PİRHA-Büro Emekçileri Sendikası Araştırma Merkezi (BES/AR), düzenlediği basın toplantısında açlık ve yoksulluk sınırı verilerini paylaştı. 12 Eylül darbesinin vurgulandığı toplantıda “Darbelere karşı demokrasi, yoksulluğa karşı insanca bir yaşam için direniyoruz” mesajı verildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Büro Emekçileri Sendikası basın toplantısında BES-AR Ağustos ayı açlık ve yoksulluk sınırı rakamlarını ve sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Basın metnini BES Genel Başkanı Bahadır Berdicioğlu okudu.
“12 EYLÜL DARBESİNDE 30 BİN KAMU EMEKÇİSİ İŞLERİNDEN ATILDI”
12 Eylül Askeri Darbesinin 43. yıl dönümü olduğunu hatırlatan BES Genel Başkanı Bahadır Berdicioğlu, darbenin siyasal ve ekonomik sonuçlarının halen devam ettiğini söyledi. Berdicioğlu şunları ekledi:
“Ekonomik ve siyasi sonuçlarını halen yaşamaya devam ettiğimiz darbenin tarihsel olarak en sade özeti “Gülme sırası bizde” sözü oldu. Dönemin TİSK Başkanı Halit Narin’in darbe sonrasında söylediği “20 yıldır işçiler güldü biz ağladık, şimdi gülme sırası bizde” sözü sermaye sınıfının darbe karşısında konumlanışını ortaya koyarken, geçen onlarca yıla rağmen sermaye sınıfı gülmeye devam ediyor. “Kriz teğet geçti” diyen Başbakanlar, “dolarla mı maaş alıyorsunuz” diyen Bakanlardan sonra mesele “hayat pahalılığı yok, sorun psikolojik” söylemine kadar getirildi. Pandemi sonrası süreçte enflasyonla mücadele adı altında tüm ülkeler faiz yükseltirken, kendisini ekonomist ilan eden Cumhurbaşkanı tarafından Nas gerekçe gösterilerek sürekli faiz indirimine gidildi. Enflasyonla mücadele TÜİK verilerinin manipülasyonu ile sınırlı kaldı.”
“HÜKÜMETİN 3 YILLIK BEKLENTİ VE HEDEFLERİNİ CİDDİYE BİLE ALMAMAK GEREKİYOR”
Geçtiğimiz hafta açıklanan 2024-2026 yıllarını kapsayan OVP programını da değerlendiren Berdicioğlu, şunları aktardı:
“Program ana hatları ile incelendiğinde IMF’nin Türkiye Raporlarında yer alan öneriler etrafında şekillendiği görülüyor. Sermaye sahipleri için kur korumalı mevduat hesapları, müteahhitler için dövize endeksli ödeme garantisi sunulurken, emekçilere hiçbir zaman tutturulamayan hedef enflasyona göre artış dayatılıyor.
21 yıllık AKP iktidarında OVP ve bütçe hedefleri göz önüne alındığında hedeflerin tutmadığı ya da revize edildiği ortadayken, yılsonu hedeflerini tutturamayacak bir hükümetin 3 yıllık beklenti ve hedeflerinin öncelikle ciddiye bile almamak gerekiyor. Batıdan sıcak para bulmak ihtiyacı ile mevcut maliye ve ekonomi politikalarından “U” dönüşü yapılarak hazırlanan OVP’nin emekçilere fayda sağlamayacağı ortada.Milyonlarca kamu emekçisi ve emekliyi mağdur edecek bu tutarsızlık bile OVP’nin ve TİS’in ne kadar öngörüden ve ciddiyetten uzak hazırlandığını gösteriyor.
Sendikamız tarafından her ay düzenli olarak açıklanan açlık ve yoksulluk rakamları ile kamu emekçilerinin tüketim tercihleri baz alınarak hazırlanan enflasyon oranları ortadadır. Kamu emekçilerinin maaşları yıllardır reel olarak düşmektedir. Tek adam rejimi Türkiye ekonomisini uçurumun kenarına kadar getirmiş, şimdi yeni bir acı reçete ile bedeli emekçilere ödetilmeye çalışılmaktadır. Gerçek bir toplu sözleşme yasasının çıkarılması ve grev hakkımızla ilgili iç hukukta düzenleme yapılması en acil talebimizdir. 12 Eylül askeri darbesinin puslu havasını dağıtıp sendikalarımızı nasıl kurduysak, milyonların katıldığı grevleri, yüzbinlerin katıldığı mitingleri nasıl yaptıysak tek adam rejiminin kapısını aralayan 12 Eylül 2010 referandumu ile bizlere dayatılan toplu sözleşme sistemini de tarihin çöplüğüne göndereceğiz.”
