PİRHA- Alevi deyişleri çok derin anlamlar barındırır. Dinleyenler üzerinde de derin etkiler bırakır. Baba Mansur Ocağı dedelerinden Süleyman Metin, Alevi inancının özünün deyişlerde saklı olduğunu belirterek, “Yedi Ulu Ozan, yaradılış sırrını, Hakk’ın varlığının insanda olduğunu, bir birliğin insanlarla tamamlandığını, insanı, Hakk’ı ispat edenin insan olduğunu, Ene’l Hak sırrının burada gizli olduğunu açıklayan insanlar” diyor.
Haberin videosu
Alevi ozanların, 7 ulu ozanın, aşıkların yazdığı, söylediği deyişlerin her biri Alevi inancının yansımasıdır, özüdür.
Baba Mansur Ocağı dedelerinden Süleyman Metin, Alevi inancının özünün deyişlerde saklı olduğunu belirterek, “Yedi Ulu ozan dediğimiz sıradan aşıklar, ozanlar, şairler değil. Bunlar bu yaradılış sırrını, Hakk’ın varlığının insanda olduğunu, bir birliğin insanlarla tamamlandığını, insanı, Hakk’ı ispat edenin insan olduğunu, Ene’l Hak sırrının burada gizli olduğunu açıklayan insanlar” diyor.
Anıl Şahin’in bağlamasıyla, Ozan Sabri’nin ‘Mekteb-i İrfan’da El Verdim Ere’ deyişini çalıp seslendirmesinin ardından Süleyman Metin dede PİRHA‘ya yorumladı.
Mekteb-i İrfan’da el verdim ere.
Okudum Elif’i bir hesap çıktı
Üç huruf bir nokta geldi bir araya
Onu hesap ettim dört kitap çıktı.
“Sabri diye bir ozanımız, Batınî teknikle yazmış. Mekteb-î irfan’da el verdim ere. İkrar veriyoruz ya bir kişiye. Yol-Erkan’a girdiğimiz zaman bir rehbere, Pir’e, Mürşit’e ikrar veriyoruz, veyahut müsahip kardeşimize, evlendiğimiz zaman eşimize el veriyoruz. “Okudum Elif’i bir hesap çıktı.” Elif insanın vücudu. “Üç hüruf bir nokta geldi bir araya.” İnsanın, cenab-ı Hak kendi ruhundan insana ruh verdim diyor, yaradılış ruhu. “Üç elif bir nokta…” dediği erkekte ve kadında üreme organı olarak 3 ana damar var. Ne oluyor çocuk oraya bir cenin, bir nokta olarak geliyor. O noktaya girdiği zaman “Onu hesap ettim dört kitap çıktı” diyor. Yani ana rahmine çocuk düştü nokta şeklinde, büyüdü, başladım meydana çıktığı zaman dört kitap çıktı. Dört kitap dediği insanın başında kulak bir, göz iki, burun üç, ağız dört. Dört tane ana şey meydana çıkıyor. Bu dört kitaba karşılık.”
Mürşid-i Kâmil’den dersimi aldım
Men-aref sırrına erdim uyandım
Şu fani dünyayı bir kapı sandım
Meğer tekmil imiş dört kapı çıktı.
“Mürşid-i Kâmil’de dersimi aldım.” Kim öğretiyor bu konuyu. Uzman olan, Ledüni ilmini veyahut Batınî ilmini bilen kişi tarafından izah ediliyor kendisi. Senin yaradılıştaki sırrın budur diyor. “Men aref sırrına erdim, uyandım” men aref sırrı dediği yaradılış sırrı. İnsanın yaradılışta meydana gelen sırrını aldım. “Şu fani dünyayı bir kapı sandım, meğer tekmil imiş dört kapı çıktı.” İnsanın vücudunda dört ana madde var, dört kitaba karşılık. Su, ayrı kitap, hava ayrı bir kitap, toprak ayrı bir kitap, ısı ayrı bir kitap. Bunu dört kitaba da yorumlayabilirsin ama esas demek istediği senin vücudunun bu dört ana maddeden meydana geldiği.”
Gerçeği bir nurdan yarattı mabud
On iki kapıdır Âdem’de mevcud
Sabri der ki olmuşum ispat-ı vücud
Haydar kapısından bir cevap çıktı.
“Gerçeği bir nurdan yarattı mabud.” Allah insanı bir nurdan yarattı. Bu nurun yaradılış şekli. “On iki kapıdır Adem’de mevcut.” Yaradılış’ta 12 var, kutsal. Cenab-ı Hak 12 ruha kemerbest bağladı deniliyor. Sonra Tevrat’ta 12 ikrarlı kabilesi var, Musa peygamberin. İncil’de aynı şekilde İsa’nın 12 havarisi var, Zebur’da Davut ile Süleyman peygamberin 12 ikrarlı müsayip kardeşi var. Hz. Muhammed döneminde 12 imamlar var. 12 önemli gezegen var. 12 burç var ama bunların hepsinin Adem’e getirdiğin zaman Adem’den baştan başlayarak 12 tane önemli noktası var. Bunu Kaygusuz çok güzel anlatıyor. 12 kapıdır Adem’de mevcut. Yani o kâinatta var olan, kutsal olan o değerlerin hepsini getiriyorsun. Aslı insanda mevcut. Buna dayatıyor. “Sabri derki olmuşum ispat-ı vücut.” Benim vücudum kâinatın sırrını ispat ediyor zaten. “Haydar kapısından bir cevap çıktı.” Haydar kapısı dediği insan eğer Hak ile Haksa, onun ağzından çıkan kelime Hak kapısından, haydar kapısından çıkıyor. O da gerçeği açıklıyor.
“YEDİ ULU OZAN SIRADAN OZANLAR DEĞİLLER”
‘Mekteb-i İrfan’da El Verdim Ere’ deyişinden bir kitap çıkar” diyen Süleyman Metin dede, Alevi inancının özünün tamamen deyişlerde gizli olduğunu vurguluyor.
Metin, “Bu Yedi Ulu Ozan dediğimiz sıradan aşıklar, ozanlar, şairler değil. Bunlar bu yaradılış sırrını, cenab-ı Hakk’ın varlığını insanda olduğunu, bir birliğin insanlarla tamamlandığını, insanı, Hakk’ı ispat edenin insan olduğunu, Ene’l Hak sırrının burada gizli olduğunu açıklayan insanlar. Ama biz bunları türkü gibi dinlediğimiz için türkü gibi okuduğumuz için karşı taraf bir şey anlamıyor. “Sabri derki olmuşum ispat-ı vücut.” Neyi ispat ediyorsun? Özelliğini bileceksin ki ispat edebilesin. Önemsiyorum. Bu tür konularda hassastır Alevilik. Çok özenle işlenmesi gerekir” diyor.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.