PİRHA-Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin toplumsal ayağının güçlü bir şekilde inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Süreç karşıtlığı üzerinden toplumsallaşma inşa edilemez. Biz bunun gayet açık bir biçimde farkındayız, bu çok tehlikeli bir senaryo. Çözümsüzlükten medet ummak gözyaşı getirmek demektir” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, gündemdeki konulara ilişkin partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
SÜREÇ KARŞITLIĞI ÜZERİNDEN TOPLUMSALLAŞMA İNŞA EDİLEMEZ”
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin toplumsal ayağının güçlü bir şekilde inşa edilmesi gerektiğini belirten DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Süreç karşıtlığı üzerinden toplumsallaşma inşa edilemez. Bu çok tehlikeli bir senaryo. Böyle oyunlar kuranları en başından buradan uyarmak durumundayız ve uyarıyoruz. Çözümsüzlükten medet ummak gözyaşı getirmek demektir. O yüzden çözümsüzlüğe değil, çözüme güç ve destek vermek gerekiyor. Bu tür oyunlardan medet umanlar da bilmeliler ki bu tür oyunlarla başarıya ulaşamazlar. Biz bu oyunları boşa çıkartabilecek deneyime de sahibiz” diye konuştu.
“MECLİS’İN BARIŞ MESAİSİ YAPMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”
Herkesin sürecin ne aşamada olduğunu merak ettiğini ifade eden Ayşegül Doğan, “Süreç ne aşamada? Durdu mu? Yavaşladı mı? Durağan bir hal mi aldı? Pürüz mü var? Riskli bir döneme mi girdi? İlerlemiyor mu? Dikkat ederseniz art arda sıraladığım bu soruların tamamında negatif çağrışımlar var. Sürece dair pozitif çağrışımlar içeren gelişmeleri kamuoyu görmediği için soruları bu yönde soruyor, haklı olarak. Niye, çünkü bir inançsızlık söz konusu. Bu inançsızlığı ortadan kaldırmak için komisyonun kuruluşu çok büyük bir coşkuyla karşılandı diyebiliriz. Çok büyük bir coşku diyorum. Sebebi şu. Somut adım görmek istiyor insanlar. Hem siyaset hem toplum somut adım görmek istiyor. Nihayetinde 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın örgütüne yaptığı çağrıyla bambaşka bir boyut kazanan ve bir de ivme kazanan bir süreçten bahsediyoruz. Abdullah Öcalan’ın çağrısının stratejik bir çağrı olduğu, taktiksel bir çağrı olmadığı, bütüncül bir şekilde ele alınması gerektiği defalarca bizim tarafımızdan da yine dile getirildi. Numan Kurtulmuş, bundan sonra bir raporlama olacağını ve aynı zamanda yasal bir takım düzenlemelerin Ekim ayına yetiştirileceğini söylüyor. Geç kalmış bir açıklama ama değerli bir açıklama. Biz, Meclis açılışında, Meclis’in barış mesaisi yapması gerektiğini düşünüyoruz. Umarız önümüzdeki dönem daha hızlı ve odaklı çalışır ve yine Kürt sorununu yaratan nedenlerin esasına dair de konuşabilir, tartışabilir ve buna ilişkin bir takım tekliflerde bulunabilir” dedi.
“ABDULLAH ÖCALAN DİNLENMELİ”
Abdullah Öcalan’ın komisyonda dinlenmesi çağrısında bulunan Doğan, “Abdullah Öcalan’ın görüşleri, önerileri bir şekilde bu komisyona akmalı. Bu olması gerekendir. Olması gereken bir şeyi yapmamanın ya da üzerine tartışmanın bir anlamı yok. Bu zaman kaybettirir. Sayın Öcalan’ı ana aktör olarak mutlaka dinlemeli, sözüne alan açmalı ve temas kurmalısınız. Biz İmralı’daki bu tecrit tarihinin esnetilmesinin, tecridin bittiği anlamına geldiğini düşünmüyoruz. Evet, avukatlar yıllar sonra ilk kez görüştü. Bu çok önemli bir şey; ama zaten olması gereken bir şey. DEM Parti, eş genel başkanlarından, merkez yürütme kurulu üyelerimizden oluşan bir heyetin gideceğini söylemiştim. Biz bunun gerçekleşmesini istiyoruz. Yani artık yalnızca DEM Parti ile değil, Abdullah Öcalan Türkiye’de farklı kesimlerle iletişimde olmalı. Pratik ve teorik önderlikten söz etmişti kendisi gönderdiği ilk mesajda” diye belirtti.
“HERKES UMUT HAKKINDAN YARARLANMALI”
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi sizin de altını çizdiğiniz gibi bu kararın siyasi karakterini bu son kararı ile birlikte yani ağırlaştırılmış müebbet ve ağırlaştırılmış müebbetle birlikte yalnızca Sayın Umut hakkının sadece Abdullah Öcalan’ı değil Türkiye’de binlerce insanı ilgilendiren bir durum olduğunu söyleyen Doğan, “Adalet Bakanı veri paylaşmıyor; ancak hak kuruluşlarının edinebildiği bilgiyle 4 bin 350’nin üzerinde insanın hayatını etkileyen bir durumdan bahsediyoruz. Yani bu açık bir insan hakkı ihlali. Tabii ki bu insan hakkı ihlali sonlandırılmalı ve başta Abdullah Öcalan olmak üzere bundan mağdur olan herkes umut hakkı ilkesinden yararlanmalı. Hep birlikte başaracağız, kazanacağız ve bu süreci mutlaka ama mutlaka demokratik toplumun inşasıyla kalıcı bir barışa erdireceğiz” diye konuştu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.