PİRHA- Önceki dönem HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, okullara imam atanmasının sadece laiklik sorunu değil sınıfsal bir sorun olduğuna işaret etti. Piroğlu” Bu iktidar işçi çocuklarına sadece işçi kalma imkanı veriyor, okuma imkanları bitirildi” dedi.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından imzalanan, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)” kapsamında okullara “manevi danışmanlık” hizmeti adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanıyor. İlk olarak Eskişehir ve İzmir’de okullara atamalar yapılırken, proje kapsamında tüm illere buna benzer atamaların yapılması planlanıyor. Projeye eğitimciler, veliler ve demokratik kamuoyu tepki gösteriyor.
Önceki dönem Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu okullara imam atanmasına dair görüşlerini PİRHA’ya anlattı.
Konuşmasına seçim sonrası süreci değerlendirerek başlayan Piroğlu, “İçine girdiğimiz yeni dönemin ilk uygulamaları okul sistemi içinde kendini gösterdi. Erdoğan bir olağanüstü rejimi kalıcı kılma çabasında. Zaten seçime giderken herkes bu sürecin bir rejim oylaması olduğu iddiasındaydı. Cumhuriyet Halk Partililer bunun referandum olduğunu iddia ediyorlardı. Biz de bunun tarihin en kritik seçimlerinden biri olacağını hatta ben kişisel olarak sandık yoluyla hükümet değiştirme olasılığının ortadan kalkma olasılığının yüksek olduğunu düşünüyordum. Bu olasılık hala yüksek olarak duruyor” dedi.
“BÜTÜN FATURAYI YOKSUL HALKA ÇIKARDILAR”
AKP’nin seçimden galip çıktığını ancak çok ağır bir ekonomik sorunla yüz yüze kalındığını belirten Piroğlu, “Ciddi bir para arayışı söz konusu çünkü ekonomik problem çok üst boyutta. Verdiği sözler var; maaşlara zam yapacağız gibi. Bunun karşılığı olarak ÖTV’ye yapılan zamla beraber travmatik afiş bir zam devlet eliyle yapılmaya başlandı. Mehmet Şimşek’in deyimiyle rasyonel ekonomik politikasına geçtiler. Ama onların rasyonelliği ile bizimki aynı olmuyor. Bu, şu demek oluyor bütün faturayı yoksul halka çıkardılar” diye belirtti.
“SİYASAL BASKI DAHA DA ARTMAYACAK ZATEN ÜST BOYUTTA”
“Dolaylı vergiler dünya çapında en adaletsiz vergilerdir” diyen Musa Piroğlu, şunları kaydetti:
“Pratiği şudur; Petkim’in sahibi Ali Koç’la Petkim işçisi benzine aynı vergiyi verir. Bu ağır ekonomik yıkım, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tabanında huzursuzluğu arttıracak. Zaten AKP büyük şehirlerde oy kaybına uğramıştı. Biz bu büyük şehirlerde oy kaybı işini orta sınıf bakış açısıyla okuyoruz. Büyük şehir sanayi şehridir. İşçiler ve yoksullar tarafından bir oy kaybına uğramıştı. Doğal olarak kendi tabanını konsolide edecek bir dizi adım atma ihtiyacı var. Bunların başında da toplumsal olanın dinselleştirilmesi ve laik dindar ikileminin toplumsal mücadele içine sıkıştırılmak istenmesi arzusu var. Bu bir politik tercih, yeni bir şey değil. Benim iddiam şu ki siyasal baskı daha da artmayacak. Zaten üst boyutta gidiyor. Cumartesi Anneleri eyleminden tutun bütün hak arama eylemlerine karşı çok üst boyutta bir baskı var. Merdan Yanardağ kararı ortada. Gazetecilikten ötürü Kürt meselesine bakışla ilgili bir çizgi çizdi ama sosyal alanı daraltacaklar. Toplumsal alanın tarikatlar eliyle daha da daraltıldığı, devletin de onların hizmetinde peyder pey derinleştirdiği bir sürece gireceğiz.”
“LAİKLİK ELDEN GİDİYOR, ÜZERİNDEN BİR TARTIŞMA OLMAMALI”
Piroğlu, okullara imam atanması meselesinin sınıf bakışı açısı olmadan eksik değerlendirileceğini söyledi.
