PİRHA- İstanbul’da yapımı 2015 yılında başlayan ve hala yapımı devam eden Gazi Şehitleri Cemevi inşaatının bitmesi için dayanışma gerekiyor. Cemevi Başkanı Göksel Fidan, siyasi partilere cemevinin projesini ve içeriğini anlattıklarını ancak hiçbir geri dönüşün olmadığını söyledi.
Haberin videosu
İstanbul’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Sultangazi Şubesi Gazi Şehitleri Cemevi 2009 yılında kuruldu. Gazi Mahallesi’nde bulunan eski karakolun yakınlarında kendi çabalarıyla yaptıkları cemevinde yıllardır halka hizmet veren Gazi Şehitleri Cemevi yöneticileri, yerlerinin yeterli olmadığını düşünerek 2015 yılında yeni yerlerinin inşaatına başladılar.
2015 yılından bu yana süren inşaat devam ederken cemevi yönetimi eski yerlerinde kurslar vermeye devam ediyor. Dersliklerinden birinin adını Berkin Elvan Dersliği koyan cemevi yönetimi, ilk okul, ortaokul ve lise öğrencilerine ücretsiz kurslar veriyor. Ayrıca cemevinde, bağlama, semah gibi Alevilik öğretisine dair eğitimler de veriliyor.
PSAKD Sultangazi Şubesi Gazi Şehitleri Cemevi Başkanı Göksel Fidan devam eden cemevi inşaatına ve yaptıkları çalışmalara ilişkin PİRHA‘ya konuştu.
“MEŞRU ZEMİNDE HAKKIMIZ OLANI TALEP EDİYORUZ”
Cemevi inşaatının 2015 yılında başladığını 15 Temmuz sürecine denk geldiği için çok ilerlemediği kaydeden Fidan, “Temel ihtiyaçlarımız olan demir, beton, işçi parası gibi sorunları halka giderek çözmeye çalışıyoruz. Sistemin ibadethanelerimizi tanımadığından dolayı, yasal prosedürde birçok şeye engel olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama biz meşru bir zeminde hakkımız olan ne varsa erk de dahil olmak üzere herkesten talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
“CHP’Lİ BELEDİYELERDEN GERİ DÖNÜŞ OLMADI”
Cemevinin inşaatının tamamlanması için İstanbul’daki CHP’li belediyelere gittiklerini ancak ‘yapacağız, edeceğiz, yardımcı olacağız’ demelerine rağmen bugüne kadar hiçbir adım atmadıklarını belirten Fidan, “Siyasi partilere cemevinin projesini ve içeriğini anlattıklarını ancak hiçbir geri dönüşün olmadığını söyleyen Fidan şöyle devam etti:
“Sonuç itibariyle ibadethane olarak tanınmayan bir inancın yeri burası. Doğalında inanç da tanınmıyor. Ama bizim on yıllardır verdiğimiz meşru mücadelenin sonucunda biz yasal olmasa da meşru haklarımızı pratikte hayata geçiren bir duruma getirdik. Cemevlerimizi kurduk. Bunun üzerinde de 2010’dan sonra mahallemizde ikinci bir cemevinin olması noktasında adımlarımızı atmaya başladık. Bugüne kadar taşıdık. Bundan sonra da hızlı bir şekilde yeni yerimizi bitirmeye çalışacağız.”
