PİRHA- Akademisyen Hakan Mertcan, Alevi kimliğinin Suriye’de hiçbir kamusal görünürlük kazanmadığının altını çizerek, “14 yıldır Alevilere yönelik bir saldırılar var. Alevilik Suriye’de hiçbir zaman kamusal görünürlük kazanmamıştır. Alevilerin kendisini kimlik olarak geliştirme imkanları olmamıştır. Alevileri öldürmek, cesetlerine saldırmak yetmiyor mezarlarını dahi tahrip ediyorlar” diye konuştu.
Narlıdere Cemevinde, ‘ Türkiye ve Suriye’de Aleviler Siyasal Durum’ paneli gerçekleşti.
Moderatörlüğünü Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz’in yaptığı panele Akademisyen Hakan Mertcan, Akademisyen Güneş Gümüş, Emekli Hakim ve Avukat Orhan Gazi Ertekin ve CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu konuşmacı olarak katıldı.
Panel öncesinde ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan, AKD Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz ve Narlıdere Cemevi Başkanı Elvan Özdemir söz alarak Suriye’deki Alevi katliamına tepki gösterdi.
MULLAOĞLU: BÖLGEYİ ALEVİLERDEN TEMİZLEMEK İSTİYORLAR
İlk söz alan panelistlerden CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu, farklı isimlerle Ortadoğu’ya cihatçı örgütlerle müdahale edildiğini söyledi. Alevilerin bu müdahalelerin hedefi olduğunu belirten Mullaoğlu, “Katledilenlerin tek suçları Alevi olmak. O dönem ÖSO diye bir örgüt kuruldu. Amerika’nın Irak’a mücadelesinde ses çıkardığımızda siyasal Alevi mi olduk? Bilinçli bir şekilde Alevilerin sadece ses çıkardığı bir meseleymiş gibi propaganda yürütüyor. Suriye’de bir Alevi yönetimi yoktu. Başbakan, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı Sünni’ydi. Aleviler yine orada da fakir bırakılmıştı. Alevilerin katledilmesinin temelinde emperyalistlerin bölgeye müdahalesi var. Alevileri, insanları katletmeyi cennete gideceklerine inandıkları için kayda alıyorlar. Kendi yarattıkları canavarları Ortadoğu’da kullanıyorlar. Sahil bölgelerinde doğalgaz ve petrol kaynakları var ve bölgeyi Alevilerden temizlemek istiyorlar. Bu zulme son vermek ve mücadele etmek zorundayız” dedi.
GÜMÜŞ: SOKAKTA MÜCADELEYİ ÖRGÜTLEMEK GEREKİYOR
Akademisyen Güneş Gümüş, Alevilerin tüm talepleri ve katliamlara karşı toplumsal bir mücadeleyi örgütlenmesi gerektiğini ifade ederek, “Akılla yolu çizilmiş güçlü bir yola ihtiyacımız var. Suriye iç savaşında güçlü protestolar düzenlenseydi belki oraya müdahale edilemeyecekti, önü kesilecekti. Bütün taleplerimizi kampanyalarla örgütlememiz gerekiyor. Alevi örgütleri ile kitleyi birleştiren bir kadro ya da gençlik yok. Alevi hareketi sosyalistlerle hem hal olmalı, sokakta kitlesel bir mücadele örgütlemeli. Mücadele etmekten, mücadeleyi yaygınlaştırmaktan başka bir çaremiz yok” diye konuştu.
MERTCAN: ALEVİLİK SURİYE’DE HİÇBİR KAMUSAL GÖRÜNÜRLÜK KAZANMADI
Akademisyen Hakan Mertcan ise, Aleviliğin Suriye’de hiçbir kamusal görünürlük kazanmadığının altını çizerek, “Nasıl Gazze in sesi duyulmuyorsa Suriye’deki halklarında sesi duyulmuyor. 14 yıldır Alevilere yönelik bir saldırılar var. Aleviler dağlarda yoksul bir şekilde yaşamaya mahkum edilmişti. Alevilik Suriye’de hiçbir zaman kamusal görünürlük kazanmamıştır. Alevilerin kendisini kimlik olarak geliştirme imkanları olmamıştır. Yeni bir Alevi katliamı başlıyormuş gibi görünüyor. Bu yanlış, 14 yıldır katliam var. Sahili Alevilerden temizleyeceğiz diyorlar” ifadelerini kullandı.
“ÖLDÜRMEK YETMİYOR MEZARLARINA DAHİ SALDIRIYORLAR”
Alevilerin mezarlarına dahi saldırıların gerçekleştiğine örnekler vererek dikkat çeken Mertcan, “Şimdi de özellikle hamile kadınları hedef alıyorlar. Binlerce insan kaçırılmış durumda. Bu son süreçten önce Aleviler yönelik 20’ye yakın katliam saldırıları oluyor. Alevilerin ormanları yakıldı, zeytin ağaçları kökünden söküldü. Alevileri açlığa mahkum etmek istediler. Alevileri öldürmek, cesetlerine saldırmak yetmiyor mezarlarını dahi tahrip ediyorlar. Bu saldırılar durmayacak. Dünyanın bizi göreceği de yok” şeklinde konuştu.
ERTEKİN: ALEVİLER 5 FARKLI COĞRAFYADA ORTAK KIRIM TARİHİNE SAHİP
Alevi toplulukların 5 farklı coğrafyada saldırılarla yüz yüze kaldığını söyleyen Emekli Hakim ve Avukat Orhan Gazi Ertekin de, “Yeni Suriye’nin kapağı 4 ay önce açıldı. O kapağın içinden çok iyi bildiğimiz katliam ve katiller çıktı. Çok geniş bir şiddet repertuarı ile karşı karşıya kaldık. Aleviler ortak bir acıya ve ortak bir kırım tarihine sahip. Avrupa’dan Ortadoğu’ya uzanan coğrafyada Alevilerin esaslı bir toplum olduğu, kamuyla, iktidar ilişkisiyle ilgilenebilecek bir konjektör olduğunu anladım. Alevi toplulukları 5 farklı coğrafyada uluslararası sorunun kendilerine en fazla şiddetle yansıdığını görmeye başladılar. Aleviler bunları siyasal, hukuksal ödevleri olarak önlerine koymak zorundalar. Her katliam bizi inşan haklarını sorununa ve kuruculuk sorununa götürüyor” diye belirtti.
“KURUCU SORULAR VE CEVAPLARA İLERLEMEK LAZIM, BU ÖNÜMÜZDE ÖDEVDİR”
“Kurucu olacaksanız ise hayatta kalmaktan, hayatı yeniden yaratmaya dair adım atmalısınız” diyen Ertekin devamında şöyle konuştu:
“Türkiye’de Alevi tarihinin kendisine Alevi olarak seslenme geleneği çok zayıf. Aynı durum Suriye’de de var. Esad’ın anayasasında Cumhurbaşkanı’nın Müslüman olması ve yasamanın kaynağının da İslam dini olduğu vurgusu vardır. Kurucu olacaksanız ise hayatta kalmaktan, hayatı yeniden yaratmaya dair adım atmalısınız. Son 4 aylık süreç içerisinden Alevi örgütlerinin çok iyi bir sınav verdiği kanaatindeyim. Bu süreçte kurucu sorular ve cevaplara doğru ilerlememiz gerektiğini, giderek kamu-devlet-hukuk meselesi ile ilgilenmemizi ve önümüze ödev olarak koymamız gerektiğini düşünüyorum.”
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.