PİRHA-Mimarlar Odası Ankara Şube bir basın açıklaması yaparak, koruma alanlarının imara ve madenciliğe açılmasına tepki gösterdi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Resmi Gazetede yayınlanan Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik’te yapılan değişikliklere tepki gösterdi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Bu yönetmelikle korunan alan diye bir şey kalmayacak, tüm doğal varlıklarımız ranta tahvil edilecek. Korona günlerinde “rant virüsü” fırsatçılığı ile salgına dönüştü” dedi
“BU YÖNETMELİK KORUMA ALANLARI İÇİN KIYAMETİ ALAMETTİR”
Konuyla ilgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan iktidara, “Doğal varlıkların ve koruma alanlarının yapılaşmaya açılmasına değil, hepimizin can yakıcı gündemi sağlığa odaklanın” çağrısında bulundu.
Candan şöyle devam etti:
“Yönetmelikle koruma alanlarında, entegre tesis, turizm ve yerleşimlere izin verilmektedir. Yerleşim demek imar demektir, yapı demektir. Koruma alanlarının, doğal varlıklarımızın imara açılması kabul edilemez. Bu yönetmelik koruma alanları için kıyameti alamettir. Bugün korona ile mücadele edilen şu günlerde, hala doğanın dengesini ve dünyanın en önemli doğal varlıklarını yok etmeye yönelik bu yönetmelik bilim dışıdır. Bu tür uygulamalarla doğanın dengesi bozuldu, ekolojik bütünlük parçalandı, nefes kanallarımız olan doğa ve onun bağrındaki bütün canlılar ranta kurban edildi. Azgın neoliberal politikalar doğanın bütünlüğünü yok etti. Canlıları yerlerinden etti. Sulak alanlar, meralar, ormanlar, göletler, denizler, ırmaklar, bu azgın politikaların altında yok olurken dünya yaşanılmaz, hale getirildi. Bugün bilim insanları, korona ya da onlarca virüsün kaynağında bu yok ediş politikasının altını çiziyor. Tüm dünyada rant uğruna sermaye birikimi için, doğanın talan edilmesi ve dengesinin bozulması politikaları iflas etmiştir. Doğal varlıkların ve koruma alanlarının yapılaşmaya açılmasına değil, hepimizin can yakıcı gündemi olan sağlığa odaklanın.”
“BİRAZ DURUN, BİRAZ SAKİN OLUN, DOĞAYI TALAN ETMEKTEN VAZGEÇİN”
Candan, “16 Martta yayımlanan yönetmelik değişikliği ile nitelikli doğal koruma alanlarının ayırt edici özelliklerinin tanımlandığı maddede değişiklik yapılarak nitelikli koruma alanlarında entegre tesisler ve örtü altı tarım hariç tarım uygulamaları, tıbbi ve aromatik bitki uygulamaları, hayvancılık, balıkçı barınağı, iskele, doğal kaynak suyu kullanımına yönelik uygulamalar, içme suyu amaçlı baraj ve göletler, doğal göl ve denizler hariç kültür balıkçılığı faaliyetleri, zorunlu teknik altyapı uygulamaları ve çadırlı kamp, karavan ve günübirlik faaliyetlerin yapılabilmesine izin verilmiş, kesin korunacak hassas alan ve nitelikli doğal koruma alanlarında izin verilen faaliyetlere ek olarak entegre tesis, turizm ve yerleşimlere izin verilmiştir. Kısacası yönetmelik aynı zamanda, koruma alanlarında madencilik faaliyetinin yapılmasının da önünü açıyor. Kaz dağlarındaki altın madenciliği gibi binlerce maden faaliyeti doğal varlıklarımızı talan edecek, ülkemizin, varlıklarımızın, doğamızın altını oyacak” ifadelerini kullandı.
Koruma alanlarına ilişkin karar verme mekanizmalarının da değiştirilerek, merkez komisyonuna, bölge komisyonlarına ve son aşamada cumhurbaşkanlığına yetki vererek tek merkeze bağlandığını, doğal koruma alanlarının tüm insanlığa ait ve evrensel olduğunu ifade eden Candan, “Doğal varlıklarımız dünyanın sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için nefes adacıkları, akciğerleridir. Dünyanın akciğerlerini yapılaşma ile yerleşimle doldurursanız, nefes alınamaz. Dünyayı boğmayın, biraz durun, biraz sakin olun, doğayı talan etmekten vazgeçin” çağrısında bulundu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.