PİRHA- Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, 319’inci haftada Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde kalan Hasan Alkış’ın durumuna dikkat çekerek, “Hasan Alkış, hipertansiyon hastası olup, sürekli olarak ilaç kullanmaktadır. Ancak kullandığı ilaç dozajının yetersiz kalmasından dolayı dozaj miktarını arttırmak zorunda kalmıştır. Hasan Alkış’ın birçok ağır hastalığı göz önüne alınarak bir an önce raporlarının tamamlanması ve Adli Tıp Kurumu’na sevkinin yapılarak, infazının ertelenmesi süreci hızlandırılmalıdır” dedi.
Haberin videosu;
Cezaevlerinde tutulan hasta tutukluların sağlık durumuna dikkat çeken Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, koronavirüs (Covid-19) salgınına dair tedbirler kapsamında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.
İnisiyatif adına İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen tarafından yapılan açıklamada, “Pandemi sürecinden hasta mahpusların yaşamları daha büyük riskler içerir hale gelmiştir. Gerek tedaviye götürülmemeleri, gerek acil durumlarda hastanelere gidiş gelişlerinde, hem ring araçlarının hem de tutuldukları karantina koğuşlarının yaşamı tehdit eder nitelikte olması geri dönülemeyen sonuçlara yol açmaktadır” dedi.
Çevirmen, açıklamanın devamında şunları ifade etti:
“Covid-19 Pandemi sürecinden hasta mahpusların yaşamları daha büyük riskler içerir hale gelmiştir. Gerek tedaviye götürülmemeleri, gerek acil durumlarda hastanelere gidiş gelişlerinde hem ring araçlarının, hem de tutuldukları karantina koğuşlarının yaşamı tehdit eder nitelikte olması geri dönülemeyen sonuçlara yol açmaktadır. Özellikle karantina koğuşlarına kapatılmaları nedeniyle mahpuslar hastanelere gitmek istememektedirler. 29 Haziran’da Gümüşhane E Tipi’nde yaşamını yitiren Mustafa Kabakçıoğlu’nun karantina koğuşundaki durumunu gösteren resimlerin ortaya çıkması, durumun vahameti gözler önüne sermiştir. 9 Eylül’de Bahattin Kardaş Diyarbakır’da yine karantina koğuşunda ölü bulunmuştur. Cengiz Karakurt 14 Eylül’de rahatsızlanıp hastaneye kaldırılmış, tekrar hapishaneye getirilmiş, 15 Eylül’de tek başına kaldığı koğuşta baygın bulunarak yoğun bakıma alınmış ve 22 Eylül’de yaşamını yitirmiştir. Karantina koğuşlarının durumları ve tedbirler tekrar ve acil bir şekilde gözden geçirilmelidir. Yaşamını tek başına devam ettiremeyecek ve risk altında (kalp, astım, epilepsi ve başka riskli hastalıkları) olan mahpusların tek başlarına bırakılmaları tehlike arz etmektedir.”
“TUTSAKLAR HER HASTANEYE GİDİŞ VE GELİŞTE KARANTİNAYA MARUIZ KALMAKTADIRLAR”
Eylemin 319. haftasında Bolu F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde kalan Hasan Alkış’ın durumuna dikkat çekeceklerini belirten Çevirmen, “Hasan Alkış, hipertansiyon hastası olup, sürekli olarak ilaç kullanmaktadır. Ancak kullandığı ilaç dozajının yetersiz kalmasından dolayı dozaj miktarını arttırmak zorunda kalmıştır” dedi.
Hasan Alkış’ın aynı zamanda kalp hastası olduğunu söyleyen Çevirmen, şunları aktardı:
“Yaklaşık 1.5 yıl kadar önce Behçet hastalığı tanısı konulmuştur. Hasan Alkış; tedavi için gittiği Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ramotoloji birim doktoru tarafından muayene edildiğini ve Behçet hastalığından dolayı kalbinden akciğerlerine giden damarlarda genişleme olduğunu, bu sebeple her an ölüm riski taşıdığını, kendisine cezaevinde kalamaz raporu verildiğini, ancak Adli Tıp Kurumu’na sevk için ikinci bir hekim görüşü gerektiğini, bunun için Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildiğini ancak buradaki doktorun kendisine konulan “Behçet ve Anevrizma” teşhisinin yanlış olduğunu ileri sürerek cezaevinde kalabilir raporu verdiğini aktarmıştır.
“ACİL OLARAK HASAN ALKIŞ’IN İNFAZI ERTELENMELİDİR”
Yaklaşık 3 ay kadar önce tekrar kontrole gittiğini ve anjiyo olduğunu, anjiyo sonucunda tekrar “Behçet Hastalığı” teşhisi konulduğunu ve İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi Ramotoloji bölümüne sevk edildiğini, burada da kendisine Behçet hastası olduğunu ve bu hastalıktan kaynaklı anevrizma teşhisi konulduğunu ve ayrıca burada bulunan kalp doktorunun kendisine kalp hastalığından kaynaklı anjiyo yaptığını ve tetkik sonuçlarının kendisine ulaşmadığı ifade etmiştir. Hapishane idaresine sorulduğunda Cerrahpaşa Hastane raporunun henüz gelmediği bilgisi alınmıştır. Alkış; hastaneye gidiş ve geliş süreçlerinde mahpuslara karantina uygulandığını, 9 Haziran ve 10 Ağustos tarihleri arasında hastaneye gidiş ve gelişlerinden kaynaklı olarak yaklaşık 2 ayını karantinada geçirdiğini, bu sürede kapıların üzerlerine kilitlendiğini ve havalandırmaya dahi çıkarılmadıklarını aktarmıştır. Doktor görüşü alınması için başka illere sevk edilmesinden kaynaklı olarak ring araçlarında rahatsızlandığını da belirtmektedir. Ayrıca yeniden yargılanma talepli dilekçe verdiğini ve dilekçeye 14 ay geçmesine rağmen cevap alamadığını da ifade etmiştir. Hasan Alkış’ın birçok ağır hastalığı göz önüne alınarak bir an önce raporlarının tamamlanması ve Adli Tıp Kurumuna sevkinin yapılarak, infazının ertelenmesi süreci hızlandırılmalıdır. Ağır hastalıkları ve pandemi sürecinden kaynaklı olarak her hastane sevkinden sonra uzun karantina süreçleri de yaşamsal tehdit arz etmedir. Hasan Alkış hapishanede kalamayacak denli ağır hastalıkları olan bir mahpustur. Bizler; Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi olarak 319. haftada, hasta mahpusların durumlarını dile getirdik. Tüm bu sorunlar kalıcı bir şekilde çözülünceye kadar dile getirmeye, taleplerimizi kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.