PİRHA- Alevilik yol erkanına büyük hizmetleri olan ve 9 ay önce hakka yürüyen Çepni Dedesi Bektaş Piroğlu hakkında açıklamalarda bulunan akrabaları, “Bektaş Piroğlu yola büyük hizmetleri olan bir dedeydi. Bunun yanında devrimci bir duruşu da vardı. Nerede ezilen bir halk varsa onlarla birlikte mücadele ederdi” ifadelerini kullandılar.
Manisa’da Çepnidere köyünde 30 Eylül 2018 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu hakka yürüyen Musai Kazım Pirlerinden Çepni dedesi Bektaş Piroğlu yaşamının son yıllarını Ege Bölgesi’ndeki Çepni Alevi köylerinde bulunan talipleri ile geçirirken bu bölgede Alevilik yol erkanına büyük hizmetlerde bulundu. Dedelik hizmetlerinin yansıra gençlik yıllarında tanıdığı devrimci ve solculardan etkilenen ve onları kendisine örnek alan Piroğlu’nun dedeliğinin yansıra devrimci bir duruşu da vardı.
Hakka yürüyen Bektaş Piroğlu dedenin Antep Köseler köyünde yaşayan akrabaları Piroğlu’nun yaşamını PİRHA’ya anlattı.
“HAKKA YÜRÜDÜĞÜNÜ HABER ALDIĞIMDA DÜNYAM YIKILDI”
Bektaş dedenin çocuklara çocuk gibi yaşlılara yaşlı gibi davranan çok sevilen bir insan olduğunu ifade eden Köseler köyüne gelin olarak gelen teyzesinin kızı Zöhre Keskin, “Ben köye geldiğimde o dönem bizim büyük dedelerimiz vardı. Burada Musaiplik cemleri yapar, kurbanlar keserlerdi. Dedelerimiz hakka yürüdükten sonra bu görevi Bektaş Piroğlu yaptı. Dedelik yapan Bektaş Piroğlu o dönem hayvancılıkla da uğraşarak geçimini sağlıyordu. Dede ile aramız çok iyiydi beni çok severdi. Sürekli yanıma gelip hatırımı sorardı. Bazen de eskilerden bahsederek şakalar yapar gülerdik. Onun hakka yürüdüğünü haberini aldığımda dünyam yıkıldı.”
“DEDELİĞİNİN YANISIRA DEVRİMCİ BİR DURUŞU VARDI”
Gençlik yıllarını Bektaş Piroğlu ile geçiren ve hayatı onunla tanıyan onun öğrettiği Alevilik öğretisi ile bugün yaşamını sürdüren Piroğlu’nun büyük oğlu Hüseyin Keskin, Bektaş Piroğlu’nun Alevilik yol erkanına büyük hizmetleri olduğunu ifade ederek, dedeliğinin yansıra devrimci bir duruşu da vardı. Nerede ezilen bir halk varsa onlarla birlikte mücadele ederdi. Bunun içinde büyük sıkıntılar da yaşadı, işkenceler gördü ama yaşamından ve yolundan hiç taviz vermedi.
“TUTUKLANDI İŞKENCELER GÖRDÜ”
Piroğlu’nun 12 Eylül döneminde birkaç kez tutuklandığını işkenceler gördüğünü ifade eden Keskin şöyle devam etti:
“1970’li yıllarının başında gerek Alevilik yol erkanından aldığı öğreti ile gerekse de dünya görüşünden dolayı o zaman ezilen fakirleşen bir toplumun olmasından dolayı o dönemin solcuları olan Deniz Gezmiş ve Yusuf İnan’ın verdiği mücadeleyi görerek etkilenirken devrimci harekatın içinde yer aldı. O dönemler bu bölgede çalışmalar yürüten Teslim Töre ile tanıştı. O dönem arananlar listesinde olan Teslim Töre barınabilmek için bu bölgeyi seçmiş babamla ve dayımla tanışmış birlikte mücadele vermişlerdi. O dönemler toprak bir evimiz vardı ve Teslim Töre bu bölgeye geldiğinde bizim evimizde kalıyordu. O dönemler köyümüzü bir gün Helikopter desteği ile askeriye bastı. Babam ile beraber ormana doğru kaçtık. Kaçtığımız sıradada asker bize ateş ediyordu. Ormanın içine girdikten sonra palamut ağaçlarından kopardığımız dalları kaya dibine mevzi yaparak saklandık ve canımızı kurtardık.”
“SON YILLARINI EGE BÖLGESİNDE TALİPLERİ İLE GEÇİRDİ”
“Babam o dönem birkaç kez cezaevine girdi. Elektriğe verilerek çeşitli işkencelerden geçirildi” diyen Keskin, “Babam tutuklu iken bir gün dedem yemek ve elbise götürdü. Askerler yaşlı dedemi görünce önce acıyorlar. Sonra Bektaş Piroğlu’nun yakını babası olduğunu öğrenen askerler dedemi içeri alarak ona vurmaya başlayıp işkence ederek babamdan dolayı dede mide tutukluyorlar.” ifadelerini kullandı.
“BABAM TORUNU ALİ’YE EL VERDİ”
“Babam dedelik yaparken de sürekli Ege Bölgesinde bulunan taliplerinin yanına giderdi. Orada talipleri ile bir araya gelerek cemler yürütürdü” ifadelerini kullanan Hüseyin Keskin sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Ege Bölgesinde bulunan taliplerine gittiğinde onların sorunlarını çözer ve talipleri de babamı çok severdi. Son otuz yıllını o bölgede geçirdi. Babam hakka yürüdükten sonra bizlere de büyük görevler düştü. Kendisi hakka yürümeden önce bir vasiyeti vardı hakka yürüdükten sonra dedeliği torunu Ali’nin yapması için bize vasiyeti vardı. Ali şuanda liseye gidiyor. Bir yandan da babamın kendisine el bırakmasından sonra Alevilik yol erkanına öğrenerek kendisini bu yolda geliştiriyor.”
“BİZİM İÇİN BEKTO YOLDAŞTI”
“Bizim açımızdan Bektaş Piroğlu dedeliğinin yanı sıra ‘Bekto yoldaş’tı. Sadece dedelik değil dönemin koşullarına göre ezilen hangi halklar olursa onlarla birlikte mücadele ederdi” diyen yeğeni Hüseyin Keskin şunları ifade etti:
“Köy meydanında bulunan babasından kalma iki odalı bir evi vardı. Bir odasında hayvanlarını besliyordu. Diğer odada çanağı ve çömleği ile birlikte siyasi toplantılar yapılırdı. Yaşamı boyunca köy halkı ile dedelikle siyasi olarak iç içe samimi davranan art niyeti olmayan biriydi.”
“KOBANİ, SURUÇ SINIRINDA CEM YAPTI”
Bektaş dedenin Türkiye devrimci hareketinde önemli bir yeri olduğuna vurgu yapan Keskin, “O dönemdeki sol örgütlerden bu gün günümüze kadar olan örgütlerin ve oluşumların içinde yer alarak siyasi bir mücadelede verdi. Örneğin Halkların Demokratik Kongresi HDK içinde yer aldı. Kobani’de yaşanan savaş sürecinden buralardan erzak toplayarak o insanlara gönderdi. Yine Suruç, Kobani sınırında Alevi canlarla birlikte sevgi, muhabbet ve birlik cemi yaparak barış mesajları verdi. Aralarında husumet kavga olan aileleri canları barıştırı.” dedi.
“BASKI ALTINDA CEMLER YAPILIRDI”
Çocukluk dönemlerinde Bektaş dedenin cemlerini gördüğünü ve katıldığını ifade eden yeğeni Hüseyin Keskin, “O dönem köyün büyük odasında cemler yapılırdı. Biz daha çocuktuk. Cemler yapılırken gözcüler köyün girişinde nöbet tutardı. Köyün dışından bir ışık görüldüğünde cem yapanlara haber verilirdi. Oradaki canlarda cemi bırakıp dağılmak zorunda kalıyorlardı. Büyük bir baskı altında cemler yapılıyordu. Ama bu gün baktığımızda artık o cemler buralarda yapılmıyor.” diye konuştu.
Mustafa YÜKSEL-ANTEP
Yoruma kapalı.