PİRHA-Alevi kurumlarında, hem başkanlık düzeyinde hem de yönetim ve yapılarda Alevi kadınların ve gençlerin az olması veya hiç olmamasını kadınlara ve gençlere sorduk.
Alevi inancının merkezini oluşturan kadın, zaman içerisinde geri planda tutulmaya başlandı. Her fırsatta “Bizde kadın ile erkek eşittir, yaşamın her alanında vardırlar” gibi söylemlerle çok karşılaşırız. Ancak pratik gerçeklik başka şey söylüyor. Özellikle Alevi kurumlarında, hem başkanlık düzeyinde hem de yönetim ve yapılarda Alevi kadınların ve gençlerin az olması veya hiç olmamasını kadınlara ve gençlere sorduk.
“ANALIK KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMALIYIZ”
Alevi kurumlarında gönüllü olarak yer alan Gülizar Polat, temel felsefesinde kadınların yerinin çok önemli olduğu Alevi inancının “ana” kültüründen geldiğini belirterek, “Alevi kurumlarında kadınların ve gençlerin olması çok önemlidir” dedi. Polat “şu anda kurumlarda kadının yerinin mutfak olduğunu görüyoruz. Bir erk zihniyeti var. Alevi kadınlarının daha fazla ön plana çıkması lazım ve kendi kültürümüzde gelen “analık” kültürünü yaşatmalıyız” dedi.
“İNANÇLAR BİRBİRİNE OMUZ VERMELİ”
Ferhat İnan adlı genç de amacımız bir diyerek “ Neden? Çünkü dilimizi, kültürümüzü yasakladılar, unutturdular. Şunu söyleyebilirim ki Alevi, Kürt, Zerdüşt, Süryani, Ermeni, Ezidi, Keldani hepimiz biriz. Bundan dolayı da bir birimize omuz vermeliyiz, yan yana durmalıyız. Dik duruşumuzla bunu başarabiliriz” dedi.
“KURUMLARDA YER ALARAK KENDİMİZİ TANIYABİLİRİZ”
Yağmur Çiçek de “Kadınların ve gençlerin kurumlarda yer almasıyla kendini tanıyabileceğini” belirterek “Bizler inancımızdan gelen kültürümüzü gelecek dönemlere aktarmak için çabalamalıyız dedi.
Hasan Deniz Bagay ise “Büyüklerimiz “Alevi olduğumuzu kimseye söylemeyin” diyorlardı. “Biz Alevi kurumlarına gelerek hem öğreniyoruz hem de yaşatıyoruz” dedi
Diren Keser/MERSİN
Yoruma kapalı.