PİRHA- Alevi Bektaşi İnanç Kurulu’’nun İstanbul’da Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği toplantı ikinci gününde de tartışmalarla devam etti. Çerağ uyandırılmasıyla başlayan toplantı, sonuç bildirgesinin okunmasıyla son buldu.
Alevi Bektaşi İnanç Kurulu’nun 4-5 Mart günlerinde İstanbul Maltepe’de bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği toplantı 4 oturumdan oluştu.
Toplantının ikinci günündeki ikinci oturumda da divan üyeleri, pir, zakir ve taliplerin görüş, öneri ve taleplerini dinledi.
Kurulan kürsüde, kimi oluşturulan bu kurulun önemine değindi, kimi ise eleştirilerini sundu. Üzerinde en çok durulan ise kentsel yaşam ile birlikte Alevilerin asimilasyona uğradıkları yönünde oldu. Dedelerin çağın koşullarına uygun olarak eğitim görmeleri, gençlerin Alevilik ile ilgili gerekli donanıma sahip olacakları imkanların sağlanması ve kadınların Alevilikte daha çok görünür kılınması gerektiğine de vurgu yapıldı.
Yapılan konuşmaların bazıları ise şöyle:
“ALEVİLİĞİN KENDİNE ÖZGÜ OLDUĞU VURGULANMALI”
Mehmet Turan (Dede): Aleviliğin kendisine özgün olduğu vurgulanmayacaksa yaptığınız iş ile hiçbir yere varılmaz. Aleviliğin alnımızın akı olduğunu görmemiz lazım. Gerçeği kendi içimizde aramalıyız. Cemlerimizi öğrenme ve bir olma yolunda gitmeliyiz. Cemleri tapınmaya yönelteceksek nafile. Hak ve hakikatın muhabbetini yapamadığımız sürece eksikliğe düşüyoruz. Hak için yapılan her türlü ibadete saygımız var. Ama taklit ederek değil.
“ALEVİ GENÇLER ZORLUK YAŞIYOR”
Serdar Gül (Alevi Gençlik Hareketi Başkanı): Aleviler bu inanç kurulu ile samimiyet sadakat ve vicdan testinden geçecektir. Kurul çağın gereklerini yerine getirecektir. Kentleşmeyle beraber tahribata uğrayan Alevi gençler zorluk yaşıyor. Cemevilerinin uğrak bir yer haline nasıl getirilmesi gerektiği tartışılmalı. Alevilere Aleviliklerini hatırlatacak çalışmalar yapılmalı. Alevilerin bir yayın organı olmalı. Her cemevi de bu yayının varisi olmalı. Alevi gençleri olarak pirlerin yanında yer alıp hizmete bulunmaya razıyız.
“OCAKLARIN FEDERASYONLAŞMASI SORUN YARATIR MI?”
Abbas Tan (Yazar): İnanç Kurulu yıllık ya da aylık aidat ödemesi gerekmektedir. Cemevlerinin görünüş olarak genel bir çerçevesi olmalı. Cemevi dedeliğinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bilim kurulu ile ortak çalışılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’na uygun bir Alevilik dersleri olmalı müfredatta. Gerekirse kendi bünyemizde bu eğitim verilebilir. Alevi mahallelerinde çok ciddi bozulmalar var. Gençler Alevilikten çıkarılmaya çalışılıyor. Kurul bu konu üzerine eğilmelidir. Ocaklar dernekleşmeye başladı federasyonlaşmaya doğru giderse sorun yaşanır mı bunun değerlendirilmesi gerekir.
“ALEVİLİK GÜNCEL YAŞAM TARZINA CEVAP VERMELİ”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Hekimhan Şubesinden Celal Abbas Alıcı da Aleviliğin erkannamelere boğulmasından yana olmadığını söyleyerek, Aleviliğin güncel yaşam tarzlarına cevap vermesi gerektiğini söyledi.
“PİR TALİP BULUŞMASI VAR EDİLMELİ”
Mehmet Seyit Alioğlu da yaşanan sorunlara değindi.
“Talip pirsiz kaldı. Dar meclisleri, didar meclisleri çalışmaz oldu. Cemin bağlanacağı evler kapandı. İnanç Kurulu pir talip buluşmasını var etmelidir. Kentte nasıl buluşmalı, buluşturmalıyız. Aleviliğin güncellemesini hızır yapacaktır.
“İKRARIN GEREĞİNİ YAPMAMAK DÜŞKÜNLÜKTÜR”
Pir Gökmen Savak ise pir, ikrar, yol ve dil olmak üzere 4 başlık üzerinden durdu:
“Pir ve pirin misyonu oldukça geriledi. Bunu hakkıyla koruyup mücadele etmemiz gerekir. İkrar ve ikrarın denetimi olmalı. İkrar yola verilir. İkrarın gerekliliğini yapmamak düşkünlüktür. Bu mekanizmayı sağlayanları güçlendirmeli. Yol bir, sürek binbirdir. Süreği canlı tutmak meseledir. Yolda birliği kaybetmeden. Pirin kullandığı dil çok önemli.
“ALEVİ KÖYLERİNDEKİ CAMİLER PASİFİZE EDİLMELİ”
Alican Yıldırım da Alevi köylerindeki camilerden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi: Alevi köylerindeki camileri pasifize etmek zorundayız. Hocalar orada oldukça köylerimiz sünnileşiyor. Şeriatçı dedeler var onlara karşı mücadele etmek gerekir.