Piroğlu, “İlk adımlardan biri okul sisteminde atılıyor. Ben bunun yeni olmadığı iddiasındayım. Okul sistemindeki bu düzenleme 4+4’le başladı ve devam eden süreçte ‘imam hatipler kapatılsın’ tartışmaları vardı. Benim iddiamsa şuydu; devlet okullarının tamamının imam hatipleştirilmesi. Bunun arkasında bir mantık var. Biz bunu farklı bir yerden okur durumdayız. Meseleyi laiklik dindarlık sıkışmasına getirdiğimiz andan itibaren, ÇEDES’le beraber karma eğitimin de tartışıldığı bir dönemde laiklik elden gidiyor üzerinden bir tartışmaya girdiğimizde ne yazık ki Erdoğan’ın kendi tabanının konsolide olduğu, hem de bizim yanımızda durması gerken insanların karşımızda durduğu bir döneme girme olasılığımız yüksek. Bu söylem üzerinden kendi tabanımızı yeterince hareket ettirme olasılığımız da yok. Sebebi şu: Neoliberal ekonomi denen AKP iktidarının kayıtsız ve kesintisiz uyguladığı politikaların ana mantıklarından biri kamusal hizmetlerin tamamının özelleştirilmesidir. İkincisi ise üretimde teknolojinin gelişmesine paralel olarak bir avuç yetişkin dışında çoğunluğun bilgisiz, öğretimde vasıfsız işçi olmasına olanak veren bir sistemdir” diye konuştu.
“AKP İKTİDARI İŞÇİ ÇOCUKLARINA SADECE İŞÇİ KALMA İMKANI VERİYOR, OKUMA İMKANLARI BİTİRİLDİ”
Toplumda korkunç bir yoksullaşma olduğunu ifade eden Musa Piroğlu, şöyle devam etti:
“Bu yoksullaşma neredeyse bir toplumsallaşma yaşadı. Çalışanların neredeyse yüzde 70’i asgari ücret alıyor. AKP devlet okulu sistemini bitiriyor. Bizim tartışmamız gereken temel şey bu. ÇEDES meselesinde okullara manevi danışman adı altında imam gönderecekler. Bunları özel okullara yollamayacaklar devlet okullarına gönderecekler. Biz bu işi sadece laiklik olarak ele aldığımızda yoksulların çocuklarının dini eğitime tabi tutulup bilgiden mahrum bırakıldığı bir sınıfsal gerçeği görmezden geleceğiz. Böyle yaptığımızda da başka bir sorunla daha yüz yüze geliyoruz. ÇEDES’i salt laiklik üzerinden ya da okulların dinselleştirilmesi meselesini tartıştığımızda başka bir sorunla da yüz yüze geleceğiz. Bir laik dindar sıkışmasına gireceğiz. Bu aslında sınıfsal olarak orta sınıfla yoksullar arasında bir çatışmada bizi orta sınıfdan yana taraf yapacak ve şöyle bir ikilemle karşılacağız; bu laikler neden ÇEDES’e müdahale etmiyor diye soruyorlar. Çok basit. Çünkü orta sınıf çocuklarını devlet okullarına yollamıyor. Onların böyle bir yaşamsal sorunları yok. Yoksul Alevi mahallerinin sorunu, yoksul Kürt mahallerinin sorunu, yoksul Türk mahallerinin sorunu işçilerin ve yoksulların sorunu. Ve bu iktidar işçi çocuklarına sadece işçi kalma imkanı veriyor, okuma imkanları bitirildi.”
Dilan ŞİMŞEK- Zafer TAŞKIN/ İSTANBUL
İLGİLİ HABERLER:
-Veli-Der Şube Başkanı Aydın: Okullara imam atanmasına güçlü şekilde karşı koymalıyız-VİDEO
> -‘Okullara imam atanması bilimsel, laik eğitimi ortadan kaldırır’-VİDEO
> -‘Dincilik giderek kurumsallaşıyor, itirazları yükseltmek lazım’-VİDEO
> -‘İmamlar camilere dönsün, okulların psikolojik danışmana ihtiyacı var’- VİDEO
> -‘Hükümetin temel hedefi adım adım şeriata gitmek’- VİDEO
> -‘Okullara imam atanmasına karşı mitingler yapacağız, hukuki süreç başlatacağız’-VİDEO
> -‘Laiklik adına okullara imam atanmasına karşı ortak bir mücadele verilmeli!’
> ‘Okullara imam atanması herkesi Türk ve Müslüman yapma projesidir’-VİDEO
> ‘Eğitimin görevi inanç aşılamak değil, çocuklarınızı imamlara teslim etmeyin’- VİDEO
> ‘Şeriatı getiriyorlar, Türkiye’de ciddi şekilde laiklik kavgası verilmelidir’ -VİDEO
>‘Okullara imam atanması; siyasetin ilkokula, anaokuluna kadar inmesidir’
> ‘Türkiye Afganistan’a dönüşüyor, Alevi olmayanlar da bu projeye karşı çıkmalı’- VİDEO
> ‘Dindar-kindar gençlik yetiştirme projesi, herkesi mücadeleye çağırıyorum’-VİDEO
> ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefe ve ilkelerinin altına dinamit koymaktır’- VİDEO
> ‘Okullara imam atanmasıyla gerici bireyler yetiştirmek amaçlanıyor’- VİDEO
>‘Okullara imam atanması asimilasyondur, değerleri deforme eder’-VİDEO
> ‘Okullara imam atanması Alevi inancını katleder; çocuklarınıza inancımızı öğretin’-VİDEO
Yoruma kapalı.