PİRHA-3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne dair yazılı bir açıklama yayımlayan Basın Konseyi, “Her türlü baskı, tehdit ve saldırılara direnerek yılmadan mücadele eden, kalemini satmayıp halka gerçekleri ulaştırma uğruna canını ortaya koyan gazeteciler var oldukça asla umutsuz değiliz. Türkiye’de demokrasi, ifade ve basın özgürlüğünün evrensel standartlara ulaşacağı; Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün coşkuyla kutlanacağı günlere kavuşma azim ve kararlığında olduğumuzu bildiririz” ifadelerini kullandı.
Basın Konseyi, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı. Türkiye’nin, Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 153’üncü sırada olduğunu belirten Basın Konseyi, “Türkiye’de demokrasi, ifade ve basın özgürlüğünün evrensel standartlara ulaşacağı; Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün coşkuyla kutlanacağı günlere kavuşma azim ve kararlığında olduğumuzu bildiririz” ifadelerine yer verdi.
Basın Konseyi’nin açıklaması şöyle:
“Birleşmiş Milletler teşkilatının 29 yıl önce aldığı bir kararla her yıl 3 Mayıs, tüm dünyada Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanıyor. İfade ve basın özgürlüğünün demokrasinin olmazsa olmazı; medyanın da demokratik yönetimlerde yasama, yürütme ve yargıdan sonra ‘dördüncü kuvvet’ olduğu her 3 Mayıs’ta bir kez daha vurgulanıyor.
“SANSÜR VE OTO-SANSÜR BASKISI GİDEREK AĞIRLAŞIYOR”
Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün kutlandığı bugün Türkiye’de, ne yazık ki ifade ve basın özgürlüğü her zamankinden daha büyük tehdit altında. Medyanın yüzde 95’ini tam kontrolüne alan iktidar, neredeyse tek merkezden yönetip propaganda aygıtı gibi kullanıyor. Eleştirel yayın yapan bağımsız medyayı kendisine ‘muhalif’ gören iktidar, özerkliğini yitiren Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu’nu (BİK) aparat olarak kullanarak, yayın kuruluşlarını ekonomik yönden çökertilip susturulmaya çalışılıyor.
Medyamızda sansür ve oto-sansür baskısı da giderek ağırlaşıyor. Habere ulaşım engelleniyor, halkın habere ulaşım hakkı ihlal ediliyor. Her an bir yazısından, attığı başlıktan, kullandığı atasözünden ya da sosyal medya paylaşımındaki bir kelimeden gazetecilere soruşturma başlatılıp, davalar açılabiliyor. Gece yarıları gözaltılar, terör bağlantısı suçlamaları ve tutuklamalar işkenceye dönüşüyor.
“KALEMİNİ SATMAYAN GAZETECİLER VAR OLDUKÇA ASLA UMUTSUZ DEĞİLİZ”
Tüm bu olumsuzluklara karşın, her türlü baskı, tehdit ve saldırılara direnerek yılmadan mücadele eden, kalemini satmayıp halka gerçekleri ulaştırma uğruna canını ortaya koyan gazeteciler var oldukça asla umutsuz değiliz. Basın Konseyi olarak bir kez daha Türkiye’de demokrasi, ifade ve basın özgürlüğünün evrensel standartlara ulaşacağı; Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün coşkuyla kutlanacağı günlere kavuşma azim ve kararlığında olduğumuzu bildiririz.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.