“DEDELERİN KIYMETİNİ BİLMELİYİZ”
Hüseyin Abtal Ocağından Hüseyin Şahin, çok sayıda dernek ile Aleviliğin farklı yönlere gittiğini söyleyerek, “Niye bir arada değilsin? Neden yıllardır ayrımcılık yapılıyor? Dernek başkanının emrine girmiş dedeler. Dedelerin kıymetini bilmeliyiz. Dedeleri hoşgörü ile karşılayacaksınız” dedi.
“SEMAH DÖNEN CANLAR, DEMELİYİZ”
Nurettin Gedikoğlu ise semah ekibi ifadesinin semah dönen canlar olarak düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
“GENÇLER CEMEVLERİNE KAZANDIRILMALI”
Bektaş Özcan dede – talip ilişkisinin koptuğunu belirtti:
“Gençlerin cemevlerine kazandıramazsak, cemevlerindeki itikadımızı yoluna göre yapmazsak asimilasyona doğru gider. Cemevlerinin yarısının içi boştur. Hizmetlerinin tetkik ve takip edilmesi gerekiyor. Olmazsa ticarete dönüşür. Bu bilinçle başarılı oluruz. Alevi tolumu saray erkanının yanında hiçbir zaman yer almamıştır.”
Hüseyin Elmas, kentleşme ile birlikte ocak dergah ilişkisinin koptuğunu aktardı.
“KADINLAR YOLUMUZDA ÖNCÜ OLMALI”
Ergül Şanlı kadınların da bu yolda öncü olması gerektiğini ifade etti:
“Bu yol cümleden uludur. Bacılarımızı bu yoldan geri tutmamalıyız. İnancımıza uygun hale getiremezsek vücut bulmaz bu inanç kurulu.”
Mehmet Karabulut: Alevilik kadim bir yoldur. Bizi dizayn etmeye çalışmasınlar. Bu sadece pirlerin işidir. Herkes kendi yerini bilecek. Bu kutsal değerleri yine en iyi pir mürşidlerimiz yapacaktır.
Nazım Elmas: Aleviliğin içi boşaltıldı kaygısıyla bitecek diye korkmamalıyız. Alevilik kendini zamana göre tabii ki yenileyecektir. Bin sefer mazlum olsak da bir sefer zalim olmamalıyız.
“YÖNETİCİLER GENÇLERİNDEN KORKUYOR”
Çekmeköy Cemevi’nden Taylan Cirit: Senede en az bir defa böyle bir toplantı yapılması gerekiyor. Geç de olsa bu kurul vücut buldu. Yöneticiler gençlerinden korkar olmuşlar. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir. AFAD kampına karşı Terolar’da Maraş katliamını hatırlatan olay direniş başladığında Alevi Gençlik Hareketi oradaydı. Bu İstanbul’daki Alevi gençlerinin örgütlülüğüne işaret eder.
DÜNYA, ALEVİ BEKTAŞİ FELSEFESİ ÜZERİNDE BİRLEŞECEK
85 yaşındaki Ali Adil Atalay bu iki günde çok şey öğrendiğini söyleyerek şöyle konuştu:
“85 yıl sonra ateistim ama Aleviyim diyenlere, Alevilik islamın içi ya da dışı diyenlere, Alevilik için yananlara içinde Alevilik geçen tüm herkese 8 Mart Kadınlar Günü’nde, dünya yüzündeki ana, bacı ve kızlarıma ve buradaki yönetime saygıyla eğiliyorum. Bin 400 yıldır Alevi diyemedik kendimizi. Dedeliği inanç önderliğine çevirdik. Daha Aleviler islam ile müslümanlığı ayıramadılar. Alevilik herşeyin içinde vardır. Güruhu naciden beri vardır. Gençlere teşekkür ediyorum. Tüm dünya insanlığı birleşecek. Çünkü 400 yıllık bellek var benim beynimde. Dünya Alevilik Bektaşilik felsefesi üzerinde birleşecektir.”
ANADİLDE İBADET TÜZÜĞE KONULMALI
Son konuşmayı yapan Kemal Bülbül de yönetmeliğe değinerek belli kavramların değişmesi gerektiğini söyledi:
“Ali değil, Şahı Merdan diye geçmelidir. Tüm inançlara değil, mazlum dünya insanlarının inançlarına saygı duymalıyız. Yarasen ve kakailerden de söz edilmeli. Anadilde ibadet kesinlikle tüzüğe konulmalı. İnanç hizmetleri yerine, yol erkan kurulmalıdır. İki tane başkan olması lazım biri ana, biri pir olmalı. Başkan değil temsilci denmeli. Makamda bir ana temsil olmalı. Kurulun iradesine sunulmalı. İstifa organı olmaz, geri çağırma olmalı.”
REFERANDUMDA ORTAKLAŞMAK GEREKİYOR
Bülbül, “Hizmet hakkın hakikatın yoluna yapılıyor, bu yolun talibiyiz. Kerbeladan beri OHAL’de yaşıyoruz. Referandum sürecinde kapsayıcı ortak bir açıklama yapılmalı. Referandum bizi herkesle aynı noktaya getirdi. Bize hakaret etmeyen herkesi kürsümüzde konuşturmalıyız” dedi.
Konuşmaların ardından sonuç bildirgesi okunarak çerağ söndürüldü. Verilen dar duasının ardından toplantı sona erdi.
Sevim KAHRAMAN-İsmet SEFER
Yoruma kapalı.