PİRHA- Alevi Dernekleri Federasyonu Başkanı Celal Fırat, Maraş Katliamı’nın 41. yılında, “Katliamı oyun sanıp duvar diplerinde kalleş kurşunuyla ninnilere dalan bebekleri unutmadık” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Katliamın amacının Maraş’ta yaşayan Alevileri ekonomik, siyasi ve politik olarak yok etmek olduğunun altını çizen Fırat, “İnsanlık ayıbı olan bu katliamın sorumluları kendileriyle yüzleşmeli, katliamlar aydınlatılmalı ve suçlular halk karşısına çıkarılmalıdır” dedi.
Devletin katliamlara seyirci kalmasının da bir katliam olduğunu vurgulayan Fırat, katliamlar aydınlatılıp, suçlular ortaya çıkarılmadığı müddetçe eşit yurttaşlık söyleminin gerçekçi olmayacağını ifade etti.
Fırat, yazısını şöyle sürdürdü:
“UYGAR OLMAYAN DEVLETLER KATLİAM YAPTIRIRLAR”
“Yüzyıllardır barış içinde yaşayan Alevi ve Sünni halk kendini Alevi-Sünni çatışması adı altında bir katliamın içinde buldu. Katliamların devleti yönetenler eliyle gerçekleştirilmiş olması mümkündür. Çünkü uygar olmayan devletler çoğunlukla ırk, din veya siyasi düşünce farklılığına tahammül göstermezler. Gerici düşünceleri ileri sürerek katliam yaptırırlar. Bir devletin katliam yapıp yapmaması sadece askeri değildir yapılan katliamlara seyirci kalmak ta en büyük katliamdır.
19/26 Aralık 1978 yılında devlet sustu, bir hafta boyunca Maraş’ta merhamet sustu, insanlık sustu. Katliamdan sonra net bir şekilde anlaşılmıştır ki amaç, Maraş’ta yaşayan Alevileri ekonomik,siyasi ve politik olarak yok etmektir. Ve henüz yaraları sarılmamıştır. Henüz Maraş, kanlı Maraş’tır. Bu katliamda 120 Alevi katledilmiştir. Kamyonlarla evlere cesetler teslim edilmiştir. Sokakta oynayan çocuklar katliamı oyun sanıp annelerinin koynunda değil duvar diplerinde onurlu uykulara dalmışlardır.
“ALEVİ OLMANIN BEDELİ DEFALARCA KANLARIYLA ÖDEDİLER”
Sevgili arkadaşlar amacımız kabuk bağlayan yaraları kaşımak değil tüm insanlığın ayıbı olan bu katliamın sorumlularını bir kez daha kendileriyle yüzleştirmek, tarihe yazdıkları bu utanç notlarını onlara hatırlatmaktır.
Burada amaç Sünni kardeşlerimizi suçlamak değil onları da bu acıya ortak etmektir. Çünkü ülkemiz zorunlu sosyal bir değişimin içine itilmiştir. Ve bu değişimde yine Aleviler kullanılmak istenmektedir. Yani katliamların adı artık büyük asimilasyon projeleri ve parayla uzanan gönül köprüleridir. Aleviler, Alevi olmanın bedelini kanlarıyla defalarca ödediler.
Bu nedenle Alevilerin yaşadıkları tüm katliamlar aydınlatılmadıkça, suçluları halk karşısına çıkarılmadıkça, bahsedilen eşit yurttaşlık söylemleri gerçekçi ve samimi olamaz.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.