PİRHA – Karer, Bingöl’ün 9 Alevi köyünden oluşan bölgenin genel adı. Karer’in Cafran adlı köyünün sakinleri seçime dair düşüncelerini PİRHA’ya anlattı. Mevcut iktidarın gitmesinde hemfikir olan Cafranlıların ortak en temel dileği ise barış, özgürlük ve demokrasi.
Karer, Bingöl’ün 9 Alevi köyünden oluşan bölgenin genel adı. Yoğun bir göç veren Karer’in Cafran (Türkçe adıyla Dallıtepe) adlı köyüne konuk olan PİRHA muhabirlerinin sorularına cevap veren Cafranlılar oylarının köyden şehire götürülürken değiştirilme ihtimalinden endişeli olduklarını belirtiyorlar. Aynı dede ve ninenin torunları olan Cafranlıların tamamı aynı soyadını taşıyor. Az sayıda insanın kaldığı Cafran’da mikrofonumuza konuşanların ortak beklentisi barış, özgürlük ve demokrasi oluyor.
“YERİ VE GÖĞÜ TUTAN DİREKTEN DİLEĞİM BARIŞTIR”
“Ben zaten bu dağda büyümüşüm fazla bir şey bilmiyorum” diyerek söze giren 75 yaşındaki Hamsiye Kişin inandığı ziyaretlerin, kutsalların adını anarak, onları yardıma çağırarak meramını anlatmaya çalışıyor. “Zîyara Reqî’den, Zev û ziyarlardan, yeri ve göğü tutan direkten dileğim odur ki bir ışık doğsun, bütün dünyayı aydınlatsın, bizi ve çocuklarımızı da dahil etsin bu ışığına. Hayırlısıyla bir barış ortamı doğsun. İyi bir kanun çıksın ve cezaevlerinde bu kadar fakir fukara var hepsi dışarı çıksın dilerim.”
“RABBİM BİR IŞIK YARATSIN”
Konuştukça aslında her şeyin farkında olan yaşamın olgunlaştırdığı bir bilge kadınla karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. “Millet olarak biz dik durmaya çalışıyor ve zorlukları fazla göstermiyor olabiliriz ama büyük bir sıkıntı ve büyük bir baskı altındayız. Hani derler dudak gülüyor ama yürek yaralıdır. Her zaman öyle yüreğimiz yaralıdır. Rabbim bir ışık yaratsın. Sadece bizim için değil herkes için. Fakirler var, açlar var, çıplak ve aç gezenler var, cezaevlerinde olanlar var. Yaralılar var, engelliler var. Rabbim hepsi için bir aydınlık yaratsın isterim, bizim çocuklarımızda içinde olmak üzere. Siz burada hazır bulunanlar da içinde olmak üzere.”
“DİLİM ONUN İSMİNE DÖNMÜYOR KURBAN OLAYIM ONUN İSMİNE”
Selahattin Demirtaş’ın ismini hatırlayıp söyleyemeyince “Kurban olayım onun ismine, o kadar çok seviyorum onu” diyor. Şöyle devam ediyor:
“İnşallah Hak yardım eder ve bir barış ortamı oluşur. Cezaevindekiler çıkar, Demirtaş da dahil. Dilim onun ismine dönmüyor. Kurban olayım onun ismine, onu çok seviyorum. Hayırlı bir barış ortamında inşallah kazanarak o kapıların ardından çıkar. Ben de kızarmış yuvarlak bir Niyaz pişirip dağıtacağım ki güzel bir aydınlık doğsun diye. Rabbimden hayırlı bir barış, hayırlı bir barış, hayırlı bir barış istiyorum. Haktan bunu diliyorum. İnşallah bu yıl hayırlı bir müjde olur. Herkes mutlu olur.”
“OYLARIMIZIN AKIBETİ HAKKINDA ENDİŞELİYİM”
Her yıl oylarını ılıcalar nahiyesinde kullanan Cafranlıların bu yıl oy sandıkları, köyde kurulacakmış. Bu konuya olumlu bakan da var ancak ağırlıklı olarak endişeyle yaklaşılıyor. Endişenin nedeni ise oyların çalınması, şehre götürürken değiştirilmesi olarak öne çıkıyor.
Hamsiye Kişin “Bu konuda biraz şüphem var. Çünkü nahiyede kullandığımızda sandığa sahip çıkanlar oluyordu. Köy yerinde sahip çıkabilecek durumda değiliz. Oylarımızın akıbeti hakkında ne olacağını bilmiyorum” kaygısıyla sözlerini bitiriyor.
“İYİ NİYETLİ OLDUKLARINI SANMIYORUM”
Wake Kişin ise seçime dair duygularını şöyle dile getiriyor.
“24 Hazirandaki seçimden beklentim barıştır. Temiz bir ortamdır. Birlik olmak gerekir. Kürt, Türk ayrımı yapılmamalı, her kes eşit olmalı.
Her yıl nahiyede kullanıyorduk oylarımızı. Bu yıl köyde kullanıyor olmayı iyi niyetli olarak değerlendirmek isterim ama öyle değil. Onların niyeti farklı. Kürt’ü silip yok etme niyeti içindeler.
