PİRHA- Alevi kadınlar Ankara’da bir basın açıklaması yaparak, İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülüklerinin yerine getirilmesini istedi. “İstismar ile kurulan aile anlayışınızı kabul etmiyoruz” diyen kadınlar, toplumun bütün kesimlerini istismar yasasına karşı çıkmaya davet etti.
Ankara’da Alevi kadınlar, çocuk istismarının meşrulaştırılmasına karşı, “İstismar ile kurulan aile anlayışınızı kabul etmiyoruz” diyerek bir açıklama yaptı.
Koronavirüs salgını nedeniyle evden yapılan açıklama Alevi kadınlar adına Aslıhan Han tarafından okundu.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
“İSTİSMAR İLE KURULAN AİLE ANLAYIŞINIZI KABUL ETMİYORUZ”
Çocuklar, yetişkinlerden farklıdır, özel bir biyolojik kategori oluştururlar. Çocukların yetişkinliğe hazırlanması-yetiştirilmesi gerekir ve bu sorumluluk yetişkinlere aittir. Yani çocukluk dönemi, sadece doğum ve gençlik arasında olan sıradan bir dönem değildir. Bu dönem, insan hayatının bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişiminin tamamlanmadığı ve yaşanılan her olayın daha sonraki yaşamı büyük ölçüde etkilediği bir dönemdir. Çocuklar ile yetişkinler arasındaki fark çok net bir şekilde ortaya konulmuştur.
Bizler için eşikteki de beşikteki de birdir.
Eşitlikte esas olan insan hayatının her evresinde bireyin ihtiyaçlarının doğru karşılanması ve kendini özgürce ifade edebileceği şekilde toplumla bütünleşmesidir.
Ne yazık ki eşit olma gerçekliği, insan hak ve özgürlükleri ile demokrasinin olmadığı ülkelerde toplumsal cinsiyetçilik ve özellikle de dini referanslar ile bertaraf edilmekte; kadınlar, cins kırımına uğratılmakta, çocuklar da cinsiyetçi eril kodlardan kaynaklı cinsel obje olarak görüldükleri için her türlü istismara maruz kalmaktadır.
“CİNSEL SUÇLAR HER SEFERİNDE ÜSTÜ ÖRTÜLEREK, AKLANARAK MEŞRULAŞTIRILIYOR”
Ülkemizde, her gün kara bir tablo olarak önümüze çıkan cinsel suçlar her seferinde üstü örtülerek, failleri erkek egemen mahkemeler tarafından aklanarak meşrulaştırılıyor. Buna gücünün yetmediği yerde ise yeni yasa tasarıları ile cinsel istismar yasal hale getirilmeye çalışılıyor. Tüm bunları toplumun gözünde normalleştirmek için de medya aracılığıyla toplumun algısını değiştirme seferberliği başlatılıyor. Bunlara itiraz edenlerin bilinçli bir şekilde yok sayıldığı yandaş medyada, bilim insanı olarak nitelendirdikleri erkekler ile ‘12-17 yaş arası çocukların süper kadınlık için en ideal yaş ‘ olduğu konusunda toplum ikna edilmeye çalışılıyor.
“ÜLKEMİZDE. HER 4 ÇOCUKTAN 1 İ AİLE İÇİNDE İSTİSMAR EDİLMEKTEDİR”
Ülkemizde sırf 2002-2019 yılları arasında 704 bin 831 çocuk zorla evlendirilerek istismar edilmiştir. Her 4 çocuktan 1 i aile içinde istismar edilmektedir. Çocuklara yönelik her geçen gün daha da artan cinsel istismar vakıaları, her seferinde istismarcıları aklama politikaları sonucunda korkunç rakamlara ulaşmıştır.
Şimdi ise 2016’dan bu yana sürekli gündeme getirilen, çocuk istismarcılarına evlilik yoluyla affın, bayram sonrası meclis açıldığında ilk gündeme gelecek konulardan olduğu konuşuluyor.
İnfaz yasasının geçirildiği gece yarısı ortaya çıkan taslak, 14 yaşını tamamlamamış kız çocuklarına karşı cinsel istismar suçu işlemiş, onlardan 15 yaş büyük erkeklerin ve suçu azmettiren ailelerin cezalarının sonradan evlenildiği durumda ertelenmesini – yani affedilmesini öngörüyordu.
“Bir kerelik af” diye sunulan bu düzenlemelerin sonucu imam nikâhıyla evlilik yaşını 13’e indirmek, 13 yaşında kız çocuklarıyla 28 yaşında yetişkin erkeklerin evlendirilmesini yasallaştırmak, bu ülkede kız çocuklarını eğitimden uzaklaştırmak, yoksullaştırmak, geleceksiz eştirmek olacaktır. Aynı zamanda çocukların yaşamları boyunca büyük bir mağduriyet ve travmaya maruz kalmalarına; sağlık problemlerine, katledilmelerine, intihara sürüklenmelerine neden olacaktır. Bu durum, çocuk istismarının önünü tamamen açmanın yanında istismarcıların cezasız kalması anlamına gelmektedir.
Türkiye, Uluslararası birçok sözleşmeye imza atmıştır.
Türkiye, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 11 Ekim’i ‘’Dünya Kız Çocukları Günü’ olarak ilan eden sözleşmesine imza atmıştır. 2012 yılından bu yana kutlanan Uluslararası Dünya Kız Çocukları Günü her yıl, kız çocukları için erken ve zorla evlilikleri önleme ve bununla mücadele etme, cinsiyet temelli eşitsizliklerin önüne geçmek, sosyal hayatta karşılaştıkları haksızlıklar hakkında farkındalık yaratmak için mücadele etmektedir..
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ ACİLEN YERİNE GETİRİLSİN”
Taraf olunan İstanbul Sözleşmesinde ise açıkça belirtilmiştir ki; çocukların evlilik yoluyla cinsel istismarı kültürel kodlarla topluma onanmışsa dahi, devletin yükümlülüğü, bu evliliklerin önünü açacak örf ve adetlerin yasalarda suç olarak düzenlenmesidir.
“TÜRKİYE, İMZA ATMIŞ OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE SADIK KALMALIDIR”
Devletin görevi çocukları yasalar ile mağdur etmek değil, aksine daha önce imza atmış olduğu Uluslararası sözleşmelere de uyarak çocukları güvene alacak şekilde yasal düzenlemeler yapmaktır.
Biz kadınlar, kadınlara yönelik şiddet, taciz ve katliamlara itiraz ettiğimiz gibi her türlü çocuk istismarlarına da, çocuk istismarını aklayan yasa taslağına da itiraz ediyoruz.
Çocuklarımızın da geleceğimizin de karanlığa gömülmesine asla izin vermeyeceğiz. Çünkü bizim, çocuklarımıza ‘’Güneşli Güzel Günleri Getirme’’ sözümüz var, bu sözümüzü asla unutmayacağız.
“ALEVİ KADINLAR OLARAK İSTİSMARA, TACİZE, TECAVÜZE, ŞİDDETE SESİZ KALMAYACAĞIZ”
Alevi kadınlar olarak istismar, şiddet ve tecavüze karşı gücümüzü tüm kadın örgütleri ile birleştireceğimizi beyan ediyor, çocuklarımızın hayallerinin gerçek olacağı bir dünyanın mümkün olduğu ve bunun da mücadele ile gerçekleşeceği bilinciyle toplumun bütün kesimlerini istismar yasasına karşı çıkmaya davet ediyoruz.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.