GÖNÜLLÜ ÖĞRETMENLER ÜCRETSİZ KURS VERİYOR
150 metrekarelik küçük bir yerde inançlarını yaşamaya çalıştıklarını, bunun yanı sıra cemevinde eğitimsel, kültürel, sanatsal faaliyetler yürütmek için derslikler açtıklarını kaydeden Fidan şunları ifade etti:
“Yoksulların yoğunlukta olduğu bir mahalle burası. Alevi, Kürt, Türk, Çerkes, Laz, Sünni olmak üzere her milliyetten her inançtan insanın ortak bir aidiyetle yaşadığı bir mahalle. Tabi ki durumu iyi olan insanlarımız okuyan çocuklarını çeşitli dershanelere, kurslara gönderdiğini biliyoruz ama gönderemeyen yüzlerce, binlerce ailemiz var. Bizim temel hedefimiz bu ailelerin çocuklarına ücretsiz, gönüllü öğretmenlerimizin inisiyatifinde bu eğitimi verme çabamız vardı. Biz 2014 yılından beri bunu yapıyoruz. Şu ana kadar binlerce öğrenci elimizden geçti. İlkokul ikinci sınıftan sekizinci sınıfa kadar çocuklarımızı özellikle alıyoruz. Türkçe, matematik, ingilizce, fen bilgisi ve benzeri dersleri ücretsiz veriyoruz. Onların temel ihtiyaçlarını da ailelerin üzerinden kurduğumuz komisyon ve komiteler üzerinden halka giderek hakkullahlarla karşılıyoruz. Bağış üzerinden yürüyor. Bu aynı zamanda buradaki insanların birbiriyle tanışması, birbirine dokunması, sorunlarını birlikte çözme meselesini hatırlatıyor.”
“CEMEVİ HALKIN YERİ”
Kültürel olarak da semah, bağlama kurslar verdiklerini dile getiren Fidan, “Kısmen de olsa dedelerimiz ve bu işi bilen insanlarımız üzerinden Alevilik öğretisi eğitimini vermeye çalışıyoruz. Resim ve heykel dersleri de veriyoruz. Hocalarımızın hepsi gönüllü olarak burada. Burası halkın yeri. Halktan kastımız kendisine insanım diyen ve insanlık erdemini taşıyan insanlardan oluşan halktan bahsediyoruz. Faşistlerden, katillerden, hırsızlardan, tecavüzcülerden, gaspçılardan, uyuşturucu satıcılarından bahsetmiyoruz” dedi.
Fizik yapısı, yapılaşması bitmiş, birçok faaliyetten dolayı geliri olan cemevlerinin yeni yapılan cemevlerine ihtiyaç dahilinde katkı sunmalarının bir görev, sorumluk olduğunu söyleyen Fidan, “Herkesin ihtiyacı olan yerlerin yapımına hızlı bir şekilde yardım etmeleri, onlarla dayanışma içerisinde olmalarını bekleriz ve umut ederiz” dedi.
“SİYASİ PARTİLER ALEVİLERDEN ELLERİNİ ÇEKMELİ”
Bu coğrafyada yaşayan bir çok inancın, kültürün ve etnisitenin şiddet, baskı ve katliamla asimilasyona uğratıldığını kaydeden Fidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Alevilik de bundan çok fazla nasibini alan bir inanç. Biz bu tür yerlerde kendi öz gücümüzü ve örgütlülüğümüzü yaratmak zorundayız. Birçok bozuk düzenin siyasi partileri, bizim cemevlerimiz üzerinde de varlık mücadelesi yürütüyor. Birçok cemevimizin yönetimlerini belirlerken, gelecek olan insanları yarın seçim olduğu zaman onlara oy devşirtecek bir anlayışa doğru götürmeye çalışıyor. Bunlar sahici değil. Bunu yapan siyasi partilere çağrımız Alevilerden ellerini çekmeleri. Alevilerin kendi yolu vardır, yolun iki ayağı vardır. Biri inancı diğer siyasetidir. Alevilerin kendi yapacağı siyaset hangi partiyle ne kadar örtüşüyorsa o kadar o partiyle adım atarlar. Aleviler bunu söylemek zorunda. Düzen yüzyıllardır bizleri katlederek bitirmeye çalıştı ama bitiremeyeceğini gördüğü zaman da direk değerlerimize saldırmaya başladı. Değerlerimizin içini boşaltmaya çalışıyor.”
Suay ABAK/İsmet SEFER-İSTANBUL
Yoruma kapalı.