PİRHA- Aleviler günümüzde geniş bir örgütlenme ağına sahip. Bu örgütlerin toplumsal karşılığının olup olmadığı ise bir soru işareti olarak duruyor. Mevcut örgütlenme düzeyinin Alevi toplumunun ihtiyaçlarına cevap verip vermediğini, veremiyorsa çözüm önerilerinin ne olduğunu tartışmaya açtığımız yazı dizisinin 7. bölümünde Çepni Dedesi Bektaş Piroğlu sorularımızı yanıtladı. Piroğlu, “Aleviler olarak biz kendi kendimizi yönetmeyi bilmeliyiz” dedi.
Haberin Videosu
İnancın ruhuna uygun bir örgütlenme modeli olan Ocaklar ve Dergahlar sistemi üzerinden yüzyıllarca kendi kendisine yeten ve bu anlamda demokratik, çoğulcu karakterini koruyup günümüze kadar getiren Alevi toplumu kent kültürüyle birlikte yeni sorunlar ve bu sorunların doğurduğu ihtiyaçlarla karşı karşıya kaldı.
Buna cevap üretmek için özellikle 1990’lardan itibaren günümüze kadar çok sayıda dernek, vakıf, cemevi, dergah, federasyon kurarak inancıyla birlikte toplumsal varlığını sürdürmeye çalıştı. Ancak artan asimilasyon ve tekçi politikaların yoğunluğu da dikkate alındığında hem Alevi toplumunun ihtiyaçlarına hem de ülkemizin genel sorunlarına cevap olmada yetersiz kaldığı da bir gerçek.
Bu bilgiler ışığında aynayı kendi yüzümüze yani Alevi örgütlenmesine tutarak mikrofonu Alevi pirlerine, kadınlarına, kurum temsilcilerine ve bilinen isimlerine sorduk.
Dizi yazımızın bu bölümünde Çepni Dedesi Bektaş Piroğlu’nun görüşlerine yer verdik. İşte Piroğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar:
“Genel anlamda Alevi toplumunun örgütlenmesine baktığınızda tabloyu nasıl görüyorsunuz? Alevi toplumunun ihtiyaçlarına cevap veriyor mu? Yeterli buluyor musunuz? Bulmuyorsanız neden?”
Alevi örgütlerine genel anlamda baktığımızda, gerek federasyonlar düzeyinde olsun, gerekse de dernekler düzeyinde olsun, bunların içine devletin bazı mekanizmaları sızdığı için, yine bazı derneklerin Sünni yönetim ile girdiği ilişkiler sonucu içimize bazı istenmeyen kıvılcımlar sıçramıştır. Bu kıvılcımların etkileri bizi kendi içimizde zedelemektedir.
Gerek MİT’iyle, gerek ajanıyla içimize girip derneklerin içine sızılmıştır. Bu şekil durmalarının sebebi bizi bu duruma getirmiştir.
Bundan sonraki durumlarımıza gelirsek; Alevi dedeleri olsun, Alevi dernekleri olsun ilk önce kendi kimliklerine sahip olmaları için ilk önce bu meseleleri bilmelidirler. Bunu bilmedikleri zaman kendi kendilerini yok ediyorlar demektir.
“KENDİ KENDİMİZİ YÖNETMEYİ BİLMELİYİZ”
Buradaki tüm derneklere, tüm federasyonlara, tüm demokratik topluma söyleyeyim ki ilk önce kendi kendini yönetmeyi ele almalıdır. Alevi felsefesini, Alev inancını, ibadet yönlerini ve kültür boyutunu düşünsel olarak ele almalıdır. Bu dağınıklık bize acı vermiştir. Bu acıların önüne geçilmezse biz sermayeden zarar edeceğiz. Bu sermayeden zarar ettiğimizden dolayı ne edeceğiz öyleyse biz: Günün koşullarına göre Alevi düşüncesini, sorunlarımızı, bünyelerimizdeki Alevi örgütlerinde ele alacağız.
Nasıl ele alacağız? Genel hatlarıyla Türkiye’deki Alevilerin temel talepleri bellidir. Onurlu duruşu, ilkeleri bellidir. Alevilerin birbirine bağlılıkları bellidir. Aramıza farklı yaklaşımların girmemesi için de bu konuları ele almak bizim en güzel yönümüzdür.
Daha önce de belirtiğim gibi devlet mekanizmalarının aramıza girip Aleviliği başka yöne çekme amacına karşı birlikte hareket etmeliyiz. Türkiye’de inancımızın şu veya bu yönünü zedelemek devlet mekanizmasının gereğidir.
