PİRHA-Aşık Mahzuni Şerif, Mersin Cemevi’nde saat 19.00’da düzenlenecek etkinlik ile anılacak. Mersin Cemevi’nin yanı sıra Pazarcıklılar Kültür ve Dayanışma Derneği ile Mersin Maraşlılar Derneği’nin de katkılarıyla gerçekleştirilecek programda sanatçılar Mahzuni Şerif’in türkülerini seslendirecek.
Aşık Mahzuni Şerif hakka yürüyüşünün 20. yılında 29 Mayıs Pazar günü Mersin Cemevi’nde anılacak. Saat 19.00’da başlayacak olan program Mersin Cemevi, Pazarcıklılar Kültür ve Dayanışma Derneği ile Mersin Maraşlılar Derneği’nin tarafından düzenleniyor. Etkinlikte Şef Ayhan Danyeli yönetimindeki Mersin Cemevi Halk Müziği korosu, Bülent Gören, Ali Çılgın ve Ayhan Danyeli, Aşık Mahzuni Şerif’in türkülerini seslendirecek.
Pazarcıklılar Kültür ve Dayanışma Derneği, Mersin Maraşlılar Derneğinin birlikte düzenlediği Aşık Mahzuni Şerif’i anma programı 29 Mayıs Pazar Günü saat 19:00’da Mersin Cemevinde olacaktır. Şef Ayhan Danyeli yönetimdeki Mersin Cemevi Halk Müziği korosu, Bülent Gören, Ali Çılgın, Ayhan Danyeli, Aşık Mahzuni Şerif’in türkülerini seslendirecek.
AŞIK MAHZUNİ ŞERİF KİMDİR?
Pir Sultan Abdal’a Nesimi’ye uzanan bir geleneğin, ezilenden, işçiden, emekten ve mazlumdan yana bir tavrın, bir duruşun temsilcisi olan Aşık Mahzuni Şerif’ bağlamaya amcası Aşık Fezai (Behlül Baba) sayesinde merak saldı. Okul hayatına kendi köyünde başlayan Mahsuni Şerif, Astsubay Okulunu bitirdikten sonra, hayatını müziğe adadı.’
Mahzuni Şerif Ankara’da, Fikret Otyam, Feyzullah Çınar, Nesimi Çimen, Aşık Daimi, Kul Ahmet gibi ozanla bir araya gelmeye başladıktan sonra ülke genelinde ve dünyada tanınmaya başlandı ve 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Federasyonu tarafından dünyanın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi.
“İşte gidiyorum çeşm-i siyahım” deyip yüce dağlarda dolaşıp, sesini ayağına cennet sunulsa da viran bağlarda çıkaran, acılardan ilacını alan, Pir Sultanlar gibi darağacını göğüsleme direncinde olan, Hakk’ın davasını güden ve sınıfsız bir okulun kurulmasını isteyen, Aşık Mahzuni Şerif, 20 yıl önce bugün sokaklarda, caddelerde, evlerde, işyerlerinde, radyolarda, fabrikalarda, tarlalarda, köylerde, şehirlerde, konser alanlarında yükselen eserler bırakarak, Hakk’a yürüdü.
Evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan Mahzuni Şerif konser için bulunduğu Fransa’dan akraba ziyareti için gittiği Almanya’nın Köln kentinde 17 Mayıs 2002 tarihinde Hakk’a yürüdü ve vasiyeti üzerine Nevşehir’in Hacı Bektaş ilçesinde toprağa sırlandı.
Mahzuni Şerif’in “Ben Alevi olamam ki olsam da bilemem ki” sözlerinden kaynaklı tartışmalara şu sözlerle karşılık verir:
“Çok iyi bir Alevi olmama rağmen hayatımda hiç Alevicilik yapmadım. İnsanı insandan üstün görmek gibi bir yanlışa düşmedim. Uzun senelerdir Türkiye’de benim Sünni’den dönme bir insan olduğum hakkında çok yaygaralar koptu. Bu kesin olarak yanlıştır. Ama benim Elbistan-Hasanköy’de kalan akrabalarım il Hatay’da, Nurhak’ta, Sivas ve Malatya’da yerleşip kalmış olan akrabalarımın çoğu asimile edilerek Alevilikten Sünniliğe döndürülmüştür. Bu doğru. Hatta Hasanköy’de kalan babamın öz amca çocukları aşırı sağcı ve Turancı geleneklere bağlı birer Sünni olarak hayata devam etmektedir. Şurası muhakkak ki insan insandır. Ama ben Ağuçen Ocağı’ndan bir Aleviyim.”
PİRHA / MERSİN
Yoruma kapalı.