“AĞUSTOS AYI AÇLIK SINIRI 15 BİN 660 LİRA”
Bahadır Berdicioğlu araştırma verilerine göre 4 kişilik bir memur ailesinin 2023 Ağustos ayı açlık sınırının 15 bin 660 lira olduğunun altını çizerek yoksulluk sınırı rakamlarını şu şekilde ifade etti:
• Gıda madde fiyatları üzerinden yapılan hesaplamaya göre dört kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Ağustos 2023 için 15 bin 660 lira,
• Tek Bir kişinin (bekâr) bir çalışanın Yaşam Maliyeti ise 21 bin 050 lira,
• Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı kısacası Yoksulluk Sınırı 46 bin 980 lira olmuştur.
Bu sonuçlara göre;
Kamuda bekâr, çocuğu olmayan bir kamu emekçisi gelir vergisi kesintileriyle birlikte 20 bin 580 lira ücret ile 21 bin 050 lira olan yaşam maliyetinin altında ücret alarak hayatını idame ettirmeye çalıştığı gerçeği ile;
4 kişilik bir ailenin 4‘ü de asgari ücretle çalıyor olsa bile, alınan ücret toplamı yoksulluk sınırının altında kaldığı gerçeğini siz değerli basın emekçileri aracığıyla tüm kamuoyu ile paylaşıyor.
“GÜLME SIRASI EMEKÇİLERDE OLACAK”
Berdicioğlu, Büro Emekçileri Sendikası olarak tüm kamu emekçilerine, asgari ücretlilere, emeklilere insanca yaşayacak bir ücret talep ettiklerini belirterek, “Taleplerimizi elde etmenin yolunun mücadele, kazanımlarımızı korumanın yolunun demokratikleşme olduğunun bilinciyle emek ve demokrasi mücadelesi veriyoruz. Eşit, özgür, demokratik, laik bir ülkede barış ve kardeşlik içerisinde yaşadığımızda, gülme sırası emekçilerde olacak” dedi.
“ÖZGÜR GELECEĞİ HEP BİRLİKTE KURACAĞIZ”
Basın toplantısında konuşan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil ise şunları söyledi:
“Tam 43 yıl önce bu ülkede yaşanan anlatılması ve unutulmaması gereken zor bir tablo var. Başta emekçilere yönelik sermayenin beklentileri doğrultusunda yeni bir dizayn için askeri müdahalelerin yaşandığı süreçte on binlerce insan tutuklandı, gazeteciler tutuklandı, demokratik sivil toplum örgütleri, sendikalar kapatıldı. Kamudan biraz önce ifade edildiği gibi 30 bin insan hukuksuz bir şekilde ihraç edildi. Onunla yetinilmedi o dönem uygulanan idam cezalarıyla, tutuklama ve baskılarla sermayemin ihtiyaçları doğrultusunda bir yaşam dizayn edildim. Bugüne geldiğimizde AKP-MHP bu kimliği devraldı. Bugün bu ülkede AKP’nin yaşatmış olduğu katliamlarla, onlarca gazetecinin şu anda cezaevinde olmasıyla, seçilmiş milletvekillerinin hukusuzca tutuklu olmasıyla, belediyelere atanan kayyumlarla, tüm bunlarla dayanışmayı ve mücadeleyi büyütmek için 12 Eylül zihniyeti ile hesaplaşmak için daha fazla mücadeleye ihtiyacımız var. Bu ülke topraklarında, bütün bu coğrafyada demokrasi ve barış için yurttaşlık temelinde, laikliğe sahip çıktığımız, kadınların, gençlerin, çocukların özgürce yaşadığı özgür geleceği hep birlikte mücadelemizle kuracağız.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.