PİRHA- Mor Dayanışma üyesi Ayşegül Göçmen, barış ve demokratik toplum sürecinin kadınlar için önemine vurgu yaparak, “Savaşın en ağır yükünü kadınlar taşıyor. Barış ancak kadınların katılımı ve mücadelesiyle toplumsallaşır ve kalıcı hale gelir” dedi.
Mor Dayanışma üyesi Ayşegül Göçmen, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ni kadın perspektifiyle değerlendirdi. Göçmen, barışın ancak kadınların aktif katılımıyla toplumsallaşabileceğini ve kalıcı olabileceğini vurguladı.
“KOMİSYONDA KADINLARIN TEMSİLİ DÜŞÜK”
Barış süreci kapsamında kurulan komisyonun çok önemli bir adım olduğunu dile getiren Göçmen, “Yıllardır görmek istediğimiz ancak bir türlü gerçekleşmeyen adımlar atılmaya başlandı. Komisyonun kurulması kadar nasıl işleyeceği de bizler için önemli. Şeffaflık sadece bilgi almak değil, karar alma süreçlerine dahil olmak demek. Kapalı kapılar ardında yürüyen bir süreç, topluma ve özellikle kadınlara fayda sağlamaz” ifadelerini kullandı.
Komisyonda sadece 9 kadın temsilcinin yer aldığını, bu sayının 51 üye içinde son derece yetersiz olduğunu söyleyen Göçmen, “Bu şu demek: Kadınların yaşadığı sorunlar komisyonda yeterince tartışılmayacak. Oysa her toplumsal sorun, kadınlar açısından katmerli yaşanıyor. Kadın temsiliyeti güçlenmeden bu süreç sağlıklı işlemez” dedi.
“BARIŞ KADINLARIN KATILIMIYLA İNŞA EDİLMELİ”
Göçmen, savaş ortamlarının en büyük mağdurunun kadınlar olduğuna dikkat çekerek, “Savaş kadınlar için tecavüz, istismar, güvencesizlik, yoksulluk ve ölüm anlamına geliyor. Bu nedenle barışı en çok kadınlar istiyor ve bunun için mücadele ediyor” diye konuştu. Kadınların yalnızca savaşın mağduru değil, aynı zamanda barışın öznesi olduğunu vurgulayan Göçmen, yıllardır sahada barış mücadelesini omuzlayan kadınların bu süreçte karar verici konumda olması gerektiğini belirtti.
Barışın yalnızca siyasilerin kararlarıyla değil, halkın ve özellikle kadınların katılımıyla inşa edilmesi gerektiğini dile getiren Göçmen, “Biz yukarıdan belirlenen değil, tabandan gelen bir barış istiyoruz. Hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm kadınların bu sürece katılması elzem” dedi.
Göçmen, barışın toplumsallaşması için kadın inisiyatiflerinin, sivil toplum kuruluşlarının forumlar, paneller, halk buluşmaları organize ederek süreci yaygınlaştırması gerektiğini de belirtti.
“BARIŞ İÇİN MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Kadın mücadelesinin her toplumsal olayda öncü rol üstlendiğini hatırlatan Göçmen, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Kadınlar olarak yıllardır alanlarda, meydanlarda barış için yan yanaydık. Bugün de barış sürecinin hukuki, toplumsal ve siyasi olarak garanti altına alınması için mücadele edeceğiz. Bu iş yine kadınların omuzlarında. Yine biz taşıyacağız. Barış talebimizden vazgeçmeyecek, her yerde en yüksek sesle barışı haykıracağız.”
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN
Yoruma kapalı.