Alevi ve Yöre Dernekleri, 1937-38 yılları arasında gerçekleşen Dersim Katliamında Seyit Rıza ve dava arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanmasını istedi.
Alevi ve Yöre Dernekleri, 1937-38 yılları arasında gerçekleşen Dersim Katliamı’na ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, 4 Mayıs’ın kararı Munzur suyunun günlerce kan aktığı ve kadınları zalimlerin eline geçmemesi için kendi canlarına kıydığı bir gün olduğu kaydedildi. Tarihe kara leke olarak geçen ağır bir katliam olduğu belirtilen açıklamada,
Cumhuriyet öncesi ve sonrası tekçi zihniyet karşısında olanlara yönelik zulüm, zalimane tutum günümüzde de devam etmektedir
Tekçi ve gerici zihniyet kendi istediği kalıplara uymayan hiç kimseye yaşam hakkı tanımamaktadır.
Bu zihniyetin dışında kalanlar defalarca talan, katliamlara maruz kalmışlardır.
Dersim Tertelesinde Nahak anlayış kutsal topraklara, Dersim’de (Harde Devreş )e tuz ekmiştir. Canlılık adına, toplumsallık adına bir daha hiçbir şey yeşermesin diye.
Dersim’in inançsal ve kültürel olarak Alevi olması etnik kimlik bakımından “Kürt” olması ulus – devletin kalıplarına uymuyordu. Dersim binlerce yıldır ocak örgütlenmesi şeklinde kendini yönetiyordu. Ocak merkezli bir yaşam esastır. Bu Dersimlinin toplumsal beynidir. Binlerce yıldır “El ele el hakka ” düsturuyla her türlü tahakkümcü ve hiyerarşik iktidar ilişkilerinden uzak eşitlikçi, demokratik, çoğulcu, ekolojik bir örgütlenme modelini esas alarak bugüne kadar gelmişlerdir. Bu bakımdan inancın toplumsal hafızasıdır.
Tekçi, faşist ve gerici zihniyet Dersim’de tarifsiz acılara neden olan ve tarihe kara bir leke olarak geçen çok ağır bir katliam a imza atmışlardır. Çok önceden başlayıp Tedip ve Tenkil kararlarıyla yasallaşan bu süreç 15 Kasım 1937’de Pir Seyit Rıza ve yoldaşlarının darağacında asılarak idam edilmeleriyle bitmemiştir. Baskı, zülm ve asimilasyon politikaları bugün de devam etmektedir Çok önceden başlayıp tedip ve tenkil kararlarıyla yasallaşan bu süreç 15 Kasım 1937’de Pir Seyit Rıza ve yoldaşlarının darağacında asılarak idam edilmeleriyle bitmemiştir. Baskı, zülm ve asimilasyon politikaları bugün de devam etmektedir. Soykırım için ‘taş olsaydım çatlardım, toprak oldum içime attım’ demişti. Dersim’de ateş su ile söndürülmez. Suyun da bir canı olduğuna ve ateşe dökülünce canının yanacağına inanılır. Katliamın 83. yıl dönümünde Hakikat ve özgürlük uğruna, hak aşkına, hakka yürüyen canlar için saygı ile dara duruyoruz” denildi.
Açıklamada talepler şu şekilde sıralandı:
- TBMM’de ‘Dersim 1937-38 Tertelesi Araştırma Komisyonu’ kurulmalıdır.
- Dersim halkı üzerinde yürütülen inkar ve asimilasyon politikalarına son verilmelidir.
- 4 Mayıs’ın Dersim 38 Tertesi günü olarak kabul edilmelidir.
- Arşivler Açılıp, devlet katliamla yüzleşmelidir.
- Dersim ismi iade edilip, Dersim halkından özür dilenmelidir.
- Evlatlık olarak verilen çocukların akıbeti hakkında bilgi verilmelidir.
- Seyit Rıza ve dava arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmalıdır.
- Dersim’i insansızlaştırmak için yapılan baraj ve HES projeleri iptal edilmelidir.
Açıklama yapan derneklerin ismi şöyle:
Alevi Bektaşi Federasyonu, Ankara Dersimliler Derneği, Ankara Vartolular Derneği, Ankara Divriği Kültür Derneği, Demokratik Alevi Derneği Genel Merkezi, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakvfı Genel Merkezi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi, Kızılırmak Yerel Dernekleri Federasyonu, Sivas-Gürün Yuva ve Külahlı Dernekleri.
Yoruma kapalı.