PİRHA – 5 Milyonun üzerinde kamu ve memur emeklisinin merakla beklediği zam ve sosyal destek ödemelerinin belirleneceği toplu sözleşme görüşmeleri Ağustos’ta başlayacak. Büro Emekçileri Sendikası (BES) “kayıplarımızın karşılandığı, taleplerimizin dikkate alındığı gerçek bir toplu sözleşme istiyoruz” dedi.
Kamu emekçileri ve emeklilerinin 2020 ve 2021 yıllarında alacağı zam ve sosyal destek ödemelerinin belirleneceği toplu sözleşme görüşmeleri Ağustos ayında yapılacak. 3 Milyonun üzerinde kamu emekçisi ile 2 milyonun üzerinde memur emeklisinin merakla beklediği zamlar yapılacak toplantılar sonrasında belirlenecek.
Konuya dair açıklama yapan BES, büro emekçilerinin toplu iş sözleşmesi taleplerini Ankara’da yaptığı basın toplantısı ile duyurdu.
BES Genel Başkanı Serpil Akpınar tarafından yapılan açıklamada “Ülkemizde kamu emekçilerinin grevli/toplu sözleşmeli sendika hakkı, siyasi iktidar tarafından yıllardır yok sayılmakta ve toplu sözleşme sınırlı mali ve sosyal haklara indirgenmektedir. Oysa toplu sözleşme süreci kamu emekçilerinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarının tümünü kapsamalı ve grev hakkının kullanıldığı bir süreç olmalıdır.” denildi.
Akpınar, kamu emekçilerinin yoksulluk, güvencesizlik ve ağırlaşmış sorunlarla karşı karşıya olduğunu söylerken taleplerini şu şekilde sıraladı:
“15 Temmuz darbe hukuku, OHAL KHK’ları ve sözleşmeli personel uygulamasıyla iş güvencesinin fiilen ortadan kaldırılması, derinleşen ekonomik kriz karşısında ücretlerin erimesi, enflasyonun altında zamların dayatılması, kamuda partizanlığın, baskıların artması, liyakatın rafa kaldırılarak mülakat yoluyla hükümet memurluğunun yaratılması, işyerlerinde dayanışmanın yerine performansa dayalı rekabetin geçirilmesi, Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemiyle, sosyal güvenlik ve emeklilik hakkının gasp edilmek istenmesi gibi daha sayabileceğimiz birçok sorunla bugün kamu emekçileri karşı karşıyadır.”
“GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İSTİYORUZ”
“Öncelikle Kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşme hakkı önündeki yasal ve fiili engeller kaldırılmalı, özgür bir toplu sözleşme düzeni yaratılmalıdır.
OHAL KHK’ları ile hukuk dışı bir şekilde hayata geçirilen ihraçlar ve açığa almalara son verilmeli, hukuki deliller ve mahkeme kararları olmadan ihraç edilen tüm kamu emekçileri derhal görevlerine iade edilmelidir.
Kamuda sözleşmeli istihdama son verilmeli, sözleşmeli olarak işe başlatılan büro emekçileri kadrolu istihdam edilmelidir.
Yılın ikinci yarısında maaşlarımızda yaşanan erimenin önüne geçilebilmesi için vergi dilimi soygununa son verilmeli, Açlık sınırı altındaki ücretlerden vergi, sigorta vb. gibi kesintiler kaldırılmalıdır. %15 olan 1 nci gelir vergisi dilimi %10’a indirilmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlarda gelir vergisi, birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
Temel ücretler arttırılmalı, en düşük ücret yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır.
2019 Yılı için gerçekleşen Enflasyon+Büyüme Oranı (Refah Payı) kadar ek zam yapılmalıdır.
TÜİK verilerine göre, 2020 itibariyle ortalama kira bedeli olan 1.000 TL kira yardımı ödenmelidir.
Çalışmayan eş için yapılan aile yardımı emeklilikte de devam etmelidir.
Kamuda siyasi kadrolaşma uygulamalarına son verilmeli, yöneticilerin belirlenmesinde ve ilk atamalarında sendikal, siyasal referanslar değil, liyakat temel alınmalıdır.
Ek göstergelerde güncelleme yapılarak, ilk, orta ve lise mezunlarının da ek göstergeden yararlandırılmasına imkân sağlanarak, en az 3600 ek gösterge tüm büro emekçilerine verilmelidir.
Sözleşmeli büro emekçilerine görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarına girme hakkı verilmelidir.
Kadrolu çalışanlar ile sözleşmeli çalışanların her türlü izin hakları eşitlenmelidir.
Eşit işe eşit ücret ilkesi gereği 4/b’li emekçilerin, 4/a’lı emekçiler kadar ek ödeme alması sağlanmalı, görevde yükselme, kıdem, izin gibi özlük ve sosyal hakları iyileştirilmelidir.
Kadrolu çalışanlar ile sözleşmeli çalışanların her türlü izin hakları eşitlenmelidir.
Eşit işe eşit ücret ilkesi gereği 4/b’li emekçilerin, 4/a’lı emekçiler kadar ek ödeme alması sağlanmalı, görevde yükselme, kıdem, izin gibi özlük ve sosyal hakları iyileştirilmelidir.
“TACİZ KARŞI KORUYUCU TEDBİRLER ALINMALI”
“Kadın odaklı taleplerini de aktaran Serpil Akpınar şöyle devam etti:
Kadınların işyerlerinde maruz kaldığı cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılık ile taciz ve mobbingi önleyici politikalar ve mekanizmalar oluşturulmalıdır. Taciz ve mobbingin açığa çıkmasını kolaylaştırıcı, failleri caydırıcı ve mağdurları koruyucu tedbirler alınmalıdır.
Kadın emekçilere yönelik işlenen her türlü eril suçta (sözlü taciz, fiziksel taciz, cinsel taciz, mobbing, tehdit, şiddet) kadının beyanı esas alınmalı, herhangi bir belgelendirme istenmeksizin gerekli soruşturma ve kovuşturma başlatılmalıdır.
Boşanma aşamasında olan, boşanmış olan, mobbinge, şiddete, tacize, tecavüze uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değiştirme talepleri, beyanları esas alınarak, herhangi bir belgeye gerek kalmaksızın ve bekletilmeden yerine getirilmelidir.
İş ve aile yaşamını uyumlaştırma politikaları kapmasında, ev ve bakım yükümlülüklerini kadına yükleyen bir anlayışla, kadınlar için kurgulanan esnek (yarı, kısmi, uzaktan, tele vb.) zamanlı çalışma biçimleri terkedilmelidir.
Ev ve bakım (çocuk, yaşlı, hasta vb.) sorumluluklarını yalnızca kadına yükleyen anlayıştan uzaklaşılmalı, bu anlayışı ortadan kaldıracak politikalar geliştirilmelidir.
Bakım (çocuk, yaşlı, hasta) hizmetlerinin, parasız, anadilinde, 24 saat açık, nitelikli ve denetimli kurumlar tarafından verilmesinin imkanları yaratılmalıdır.
Bir ebeveyn hakkı olarak her işyerinde kreş açılmalıdır.
Doğum öncesi ve sonrasında kadının ihtiyacına göre kullanabileceği en az 24 ay ücretli doğum (analık) izni uygulanmalıdır.
Süt izinlerinin kullanımının önündeki her türlü yasal ve fiili engel kaldırılmalıdır.”
PİRHA / ANKARA
Yoruma kapalı.