Alevi Haber Ajansi

Cafer Kaplan Dede: Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı Alevi toplumu için bir tuzak!

PİRHA- Cafer Kaplan Dede, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Alevi toplumunun bir tuzağın içerisine çekilmeye çalışıldığına dikkat çekerek, “AKP’nin son 15 yıldır Alevilere ve Alevilik inancına yönelik oyununu ve tehlikeyi görmezlikten gelemeyiz artık. Bize nefretle yaklaşan bu sistem ilmek ilmek dokuduğu planını şimdilerde yine ete kemiğe büründürmenin heyecanındadır” dedi.

Uzun yıllardır Avrupa Alevi Hareketi’nde Yol hizmeti yürüten Cafer Kaplan Dede, sosyal medya hesabı üzerinden yayınladığı yazıda, Alevilere yönelik asimilasyon politikalarını değerlendirdi.

“ALEVİLERE YÖNELİK BİLİNÇLİ SALDIRILAR VAR”

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı bünyesinde Alevi ansiklopedinin hazırlığında olunduğuna dikkat çeken Cafer Kaplan Dede, “Aleviliğin yazılı kaynaklarının neler olduğunu kendi zihniyetlerine göre şekillendirmeye çalışıyorlar. Ahlaktan yoksun bir şekilde Alevilik hakkındaki bilgi kirliliğine son vereceklerini söylüyorlar. Bu tarz Alevilik karşıtı her bir çalışmanın farkındayız. Bir gecede yayınlanan yönetmelikle karşımıza dikilen bu proje yine bir gün gelir bir gece ilan edilen bir yönetmelikle de tarih sahnesinden silinebilir” dedi.

Kaplan, asırlar boyunca her dönemin iktidarının bilinçli bir şekilde Alevilik inancının değerlerine karşı saldırılarının olduğunu belirterek, “Bu yönelimlere karşı direnen ve onları boşa çıkaran Pirlerimiz ve Ulularımız her daim var oldu. Onlar ki yeri geldiğinde dar ağaçlarında idam edilmek de dahil birçok katliama karşı göğüs gerip, ser verip sır vermediler. Onlar ki bu inanca sahip çıkıp Hakk’a yürüdüler ve inancımızın değerlerini bizlere miras bıraktılar” diye kaydetti.

“ALEVİLER İÇİN MEVCUT TEHLİKELERİ GÖRMEZDEN GELEMEYİZ”

AKP hükümetinin son 15 yıldır Alevilere ve Alevilik inancına yönelik tehlikeli bir politika yürüttüğüne vurgu yapan Kaplan, yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Bu oyunları ve tehlikeyi görmezlikten gelemeyiz artık! Mekan ve zaman değişmiştir ama zihniyet olduğu gibi yaşamaya devam etmektedir. Bize nefretle yaklaşan bu sistem ilmek ilmek dokuduğu planını şimdilerde yine ete kemiğe büründürmenin heyecanındadır.

Geçmişe bakıp ne demek istediğimi somutlaştıracak olursam; bir dönem Diyanetin Gri pasaportlu dedelerini içimize yollayarak birliğimizi bozmayı denediler, başaramadılar. Yeri geldi eşyanın tabiatına aykırı bir proje ile cami-cemevi modeli üzerinden denemeler de bulundular fakat bu plan da başlarına yıkıldı. Diyanetin parasıyla finanse edilen dedelerini gruplar halinde kutsal mekânlarımıza götürdüler. Kendi basın-yayın organlarında bu konuyu yaygınlaştırsalar da Alevi toplumu tarafından itibar görmediler. Çünkü bizim inancımızda “Bu Yol Her Zaman Haksızın Hakkından Gelir” anlayışı vardır. Bu hep böyle oldu böyle de devam etmektedir. Ancak ne var ki Aleviler olarak bizler hiçbir zaman dikkatimizi dağıtmadan bu asimilasyoncu zihniyetin planlarını fark edip ona karşı tedbirlerimizi almakla sorumluyuz.”

CEMEVİ BAŞKANLIĞI İLE GÖRÜŞEN ALEVİLERE ELEŞTİRİ

“Ne yazık ki bu asimilasyoncu plana bilinçli bir şekilde destek verenlere çok sade bir dille şunu sormak ve hatırlatmak isterim: Hani, Yol’umuzda haram lokma yemek yoktu? Daha dün Madımak’ta Hakk’a yürüyenleri anarken, Maraş’ta, Çorum’da ve daha birçok katliama maruz kalıp yitirdiklerimizi anarken neden basın-yayın organlarınızda bir kelime bile yazamıyorsunuz? Hangi yüzle toplumumuzun karşısına çıkıp ne anlatacaksınız? Ne oldu da birdenbire hemen bakanlık kapılarına koştunuz?

