Alevi Haber Ajansi

Alevilerden hükümete ‘Toplumsal barış için adalet’ çağrısı

PİRHA – Alevi kurumları, cinsel saldırı ve uyuşturucu suçlularının serbest bırakılmasını öngören yargı paketine tepki gösterdi. Kurumlar, “Hükümetin bu yönlü ‘af’ politikasından vazgeçmesini, başta fikir suçları olmak üzere, düşüncesini ve siyasi görüşünü açıkladığı için hapiste tutulan tüm yurttaşların ayrımsız bir şekilde özgür bırakılmasını talep ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Mükerrer suçlar, cinsel suçlar ve uyuşturucu ticareti suçları bakımından 3/4’lük koşullu salıverilme oranı ise 2/3’e düşürülüyor. Yani bu suçlardan hüküm giyenler cezasının yüzde 75’i yerine, yüzde 67’sini çekmeleri halinde koşullu salıverilebilecek. Kasten adam öldürmede 2/3, siyasisuçlarda 3/4 oranında uygulanan cezaevinde infaz süresinde ise değişiklik yapılmıyor.

Duruma tepki gösteren Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Alevi Vakıfları Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Alevi Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve Demokratik Alevi Dernekleri ortak açıklama yayınladı.

“DEVLETİN EŞİTLİK İLKESİNE UYMASI GEREKMEKTEDİR”

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Çağdaş ceza felsefesi adalet modelini öncelikle toplumun kültürel, inançsal ve sosyal yapısına göre oluşturur ve modern formlarda bireyin topluma yeniden kazandırılmasını hedefler.

Uluslararası sözleşme ve anayasalarda temel hak ve özgürlüklere ilişkin düzenlemeler yapılırken, yasa önünde eşitlik ilkesinin benimsenmesi temel düsturlardan biri olarak kabul görür.

Bu ilkenin temel yükümlüsü olan devletin, her düzey ve nitelikte tüm organ ve görevlileriyle yasa önünde eşitlik ilkesine uygun davranması gerekmektedir.

“UYUŞTURUCU VE CİNSEL SALDIRI SUÇU İŞLEYENLERİ SERBEST BIRAKMAK KABUL EDİLEMEZ”

Devleti yönetenlerin kendi siyasi – politik dayatmalarıyla ceza ve adalet politikalarını güncellemesi, yurttaşların adalet ve vicdan muhasebesi yapmasına sebep olabilir. Bu uygulamalar da toplumun hakkaniyet duygusunu zedeler. Hakk’ın varlık deryası olan canlar arasında ayrım yapmak, en başta Hakk’ı incitecektir. Hakkı da, adaleti de, hukuku da incitmemeli.

Devletin yurttaşlar arasında ahlaki ve vicdani deformasyon yaratabilecek uygulamalardan kaçınması esastır.

Özgürlük, barış, adalet, insanca bir yaşam, ücretsiz eğitim, ücretsiz sağlık isteyen öğrencileri, gazetecileri, akademisyenleri, öğretmenleri ve halkın seçilmişlerini hapishanede tutmak, toplumsal adalet duygusunu zedelediği gibi, insan özgürlüğüne de vurulmuş bir prangadır.
Ceza infaz yasasında yapılacak bir düzenleme öncelikle bu canlarımızı kapsamalıdır.

Çocuklarımıza örgütlü uyuşturucu satanları, kadınlara cinsel saldırıda bulunanları, kadınları katledenleri, serbest bırakmak kabul edilemez.

Bu tutum ceza politikasının amaçlarına uyumlu olmadığı gibi toplumsal barışa katkı sağlar nitelikten de uzaktır.

“EŞİTLİK İLKELERİ ELE ALINIRSA TOPLUMSAL BARIŞA HİZMET EDİLİR”

Her dönemde anayasaya aykırı af kanunları çıkarıp, önce yandaşları sonra bunu genişletip toplumun kabul edemeyeceği suçluları “kader mahkumu” olarak adlandırıp serbest bırakmak, yurttaşlar arasında ayrımcılık yapmak anlamına gelebileceği gibi, ceza hukuku sorumluluk ilkelerine ve infazın amaçlarına da aykırıdır.

Hak ve hukuk dağıtma ya da hakkın tecelli etmesi biçimi olarak ‘af’ toplumlar için büyük çatışma veya çalkantılı dönemlerden sonra yeni bir başlangıç olabilmelidir.

Böyle hallerde eşitlik ve adalet ilkeleri dikkate alınırsa, ceza infaz yasasında yapılan değişikliklerin sonuçları toplumun vicdanında kabul görür, toplumsal barışa da hizmet eder.

“DÜZENLEME, DÜŞÜNCE SUÇLULARINI KAPSAMALIDIR”

Sevgili canlar, tüm dünyayı pençesine alan bir virüs salgını bulunmakta ve mevcut durumda hapishanelerde kapasitesinin çok üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır maalesef.

Bu haliyle hapishaneler sağlığa uygunluk açısından oldukça sorunlu yerler olup salgının daha hızlı yayılma ihtimali oldukça yüksektir.

İşte bu salgın vesilesiyle infaz yasasında yapılacak düzenleme öncelikle, siyasi düşüncesinden dolayı mahkûm edilen ”düşünce suçlularını” kapsamalıdır.

“SUÇ MAKİNELERİNİN SERBEST KALMASI TOPLUM VİCDANINI YARALAYACAK”

Toplumun değer yargılarını rencide eden, başta cinsel saldırı suçları, kişiyi hürriyetinden yoksun kılan suçlar, uyuşturucu madde imalı ve satışı suçları işletenlerin serbest bırakılması kabul edilemez.

Halkımızın gelenek ve kültürüne uygun davranış göstermeyen, halklar arasında nefret duygusu yaratan bu suç makinelerinin serbest bırakılması, toplum vicdanını derinden yaralayacaktır.

Hükümetin bu taraflı ‘af’ politikasından vazgeçmesini, başta “fikir suçları” olmak üzere, düşüncesini ve siyasi görüşünü açıkladığı için hapiste tutulan tüm yurttaşların ayrımsız bir şekilde özgür bırakılmasını talep ediyoruz.”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak