İçişleri Bakanlığı terör saldırılarını önlemesi gerekirken, 81 ile gönderdiği genelge de saldırıların kamu tedbirleriyle önlenemeyeceğini savunarak saldırılara karşı psikososyal destek kapsamında din görevlerinin görevlendirileceğini bildirdi.
Türkiye’yi kana bulayan bombalı saldırıları önleyemeyen AKP hükümeti, bunun yerine toplumu “terörle” yaşamaya alıştıracak bir sistem kurma kararı aldı. İçişleri Bakanı Soylu 22 Aralık 2016’da İçişleri merkez teşkilatı ile 81 valiliğe “Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi” başlıklı bir genelge gönderdi. 2016/27 sayılı genelgede Soylu, “yurtiçinde kamu düzenini ve güvenliğini ciddi şekilde bozucu nitelikte olayların yönetimi ve koordinasyonu” amacıyla bakanlıkta “Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi’nin kurulacağı talimatını verdi. Soylu, valiliklerde de benzer birimlerin Emniyet Müdürü, Sahil Güvenlik Birimi, İl Göç İdaresi Birimi, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, Aile ve Sosyala Politikalar Müdürlüğü, müftülük, Kızılay Başkanı ve sivil toplum kuruluşu ile özel sektör temsilcilerinden oluşacağını bildirdi.
Soylu genelgesinde, valiliklerde merkez ile Bakanlık’taki koordinasyon merkezinin kurulma amacını uzun bir metinle anlattı. Soylu, “Son yıllarda dünyada ve ülkemizde toplumun düzenini ve güvenliğini, vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini olumsuz etkileyen, huzurunu bozan, yaşam standardını ve kalitesini düşüren, bireylerin ve toplumun refahını azaltan olaylarda artış gözlemlenmekte ve bu olaylar yönetimsel açıdan daha karmaşık, çok katmanlı, bütün toplum kesimlerini ve kurumsal yapıları etkileyen bir özellik göstermektedir” ifadelerini kullandı.
‘KAMU ELİYLE OLMAZ’
Bu sorunların toplum, vatandaş, sosyal yapılar, ekonomi ve kamu yönetimine ilave yük ve sorumluluklar getirdiğini kaydeden Soylu, “Karşı karşıya kaldığımız bu yeni nesil sorunların karakter, nitelik, içerik ve kapsamına bakıldığında bunların sadece kamu eliyle alınacak tedbirlerle çözülmesi mümkün gözükmemektedir. Bütün bu sorunlarla mücadele ederken, kamunun yanı sıra sivil toplum, iş dünyası, halk ve ilgili bütün aktör kesimlerin yönetim süreçlerine dahil edilerek katılımcılığın ve sahiplenmenin arttırılması; vatandaşı merkeze alarak oluşan ve oluşması muhtemel mağduriyet ve zararların giderilmesi için yeni bir yaklaşım ortaya konulması önem arz etmektedir” dedi.
Yoruma kapalı.