Cizre’de ilk uzun süreli sokağa çıkma yasağı sırasında evinin çatısında vurulan ve cenazesi 2 gün yakınlarının yanında kalan 59 yaşındaki Eşref Erdin’in dosyası hakkında “Daimi Arama Kararı” verilerek, zamanaşımına bırakıldı.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde, 4-12 Eylül 2015 tarihleri arasında ilan edilen ilk sokağa çıkma yasağı sırasında hayatını kaybedenlere ilişkin açılan soruşturmaların birçoğu ya “Takipsizlik” ya da “Daimi Arama Kararı” verilerek kapatıldı.
Cenazesi günlerce buzdolabında saklanan Cemile Çağırga (10), 7 çocuk annesi Meryem Süne (53), Selman Ağar (9), Bünyamin İrci (14) ve Mehmet Erdoğan’nın (75) ardından, evinin damındayken vurularak öldürülen 59 yaşındaki Eşref Erdin’in dosyası hakkında da “Daimi Arama Kararı” verildi.
SVAPLARDA ATIŞ ARTIKLARINA RASTLANILMADI
Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Kasten öldürme” suçlamasıyla başlatılan soruşturma dosyasında, tanık ifadeleri, ilgili resmi kurumlar arasındaki yazışmalar, otopsi raporu ile kimi raporlara yer verildi. Dosyada yer alan Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan uzmanlık raporunda, Erdin’den alınan svaplarda atış atıklarına rastlanılmadığı belirtildi. Raporda, Erdin’in uzak mesafeden yapılan atış sonucu hayatını kaybettiği kanaatine varıldığı ifade edildi.
TANIK: CENAZESİ İKİ GÜN BİZİM YANIMIZDA KALDI
Dosyada yer alan tanık ifadelerinde dikkat çekici ayrıntılar bulunuyor. Tanıklardan birinin ifadelerinde, 155’i aradıktan sonra Erdin’in özel bir araçla hastaneye götürülmesine izin verildiğini ancak araç yola çıktıktan sonra ateş altına alındıklarını belirtiyor. Bir başka tanığını verdiği ifadede, “Araç evin önünden ayrıldıktan bir süre sonra geri döndü. Araca ateş açıldığını gördüm ve aracın ön tarafından çeşitli yerlerinde hasarları olay sonrasında fark ettim. Bunun üzerine biz eve geri döndük. Amcamı evde bekletmeye başladık. Kanaması vardı ve çok kan kaybediyordu. Aynı gece amcam hayatını kaybetti. İki gün ölü olarak yanımızda kaldı” diye belirtiyor.
EMNİYET: TESPİT EDİLEMEDİ
Dosyada, İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından olay yeri görüntülerine ilişkin verilen yanıt da yer aldı. Emniyet, söz konusu duruma ilişkin verdiği cevapta, şunları ileri sürdü: “Bu hususta soruşturma kapsamında bilgi sahibi sıfatıyla ifadelerine başvurulan şahısların yazılı beyanlarında olaya karıştığı iddia edilen zırhlı aracı tespit edebilecek nitelikte herhangi bir resmi plaka, kod veya ibare belirtilmediğinden, ayrıca bilgi sahibi şahısların ifade beyanlarından bağımsız bir şekilde genel kapsamlı olarak döküm haline getirilen telsiz muhabere kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde olaya ait olduğu değerlendirilen herhangi bir muhabere sürekliliğine rastlanılmaması ve olay ile ilgilisi olabilecek herhangi bir operasyon unsurunun (zırhlı aracın, personelin, vb.) tespit edilememesi nedeniyle olaya bir zırhlı aracın karışıp karışmadığı, karışmış ise hangi zırhlı aracın karıştığı yönünde bir belirlemenin yapılması mümkün olmamış, bu sebeple olay ile ilgili herhangi bir görüntü kaydı tespit edilememiştir.”
ZAMANAŞIMI SÜRESİ: 2040
Soruşturmasını bir süre önce tamamlayan savcılık, birçok dosyada olduğu gibi bu dosya hakkında da “Daimi Arama Kararı” vererek, zamanaşımına bıraktı. Savcılık tarafından verilen karara ise, “tüm araştırmalara rağmen fail ya da faillerin açık kimlik bilgilerinin tespit edilememe” gerekçe gösterildi. Savcılık, zamanaşımı süresini ise, 25 yıl yani 2040 yılı olarak belirledi.
Savcılık, ayrıca olaya ilişkin İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden 6 ayda bir olumlu ya da olumsuz bilgi verilmesini istedi.
(Kaynak: MA)
Yoruma kapalı.