“KİMLİK ÖĞRENİLMEZ İSE KAYIP ARTAR”
Alevi toplumunun eşit yurttaşlık, inanç, ibadet, eğitim özgürlüğü ve demokratik toplum gibi temel talepleri var ve bu uğurda yıllardır verilen bir mücadele söz konusu. Bu mücadeleyi yeterli görüyor musunuz? Daha güçlü sonuç almak için bu konuda neler yapılabilir? Demokrasi mücadelesi yürüten diğer toplumsal kesimler ile birlikte nasıl hareket edilebilir?
Biz Alevilerin yaşam biçimleri vardır. Her Alevinin kendine göre ibadet biçimi vardır. İnanış yönü vardır, pirleri vardır. Öyleyse buralarda yani cemevlerinde, derneklerde, federasyonlarda öncelikle Alevi inancı, kültürü ve kimliği öğrenilsin. Bu kimlikler öğrenilmediği taktirde elbette ki kaybımız olacaktır.
Bir dede olarak benim çağrım ilk önce biz derneklerde paneller, seminerler düzenlersek, birlikte olma yöntemimiz ele alınırsa, Alevi düşünceleri anlatılırsa, gençlerimiz de katılırsa ve her yönüyle biz Aleviliği anlatırsak, kimliklerini bildirirsek elbette ki bu konuda güzel gelişmeler olur. Kültürümüz, inancımız yönünde sermaye sahibi oluruz. Aleviliği, pirliği biliriz. Öncelikle bu konuda birleşmek gerek.
“DİK DURMAK BİRLİKLE OLUR”
Alevilik ilk önce haksıza haksız demek, doğruda birleşmek demektir. Alevilik nedir? İlk önce zalimi, zalimliği kabul etmemektir. Konuları zalimliğin dışında ele almak ve çare üretmektir. Biz İmam Hüseyin’den neyi öğrendik? Biz İmam Hüseyin’den zalime karşı dik durmayı öğrendik. Alevilik budur. İmam Hüseyin zalime karşı dik durmuş ise biz de onun düşüncelerini, onun felsefesini esas aldığımızdan dolayı bizler de kendi açımızdan daima Alevi felsefesini, düşüncesini savunurken dik durmayı bilmeliyiz. Bu da birlikle olur. Bir araya gelip yola hizmet etmekle olur.
“İNANÇ KURULU BİR İHTİYAÇTAN DOĞDU”
Türkiye’de birçok Alevi kuruluşu vardır. Ama birçok kurumumuzun içinde de birçok çalkantılar vardır. Yanlış uygulamalar vardır. O onu beğenmiyor, O ona laf etmektedir. Kariyerizim yönünde birçok hizipçilik yapılmaktadır. Şimdi bu duruma karşı biz Pirler olarak bir araya gelip Türkiye’deki Alevi konjonktürü ne olacak tartışması yaptık. Tüm bu sorunları ele almak için Türkiye’de bir inanç kurulu meydana gelirse iyi olur diye düşündük. Türkiye’deki tüm derneklere, tüm federasyonlara, tüm azınlıklara güzel güzel gidip o gençlerimize, o inançlara, o kimliklerimize gerçeğimizi bildirmek amacıyla biz bir inanç kurulunu kurduk.
“DAVAMIZ TÜRKİYE’NİN DEMOKRAT OLMASIDIR”
Bu inanç kurulumuzun ilkelerindeki esas nedir? Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için dedik. Bu düşünceyle biz, çıkmaz sokaklar, farklı sorunlar, ayrılıklar da olsa, onların içine gidip oturup onlarla bağ kurup, onları da dinleyerek varsa çelişkiler yok edip ‘dava hepimizin davasıdır’ deyip kimse ayrı yere çekmesin diye çaba harcayacağız. Bu temelde toplumun huzurunda bir ikrar verdik. İkrar verdik ki o ikrarla da çalışacağımıza İmam Hüseyin gibi dik duracağımızın yönünü ele aldık.
Bu pirlerin hiçbiri menfaat gütmeden, benlik etmeden, çıkarcılık etmeden, yalnız ve yalnız İmam Hüseyin’in düşünceleri temelinde dik duracaklar. Türkiye’de Alevi konjonktürü bütün Alevi mensuplarının bir araya getirilmesinde köprü olacaklar.
Davamız Türkiye’nin demokratik olmasıdır. Davamız Türkiye’nin özüne kavuşmasıdır. Davamız Türkiye’nin birbiriyle güzel güzel geçindiği yönlerini ortaya serecek ilkeleri ele almaktır.
Turabi KİŞİN/PİRHA
YARIN: DOSYA 8
25. Dönem HDP Mersin Milletvekili Çilem Küçükkeleş Alevi örgütlenmesini değerlendiriyor.
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-1
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-2
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-3
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-4
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-5
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-6
Yoruma kapalı.