Alevi Haber Ajansi

Britanya Alevi Federasyonu: Sivas Madımak’taki Alevi düşmanlığı Suriye’de devam ediyor!

PİRHA- Britanya Alevi Federasyonu, Sivas Madımak ve en son Suriye’deki katliamın Osmanlı’dan Cumhuriyet’e taşınan Alevi düşmanlığının devamı olduğuna vurgu yaparak, “Alevi kanı üzerinden kurulan bu coğrafi siyaset, bir inancı susturma, bir halkı tarih sahnesinden silme çabasıdır. Ama biz buradayız! Hem Sivas’ta, hem Halep’te, hem Lazkiye’de!” diye belirtti.

Britanya Alevi Federasyonu, Sivas Madımak Katliamı’nın 32. yılında yazılı yaptığı açıklamada, 2 Temmuz’un yalnızca bir tarih değil, insanlık vicdanında yanan bir yara olduğunu belirtti.

İnkar ve asimilasyon politikalarının Suriye’de Alevilere soykırım olarak döndüğüne değinilen açıklamada, “Biz Aleviler, bu düzenin “makbul yurttaşı” olmayacağız! Devletin inançlara göre vatandaş sınıflandırmasına, asimilasyoncu Diyanet rejimine, katilleri koruyan yargısına, milliyetçi mezhepçi iktidar anlayışına boyun eğmeyeceğiz. İnancımızı, kimliğimizi ve tarihsel hafızamızı savunmaya devam edeceğiz” denildi.

“ALEVİ DÜŞMANI DEVLET AKLININ UYGULAMASIDIR”

Britanya Alevi Federasyonu’nun açıklaması şöyle:

“2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen 33 aydın, sanatçı, yazar, ozan şahsında tüm Alevi halkımıza dönük gerçekleştirilen katliamın üzerinden 32 yıl geçti. O gün orada sadece insanlar değil, bir halkın sözü, inancı, sanatı, belleği ve umudu diri diri yakılmak istendi.

Sivas Katliamı münferit bir olay değildir. Bu, Maraş’ın, Çorum’un, Malatya’nın, Dersim’in, Gazi’nin devamıdır. Bu, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e taşınan Alevi düşmanı devlet aklının soğukkanlı bir uygulamasıdır. Sivas’ta ateşe verilen bedenlerin arkasında sadece bir güruh yoktu. Orada devletiyle, polisiyle, valisiyle, milletvekilleriyle organize edilmiş bir katliam vardı. Biz bu katliamı planlayanları, yönlendirenleri ve koruyanları tanıyoruz!

Sivas Katliamı’nın failleri yargılanmadı, korunarak ödüllendirildi. Dosya zaman aşımına uğratıldı. Dönemin başbakanı “milletimize hayırlı olsun” diyerek adaletin üzerine beton döktü. Bugün o zihniyet iktidarını sürdürüyor. Katliamcılardan bazıları Meclis sıralarında oturuyor, bazıları ise devletten maaş alıyor. Madımak hâlâ bir utanç müzesi değilse, bu devletin hâlâ Alevilerle yüzleşmeye niyetinin olmadığını gösterir. Bugün burada bir kez daha haykırıyoruz: Sivas’ta yakılan bizdik. Yakmaya çalışan devletti!

“SURİYE’DEKİ ALEVİLER AYNI KARANLIK ZİHNİYETİN HEDEFİNDEDİR”

Aleviler, bu topraklarda yüzyıllardır katliamlarla, sürgünlerle, inkâr ve asimilasyon politikalarıyla yüz yüze. Ama kimliğinden, inancından, yolundan vazgeçmedi. Bugün hâlâ Alevi köylerine cami dayatması yapılıyor, cemevlerimiz ibadethane olarak tanınmıyor, çocuklarımız okullarda Sünni İslam’a göre zorla eğitiliyor. Alevi kadını, Alevi genci, Alevi inancı sistematik olarak yok sayılıyor. Bu, bir arada yaşamayı değil, bir halkı sessizce yok etmeyi hedefleyen bir devlet politikasının ifadesidir.

Bu mezhepçi zihniyet yalnızca Türkiye’yle sınırlı değildir. Bugün Suriye’de Alevi köyleri, mahalleleri ve toplulukları da aynı karanlık zihniyetin hedefindedir. Emperyalist savaşın, selefi çetelerin ve işbirlikçi devletlerin desteğiyle gerçekleştirilen katliamlarda binlerce Alevi sivil, sadece inancı nedeniyle vahşice öldürüldü. Suriye’de El Kaide ve IŞİD türevleri tarafından gerçekleştirilen bu katliamların arkasında da yine Türkiye dâhil bölgesel güçlerin eli vardır. Sivas’ta yakılan zihniyet, Suriye’de bombalarla, infazlarla, zorunlu göçle sürüyor!

“BU DÜZENİN ‘MAKBUL YURTTAŞI’ OLMAYACAĞIZ, BOYUN EĞMEYECEĞİZ”

Alevi kanı üzerinden kurulan bu coğrafi siyaset, bir inancı susturma, bir halkı tarih sahnesinden silme çabasıdır. Ama biz buradayız! Hem Sivas’ta, hem Halep’te, hem Lazkiye’de!…

Biz Aleviler, bu düzenin “makbul yurttaşı” olmayacağız! Devletin inançlara göre vatandaş sınıflandırmasına, asimilasyoncu Diyanet rejimine, katilleri koruyan yargısına, milliyetçi mezhepçi iktidar anlayışına boyun eğmeyeceğiz. İnancımızı, kimliğimizi ve tarihsel hafızamızı savunmaya devam edeceğiz. Bugün Madımak’ın önüne bırakılan karanfiller, sadece yas değil; aynı zamanda isyanımızın, hafızamızın ve mücadelemizin simgesidir.

Sivas’ı unutmadık, affetmedik. Suriye’de katledilen Alevileri unutmadık, affetmeyeceğiz. Adalet sağlanana, katliamlarla yüzleşilene, Madımak Utanç Müzesi olana kadar mücadele edeceğiz. Bu memlekette adalet ya hepimiz için olacak, ya da hiç kimse için olmayacak! Sivas için adalet, herkes için adalet!”

PİRHA/İNGİLTERE

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.