Özgürlük ve barış dışında bir isteğimiz yok.”
“İNSANLARIN BİR DAHA BU FELAKETLERİ YAŞAMASINI İSTEMİYORUM”
Benzer endişeleri taşıyan Halil Kişin de “Hükümetin değişmesi lazım” diyerek konuşmasına başlıyor ve gördüğü rüyayı anlatıyor:
“Ben rüya gördüm Halk partisi 250 milletvekili çıkaracak. İnşallah da çıkarır. Biz oyumuzu Cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce’ye veriyoruz. Milletvekili seçiminde ise HDP’ye vereceğiz.
Oyumuzu burada kullanmamız konusunda endişeliyim. Kazalarda ve şehirlerde oyları değiştirmek daha zordur. Köylerde daha rahat değiştirebilirler. İnşallah Hak bu fırsatı kimseye vermez. Umudum vardır ki Erdoğan daha önce olduğu gibi yüzde 48’i geçmez. Ne oldu kazanmadığı halde 2-3 milyon oyu aniden almış gibi yaptılar.
Seçimden beklentim odur ki huzur gelsin. İnsanlık olsun, Bir daha insanlar ölmesin, yok olmasın. İnsanların bir daha bu felaketleri yaşamasını istemiyorum. Hakkın bu felaketleri defetmesini istiyorum.”
“BU İŞ ERDOĞAN’LA OLMAZ”
Tereddütsüz oyunun rengini belirten Hasan Kişin‘in de endişeleri benzer. “Biz köy olarak hepimiz HDP’ye oy veriyoruz. Bu nedenle bu sene sandığı köyümüze getirdiler. Onlar ne düşünüyor bilmiyorum ama benim fikrime göre bizim oylarımıza bakarak bize muamele yapacaklar. Şüphem odur. Yani kimin nereye verdiğini tespit etmek istiyorlar.
Onlar da biliyor ki burası HDP’ye oy veriyor. Zaten baskı var. HDP’yi baraj altında bırakmak istiyorlar. Seçim sonuçlarından beklentim odur ki barış olsun. İnsanlar da bir rahat yüzü görsün. 40 yıldır bu toplum bu kadar acı çekti. Bu nedenle herkes barış istiyor. Erdoğan’la da bu iş olmaz.”
“DEVLET DE BİLİYOR Kİ BİZ HDP’YE VERİYORUZ”
Emekli olduktan sonra Cafran’a yerleşen Ali Kişin de tutumunu net olarak söyleyenlerden. “Valla partimiz şu ana kadar zaten belli. Biz HDP’ye veriyoruz. Devlet de HDP’ye verdiğimizi bildiği için sandığı bu defa getirip köye kuracak. Kaygımız odur ki götürüp yolda oylarımızı değiştirsinler. Bu kaygımız var. Böyle bir niyet yoksa şimdiye kadar gidip nahiyede kullanıyorduk ne oldu da değişikliğe gittiler. Bizim oyumuz belli. Gaye götürüp değiştirmektir. Başka ne olabilir. Hangi hükümet gelirse gelsin bizim taleplerimiz bellidir. Biz barış, demokrasi ve özgürlük istiyoruz. Biz başka ne isteyelim ki.
“HAK BİR IŞIK YAKSIN”
“Bizim fikrimiz belli. Biz oyumuzu HDP’ye veriyoruz” diyen Pakize Kişin de inandığı değerlere yakarak barış ortamının gelmesini diliyor. Hak kendi tarafından bir ışık yaratsın. İyi bir kanun gelsin, yeni bir kapı açsın, fakir fukaraya yardımcı olsun. Güzel bir müjde olsun ve bizi de kapsasın. Bu ateşi söndürsün istiyoruz. Biz bunu istiyoruz. Bu ateşin Hak tarafından söndürülmesini istiyoruz.
Çok istiyoruz değişim olsun. Hak bize yardımcı olsun. Onlar gücünü kuldan alıyor. Bizim yardımcımız da Hak olsun.”
“BİR OYUM CHP’YE BİR OYUM HDP’YE”
İlk defa köyde oy kullanacak olan Gülten Kişin daha önce hep İstanbul’da kullanmış oylarını ve hep CHP’ye oy vermiş. Bu kuralını bu defa değiştiren Gülten Kişin, “İyilik olsun istiyorum. Amacımız odur ki Erdoğan iktidardan düşsün. Yeter ki o insin yerine kim gelirse gelsin.
Ben şu ana kadar köyde oy kullanmıyordum. Bu yıl oyumu köye getirdim ve burada kullanacağım. Oyumun birini Demirtaş’a vereceğim. Bir tanesini de CHP’ye vereceğim. Ben CHP’liyim. Eskiden beridir CHP’ye veriyorum. Fakat burada HDP’ye vermek istiyorum. Çünkü CHP’nin burada şansı yok. Bu nedenle burada HDP’ye vererek barajı aşmasını sağlamamız lazım. Ama Cumhurbaşkanlığında CHP’ye vereceğim. Ben HDP’li değilim ama Selahattin’i seviyorum” diyerek düşüncelerini ifade ediyor.
PİRHA/BİNGÖL
Yoruma kapalı.