda olduğunu belirten Yıldırım, “Bölge flora olarak çok zengin. Geçmişte Orman ve Su işleri Bakanlığı’nın UBENİS, Ulusal Biyolojik Çeşitlilik, Envanter ve İzleme Projesi kapsamında yaptığı çalışmalarda 2000’in üzerinde bitki saptandı. Bu bitkilerin yüzde yirmisi endemik. Bu bitki sayısı Hollanda’dan, İngiltere’den fazla. Avrupa’nın herhangi bir ülkesinden çok daha fazla tür var. Bu bile buradaki biyolojik zenginliğe delalet etmesi bakımından çarpıcı bir veri” diyor.

Munzur havzasının bir bütün olarak, Türkiye’nin taraf olduğu Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına dair sözleşme hükümlerine göre, Dünya Kültür Mirası Listesi’ne önerilmesi gerektiğini söyleyen Yıldırım, “Bir doğal veya kültürel havzanın dünya kültür mirası listesine alınması için 10 kriter var. Munzur, tek başına 6’sını karşılayan ender milli parklardan biri. Bu bakımdan sadece doğal koruma statüleri ile teçhiz edilmesi değil aynı zamanda dünya kültür mirası listesine de önerilmesi için görevli bakanlıklarımız vasıtasıyla bir çalışma yürütülmesini de bekliyoruz” şeklinde konuştu.

“KAMUOYUNUN HİÇBİR KUŞKUSU OLMASIN”

Doğal koruma statülerinin hepsinin son derece önemli olduğunu, burada bir doğal koruma statüsünün kaldırılmadığını, yeni bir doğal koruma statüsü inşa edildiğini ifade eden Yıldırım, “Kamuoyunda hiçbir kuşku oluşmasın, bunu çok net söylüyorum. Nitelikli doğal koruma alanlarında kesinlikle baraj, HES gibi ekosistemi yıkıcı şekilde etkileyecek projelere izin verilmiyor. Kesin korunacak hassas alanlar ise bilimsel amaçlı çalışmalar dışında insan etkileşimine tamamen kapalı olan alanlardır. Kesin korunacak hassas alan, birinci derece doğal sit alanına, nitelikli doğal koruma alanı ise ikinci derece sit alanına tekabül ediyor. Ama her ikisinde de ortak özellik şudur; ekosistem tahribi, habitat tahribi kesinlikle yasaklanmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

“NİTELİKLİ DOĞAL KORUMA MADEN SAHALARINI KAPSAMIYOR”

Maden projelerinin gerçekleştirilmek istendiği sahaların, vadi tabanından çok daha yukarıda bulunduğunu, nitelikli doğal koruma alanının sınırının ise akarsu habitatı boyunca uzanan yerler olduğunu ve sadece akarsu yataklarının koruma kapsamda olduğunun altını çizen Yıldırım, “Ancak örneğin 2021’de madenciler Ovacık ilçesi, Reşko Deresi bölgesinde, kaçak şekilde maden sondajı yaptılar. Reşko Deresi Munzur’a akıyor. Dolayısıyla orada yapılacak çalışma aşağıda nitelikli doğal koruma alanının temel kaynaklarını zedeleyici olursa -ki zedeler- bu da madenler için bir engeldir. Orada hiçbir doğal koruma statüsü olmadığını düşünün. Mesela Pülümür Vadisi’nde hiçbir doğal koruma statüsü yoktu, burası bir statüye kavuşturuluyor” dedi.

Eyüp Hanoğlu-Cihan Berk/DERSİM

İLGİLİ HABERLER:

– Munzur Ve Pülümür Vadileri ‘Kesin Korunacak Hassas Alan’ Ilan Edildi
‘Vadilerimiz Sadece Ekolojik Olarak Değil Inanç Merkezi Oldukları Için De Korunmalıdır’
“Bu Karar Yürürlükte Kalırsa Coğrafyamızı Kaybederiz”

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak