PİRHA – AKP’nin cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlama kararına Ana İlkin Yüksel Çağayan’dan sert tepki geldi. Dedelere seslenen Çağlayan, “Devletin var ettiği bir yerde sen kendini anlatabilir misin? Sokakta dahi sesimizi çıkartmaya korkuyoruz ki devletin elinde olan cemevlerinde sen nasıl ‘hü’ diyeceksin?” diye sordu.
Kureşan Ocağı evlatlarından Ana İlkin Yüksel Çağlayan, AKP iktidarının, Alevi inancına dönük almış olduğu kararları değerlendirdi. Ana Çağlayan, Aleviliğin, devlet yapısından uzak olması gerektiğini vurgulayarak, hükümetlerle ilişki kuran örgüt yapılarını da eleştirdi.
“CEMEVLERİ NEDEN DEVLETE AİT OLSUN?”
Ana İlkin Yüksel Çağlayan, “Sıradan insanın dahi AKP politikalarına inanamayacağına” vurgu yaparak şöyle devam etti:
“Yapılanların yenir, yutulur yanı yok. Özellikle ‘Aleviyim’ diyen kesimin buna itiraz etmesi gerekir. Cemevleri neden devlete ait olsun ki? Sen zaten sistemin dışındaki bir varoluşsun. Sen zaten sistemin zıttısın” dedi.
“DEVLETE İHTİYAÇ YOK Kİ”
Ana İlkin Yüksel Çağlayan, cemevlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanmasını ise sert dille eleştirdi. “Bizi turizm alanında mı kullanacaklar?” diye soran Çağlayan, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Turist mi getirip götüreceğiz yani? Çok zıt şeyler bunlar. Evet biz Aleviler göçebe yaşamışız. Bizim doğru düzgün yerimiz, yurdumuz olmamış. Çünkü bırakmamışlar bir yere kök salalım. Ama var olan kökleri de bir türlü kurutamamışlar. Devletin elektrik, su faturasının ödenmesine neden muhtaç olunuyor? Bu yapılanlar çok planlı. Şimdi bu cemevlerini bünyesini alacak ve ardından dedeleri de kendisi tayin edecek. Ve sonrasında kendi dikte ettiklerini anlatacak. Mesela atadıkları bir dede, ana, orada İslamiyeti, Müslümanlığı konuşacak ve bu inanç ileride yok olup gidecek.”
“DEDELERİN, DEVLETTEN MAAŞ ALMASI KONUSU BİR UTANÇ”
Ana İlkin Yüksel Çağlayan, Cemevi Başkanlığı’nda kadro verilmesi konusunda kendisine bir teklif gelmesi durumunda vereceği cevabı ise şu şekilde açıkladı:
“Dedelerin, devletten maaş alması konusu bir utanç. Bizim dedelerimiz canlarını, mallarını, mülklerini, evlatlarını bu yolda vermişler. Sen şimdi kalkmış neler için ağlıyorsun! Biraz onurlu, şahsiyetli olun. Biraz yürekli olun ve devlete bu kadar yalvarmayın. Devletin var ettiği bir yerde sen kendini anlatabilir misin? Sokakta dahi sesimizi çıkartmaya korkuyoruz ki devletin elinde olan cemevlerinde sen nasıl ‘hü’ diyeceksin?
Bugün bana gelseler eğer ben derim ki ‘Ben kendi ocağımın ateşini söndüremem.’ Benim ocağımın ateşi yanıyor diye belki halen evren dönüyor, belki ocağıma hizmet ediyorum diye sesim tok çıkıyor. Ben o sevgiyi terk edemem. Ben Hakk ve hakikat yolcusuysam sana ait değilim.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.