Şu da bir gerçektir ki; her toplum kendi içinden gelen öz değerleriyle kendi tarihini yazar ve sahiplenir. Bu dünyanın her yerinde geçerli olan bir olgudur. Bu yüzden Aleviler, kendi geçmiş bilinci ve duygusu ile kendi tarihlerini yazdığında her şey bir anlam kazanır. Örneğin, Madımak Katliamı Hafıza Merkezi projemiz ile bu zihniyete çok anlamlı bir cevap verdik. Hüseyinleri, Mansurları, Nesimileri, Hünkarları, Yunusları, Pir Sultan Abdâllları ve daha nice ulularımızı, Pirlerimizi unutmadık onların mirasını da bu şekilde sahiplenmeye devam ediyoruz.

İnancımızda yazıdan önce söz vardır. Ulularımızın nefesleri söz oldu ve o söz bugünlere kadar geldi. Dile gelen bu sırrı ancak bu sırra vâkıf olanlar anlar.

“BU ZİHNİYET YOLUMUZA AİT SÖZLERİ KULLANMAYA BAŞLADI; ROL ÇALARAK SONUÇ ELDE ETMENİN DERDİNDELER”

Asırlardır bizleri asimile etmeye çalışan bu zihniyetin yanında olmanın Alevilikle bağdaşmadığını sizler de çok iyi biliyorsunuz. Andolsun ki bizler de her türlü planlarınızı; Yol’umuzun, inancımızın ve ikrârımızın bizlere verdiği güç ve cesaretle bozmaya devam edeceğiz. Gözümüzden kaçmayan bir şey daha var. Bu zihniyet var gücüyle Yol’umuza ait sözleri, nefesleri arsız bir şekilde çalıp kendine aitmiş gibi kullanmaya başladı. Deyim yerindeyse rol çalarak sonuç elde etmenin derdindeler.

“ALEVİLİK İNANCI TEHLİKEDE”

Canlar gelecekte bizleri neler mi bekliyor?

Bu konuya anlaşılır olması açısından kısa da olsa değinecek olursam, ‘Namaz da bizim niyaz da bizim; cami de bizim cemevi de bizim’ anlayışı bir kez daha karşımızı çıkacaktır. Bozuk düzenden beslenip onun yöneticilerine yakın durmaya çalışanlar; Alevilerde de iki rekat namaz, Ramazan’da üç gün oruç var, demekten geri durmayacaklardır.

Bu zihniyet; kadınla erkeğin yan yana ibadet yapamayacağını, cemimizi zâhiri ve batini anlamından ayırarak Cemimize sadece zâhiri bir anlam yükleyip ibadetimizi özünde koparmak isteyecektir. Ardında da Can olma kavramını da ortadan kaldıracaktır.

Yaşanması her zaman olası olan bu senaryo karşısında Aleviler arasında, nasıl bir bölünmenin boy vereceğini varın siz düşünün. Bu yüzden her zaman bu tarz Alevilik karşıtı planlar karşısında duyarlı ve dikkatli bir toplum olmamız gerçeği bugün de geçerliliğini koruyor.

“ALEVİ ÖRGÜTLERİNE SAHİP ÇIKMALIYIZ”

“Alevi inancına ait değerleri gelecek nesillere doğru bir şekilde ulaştırmak amacıyla Türkiye ve Avrupa’daki örgütlü yapımıza sahip çıkmalıyız.

Alevi inancına ait değerleri gelecek nesillere doğru bir şekilde ulaştırmak amacıyla Türkiye ve Avrupa’daki örgütlü yapımıza sahip çıkmalıyız. Bu görev tüm canlara düşmektedir. Alevi toplumunun kendi içerisinde asimilasyoncu zihniyetin planlarına hiçbir zaman müsaade etmeyeceğine olan inancım tamdır.

Alevi inancı, beşeri doğan bir insanı kâmilleştiren okuldur. Bu okulda, Alevi ahlâkı, edebi ve erkânıyla kendini eğitmiş, Canlar hiç bir zaman bu tuzaklara kanmayacaktır.

Günümüzde Alevi inancını yok etmeyi amaç edinen bu yeni oluşumlar yanında saf tutup bizden olduğunu iddia edenlere son sözüm şudur: Yolumuz yanan delilimiz kadar aydınlık, Munzurun gözelerinden akan su gibi temiz ve berraktır boşuna uğraşmayın! Yol, bir gün hepinizden hesap sorar.”

(HABER MERKEZİ)

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak