Alevi Haber Ajansi

‘Bizim Yunus’ genelgesine tepki: Yunus Emre, sizin tekçi inanç sisteminizle bağdaşmaz!

PİRHA- ‘Bizim Yunus’ adıyla yayınlanan Cumhurbaşkanlığı genelgesine bir eleştiri de HDP Parti Meclisi, Halklar ve İnançlar Komisyonu üyesi/ Yazar Nesimi Aday’dan geldi. “‘Derviş Yunus’u ‘Bizim Yunus’ yaptılar” diyen Aday, “Genelgeye göre, Türkiye sadece Yunus Emre’yi anmak için program yapacakmış. Hacı Bektaş-ı Veli ve Ahi Evran programa dahil edilmemiş. Peki neden? Hacı Bektaş-ı Veli ile Ahi Evran Alevi de Yunus Emre değil mi?” diye sordu. 

29 Ocak 2021’de Cumhurbaşkanı imzası ile ‘Bizim Yunus’ adıyla yayınlanan genelgeye tepkiler sürüyor.

Konuya dair yazıl bir açıklama yapan HDP Parti Meclisi, Halklar ve İnançlar Komisyonu üyesi/ Yazar Nesimi Aday, “Derviş Yunus’u “Bizim Yunus” yaptılar” dedi.

Aday, “Aslında bu yeni değil. Uzun yıllardır böyle. Alevilerin Ehli Hakçı düsturuna sahip Derviş Yunus’u, ders kitapları başta olmak üzere Türk-İslam sentezi literatürüne hapsetmeye çalışıyorlar. Yunus’u daraltan bu yabancılaştırma giderek bağlam dışına itiyor onu” ifadelerini kullandı.

“HACI BEKTAŞ VELİ İLE AHİ EVRAN ALEVİ DE YUNUS EMRE DEĞİL Mİ?”

Nesimi Aday devamında şunları kaydetti:

“Nasıl mı?
Birlikte bakalım:

UNESCO, yani Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, Hacı Bektaş-ı Veli’nin vefatının 750. yıldönümü Yunus Emre’nin 700. yıldönümü ve Ahi Evran’ın doğumunun 850. yıldönümü nedeniyle 2021 yılı programına almıştı.

Ama Cumhurbaşkanlığının yayınladığı genelgeye göre, Türkiye sadece Yunus Emre’yi anmak için program yapacakmış. Hacı Bektaş-ı Veli ve Ahi Evran programa dahil edilmemiş.

Peki neden?

Hacı Bektaş-ı Veli ile Ahi Evran Alevi de Yunus Emre değil mi?

Aslında bu konuda epeyice yol aldılar. Birçok Alevi kişi ve değerini Sünnileştirdiler. Hacı Bektaş Dergahı başta olmak üzere çok sayıda mekan kırımı yaptılar.

Öyle görülüyor ki Anadolu Aleviliğinin Serçeşmesi olarak görülen Hacı Bektaş-ı Veli’yi anmamak için Ahi Evran’ı da program dışı bırakmışlar. Yoksa onu da Derviş Yunus gibi asimilasyon sarmalına dahil etmişlerdi çoktan, ötelemezlerdi.

Yunus’u ne kadar okudular, ne kadarını anladılar bilemiyoruz. Onun savunduğu ‘varlıkta birlik’ felsefesinin, geleneksel İslam ontolojisiyle bağdaşmadığını, Hallac-ı Mansur’un darından emanet aldığını biliyor ve anlıyorlar mı acaba?

“Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm” diyen Yunus’un bu manifestocu mısraları onların anlam dünyasında neye, nereye tekabül ediyor o da karanlık bize.”

“Yunus Emre desenini en büyük Türk lirası üzerine basmakla Yunus anlaşılmış olmuyor. Onun ilmine varacak yolunuz var mı” diye soran Nesimi Aday, “İlköğretim çocuklarına matematikten çok din eğitimi vererek sahip çıkılmaz Yunus Emre’ye. “İlim ilim bilmektir. İlim kendini bilmetir” diyen dervişin yolu, tıpkı şiir dili gibi berraktır ve “nice okumaktır.” dedi.

“YUNUS EMRE SİZİN TEKÇİ İNANÇ SİSTEMİNİZLE BAĞDAŞMAZ”

Yazar Nesimi Aday, “Cumhurbaşkanlığı metnini yazanlara net olarak şu itirazı yapabiliriz” diyerek şöyle devam etti.

“Yunus Emre; Hallac-ı Mansur’un ve Seyid Nesimi’nin de savunduğu Enel Hak öğretisi yolunda yürümüştür. Yani sizin tekçi inanç sisteminizle bağdaşmaz. Tüm kainatın bilgisini insanda gören, onun ontolojik bilgisini yaşamına içerik kılan ve insanı kamil olmayı erdem sayan bu ulu yola girmek değil, bakmak için bile arif olmalı. Onun için erenler arasında ayrım yapmak için yormayın kendinizi de.

“SARAYLARDA OTURANLARIN BU FELSEFEYİ ANLAMA GERÇEKLİĞİ VAR MI?”

Rivayet edilir ki Yunus Emre, Tapduk Emre’den el almak için kırk yıl ormandan odun taşımış dergaha. Neden biliyor musunuz; ben’i biz’e evriltmek, nefsini köreltmek, insan-ı kamil olmak için.

Saraylarda oturanların bu felsefeyi anlama gerçekliği var mı, mümkün mü bu? Mümkün değil tabi. Hayatlarına mümkün kılamayacakları için de “Bizim Yunus” deyip popülizm yapıyorlar. Cemevine “cümbüş evi” yakıştırması yaparak, aklı sıra öteleyen bir zihniyetin, devlet olanaklarıyla ‘ermişler’ arasında ayrım yapması kabul edilir değil.

“UNESCO’NUN KARARINI ALEVİ KURUM VE İNANÇ ÖNDERLERİYLE UYGULAMAK GEREKİR”

Ezcümle; UNESCO’nun bu isabetli kararını, Alevi kurum ve inanç önderlerini de dahil ederek uygulamak gerekir. Ötesi tutum ve davranışlar ayrımcılıktır. Tarihi şahsiyetler arasında ayrım yapmak ise cehalettir.

PİRHA/ İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak