“DİYALOĞUN BÜYÜK ÖNEMİ VAR”
Dünyada, bölgede ve Türkiye’de oldukça büyük kırılma anlarının yaşandığı bir dönemde ziyaretin gerçekleştiğini ifade eden Kemalbay, “Özellikle 16 Nisan meşru olmayan anayasa referandumundan sonra demokrasi güçleri açısından ortak bir mücadele anlayışıyla yan yana gelişinin özellikle partilerin bir diyalog içinde olmasının çok büyük bir önemi ve anlamı var” dedi.
“DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI DEMOKRASİYE DARBEYDİ”
Partilerinin 7 Haziran 2015 seçimlerinin ardından büyük bir saldırıya uğradığını belirten Kemalbay, şunları söyledi: “AKP iktidarı tarafından dokunulmazlıkların kaldırılması ve partimize yönelik siyasi soykırım operasyonları, Meclis’in iradesinin ortadan kaldırılması, 6 milyon seçmenin iradesinin yok sayılması, Türkiye’deki anti-demokratik süreç özellikle OHAL ve KHK’lerle bir gecede insanların sokağa atılması, işinden ekmeğinden edilmesi, gazetecilerin tutuklanması, çatışma ve savaş politikalarının yürürlükte olması önümüzdeki süreç açısından bizleri Türkiye’nin bu karanlık tablonun değiştirme yönünde önemli demokratik tartışmalara yan yana gelişler, fikir alış verişinde bulunmalar açısından bizlere sorumluluk yüklüyor. Bu anlamlı diyalog ve görüş alışverişinde bulunduğumuz bu ziyaret bizim için de önemlidir. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Umuyorum ki bu yan yana gelişler başta cezaevindeki milletvekillerimiz, eş genel başkanlarımız ve siyasi soykırım operasyonları kapsamında tutuklu bulunan partililerimizin özgürlüklerine kavuşmasına, demokrasi anlamında da bir yol kat edilmesine de hizmet eder. Önümüzdeki dönemde bizler demokrasinin ve evrensel insan hakları kriterlerinin demokratik siyasetin hayata bulması ve demokratik ilkeler etrafında toplumsal yan yana gelişler, partiler arası diyalogların da sürmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
“TUTUKLU VEKİLLERİN OLDUĞU ÜLKE İSTEMİYORUZ”
Daha sonra konuşan Kılıçdaroğlu ise güzel bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade ederek “Bir referandum süreci yaşadık. Bu süreçte demokrasiyi savunan kim varsa bugün de demokrasiyi savunmalıyız. Birlikte yaşama iradesinin en güçlü şekilde ortaya konacağı rejim demokrasidir. Demokrasilerde birlikte yaşayacaksak birbirimizin düşüncelerine tahammül etmeliyiz. Herkes düşüncelerini özgürce ifade edebilmeli, kimse düşüncelerinden ötürü cezaevine atılmamalı. Eğer biz demokrasiyi geliştirmezsek 21. yüzyılın uygar dünyasında da kopmuş oluruz. O nedenle siyasal görüşlerimiz farklı olabilir, farklı partilerde, derneklerde sendikalarda olabiliriz ama bir demokrasi ortak paydasında buluşmak zorundayız. Türkiye’yi uygar dünyaya taşıyacak olan ana omurga budur” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu devamla şunları ifade etti: Demokrasiden vazgeçemeyiz. Eğer bugün bir Türkiye yarı açık cezaevine dönüşmüşse, olağanüstü kararnamelerle yönetiliyorsa, Türkiye’de demokrasiden söz edilemez. Biz demokrasiyi, birlikte yaşamayı savunuyoruz. Doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde bir arada birlikte yaşama iradesini ortaya koyarak, demokrasiyi güçlendirmek istiyoruz. Hiçbir ayrım yapmıyoruz. Kişiler demokrasiden yana tavır ortaya koyuyorlarsa başımızın üstünde yeri var. Demokrasi kadar güzel bir şey yok. Şimdi demokrasinin askıya alındığı bir süreci yaşıyoruz. Demokrasinin olduğu yerde terör de olmaz. Terörün olduğu yerde demokrasi de olmaz. Biz terörsüz, biz düşünce özgürlüğüne hiçbir sınır getirmeyen, düşüncelerini açıkladı diye hapishanelerinde milletvekillerinin, gazetecilerin, aydınların olduğu bir Türkiye de istemiyoruz. Biz işini geri istedi diye açlık grevi yapan ve hapishaneye konan hocaların olmasını da istemiyoruz. Böyle bir Türkiye’yi biz hak etmiyoruz. Yıllarca demokrasi mücadelesi verdik. Demokrasi mücadelesi verilirken, çok sayıda insan hayatını kaybetti. Döndük dolaştık aynı yere geldik. Dolayısıyla demokrasi paydasında hepimiz birlikte yaşama irademizi ortaya koymalıyız ve bir arada hep birlikte gelecekte demokrasi türküleri söyleyerek, ülkemizi büyüteceğiz.”
Şifreni kurtar.
Bir parola size e-posta ile gönderilecektir.
Yoruma kapalı.