PİRHA- Kızıldeli Ocağı Yol Hizmetkarı Mustafa Sazcı, Antalya Kaleiçi’nde bulunan ve klasik mezar yeri rolünü alan Ambarlı Dede Ziyaretgahı’nın sahiplenilmesi çağrısında bulundu. Sazcı, “Bizlere dayatılan o modern cemevlerinden bir an olsun çıkalım. Bizim asıl inançlarımızı yaşatmak ve yaşamamız gereken yerler olan dergahlara, türbelere, makamlara, niyazgahlara gidip inancımızı orada yaşayalım” dedi.
Kızıldeli Ocağı Yol Hizmetkârı Mustafa Sazcı, Antalya bölgesinde bulunan Alevi-Bektaşi inancı bünyesinde inşa edilen türbe, tekke ve nişangahlarla ilgili bilgi verdi. Sazcı, söz konusu yapıların, Alevi toplumu tarafından korunması gerektiğine vurgu yaparak, Kaleiçi’nde bulunan Ambarlı Dede Ziyaretgahı‘nın özünden koparılarak klasik mezar rolüne büründürüldüğü eleştirisinde bulundu.
“ALEVİ BEKTAŞİ DERGAHI OLDUĞU BİLİNİYOR”
Sazcı, yerelden aldığı bir bilgi üzerinden Alevi Bektaşilere ait olan Ambarlı Dede Ziyaretgahı’nın varlığını keşfettiğini söyleyerek, “Antalya’da bilinen en eski sahafcılarından ve Antalya’nın yerli ailelerinden birisi ile konuşurken Kaleiçi’nin doğu hendek kapısının olduğu bölgede bir Bektaşi dergahının olduğunu söylemişlerdi. Bunun üzerine elimizdeki tek kaynağımız olan Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinin içerisine baktım. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde şöyle bahsediyor: Güllerin, turunçların, limonların içerisinde Koyun Baba Dergahı’nın o dönemki postnişinin, Boşnak asıllı Zülfikar Dede’nin gelen her cana lokmasını pay ettiğini söylüyor. Büyük bağlarının, turunç bahçelerinin olduğu, büyükbaş ve küçük baş hayvanların beslendiği küçük bir pasaj var. Koyun Baba Dergahı’nın dervişlerinden birisi de şu an yanında bulunduğum Ambarlı Dede” diye konuştu.
“KOYUN BABA’NIN DERVİŞLERİNDEN BİRİSİ”
Ambarlı Dede’nin, Koyun Baba Dergahı’nın ambar işleriyle sorumlu derviş olduğunu ve ismini de buradan aldığı bilgisini paylaşan Sazcı şöyle konuştu:
“Yine Ambarlı Dede’nin birçok kerameti hala Antalya’da bulunan Alevi Bektaşilerce anlatılır. Bugün Gülşen Dede’de olduğu gibi bundan 5-6 yıl öncesine kadar yine burası da Alevi Bektaşilerce ziyaret edilip, deliller, çerağlar uyandırılıp lokmalar pay edilirdi. Yine bez bağlama her Alevi Bektaşi türbesinde gördüğümüz gelenektir aslında. Göbeklitepe’de de gördüğümüz aynı, odur. Çünkü Göbeklitepe’nin üzerinde bulunan ağaç da o dönem dilek aracı olarak kullanılmış. Anadolu’nun bir geleneği haline dönüşmüştür bez ve çaput bağlanma meselesi. Hala burada da bakidir. Alevi Bektaşi dergahları kısmında Koyun Baba Dergâhı’nın şu an Kaleiçi’nin hendek kapısında olduğu rivayet ediliyor.
Koyun Baba Dergâhı da bu konuda çok önemli dergahlardan birisi. Çünkü Alevi Bektaşi erenleri içerisinde 15. yüzyılda yaşamış en büyük erenlerden biri Koyun Baba hakkında birçok menakıplar (hayat hikayeleri) var. O menakıplardan anladığımız üzere gezgin dervişlerden birisi. Yine Kalenderi dervişlerinden birisi olduğunu biliyoruz. Ambarlı Dede’nin de onun dervişlerinden birisi olduğunu biliyoruz.”
“KLASİK MEZAR YERİNDEN ÇIKARILARAK SAHİPLENİLMESİ GEREKİYOR”
Sazcı, Alevi dergahları olmaktan çıkarılarak klasik mezar rolüne büründürülen bu dergahlara Alevilerin sahip çıkması ve hizmetlerini buralarda yürütmesi çağrısında bulunarak, “Bu dergahların sadece bir mezardan öteye götürülerek oranın bizim yaşamımızın içerisinde bir yer edinmesi gerektiği düşünüyorum. Çünkü bizim dergahlarımız klasik mezarların olduğu mekanlar değil. Bizim dergahlarımız kişilerin ham ervahken pişip insanı kamiller olduğu merkezlerdir. Bu dergahlarımızın bu makamlarımızın bulunduğu merkezlerde toplayabildiğimiz kadar kişiyle gidip orada telli kuran dediğimiz bağlamalarla birlikte nefeslerimizi dile getirerek mektebi irfanları kurmamız gerekiyor. Yani muhabbet ortamlarında birbirimizi eğitmemiz ham ervahlıktan insanı kamil etmemiz gerekiyor. Bizlere dayatılan o modern cemevlerinden bir an olsun çıkalım. Bizim asıl merkezlerimiz olan asıl inançlarımızı yaşatmak ve yaşamamız gereken yerler olan dergahlara, türbelere, makamlara, niyazgahlara gidip inancımızı orada yaşayalım” diye konuştu.
“UNUTTURMA POLİTİKASI ALEVİ KURUMLARI İÇERİSİNDE DE VAR”
Ambarlı Dede’yi ziyaret etmeye gelen lise öğrencisi Nehir Aydoğdu ise duygularını şöyle ifade etti:
“Aslında bu türbeyle alakalı bildiğim çok net bilgiler yok. Ama burada bir dede mezarı olduğunu biliyordum. Bu dergahların yaşatılması ve tanıtılması konusunda birçok Alevi kurumunun devlet teşviki beklediğini düşünüyorum. Bunun da çok yanlış bir şey olduğunu eklemek istiyorum. Bu doğrultuda aslında gözümüzün önünde olan türbeleri kendimiz unutturuyoruz. Devletin unutturma politikalarının Alevi kurumları içerisinde de olduğunu düşünüyorum. Bu doğrultuda gençlikle beraber dede mezarlarını, dergahlarının tanıtımı ile alakalı cemevlerine çok büyük bir pay düşüyor. Başta benim gibi Alevi gençlere kendi özlerini tanıtmak için cemevlerinin dergahlara ve mezarlara sahip çıkmaları, bu doğrultuda da devletten hiçbir teşvik beklenmeden cemevlerinin kendi olanaklarını kullanarak birçok şey yapabileceklerini düşünüyorum.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.