Alevi Haber Ajansi

Reklam

AFA Başkanı Suzan Saka: Devletin Alevisi olmayacağız-VİDEO

PİRHA- Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Suzan Saka, federasyon çalışmalarını, AKP iktidarının cemevleri ziyaretlerini ve iktidarın Alevi sorununa yaklaşımını PİRHA’ya değerlendirdi. Suzan Saka, Alevi örgütlerinin ortak taleplerinin her alanda dile getirdiklerini dile getirerek, “Bizler devletin Alevisi değiliz, hiçbir zaman da devletin Alevisi olmayacağız” dedi.

AKP-MHP ittifakı Alevi kurumlarına yönelik ilgisini arttırıyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tartışmalı Hüseyin Gazi Cemevi ziyareti sonrası Kültür Bakanlığı’nın Alevi kurumlarının etkinliğine alternatif olarak düzenlediği etkinliğe katılarak, “Ülkemizdeki 1585 cemevinin tamamı ziyaret edilerek Alevi-Bektaşi vatandaşlarımızın 8 bin 740 talebi belirlendi. 5 bin 600’ü hızla karşılandı. Diğer taleplerle ilgili olarak İçişleri, Kültür ve Adalet Bakanlığımız çalışma yapıyor” dedi.

Reklam

Alevi çatı örgütlerinden Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Alevi Vakıfları Federasyonu (AVF), Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV), Alevi Kültür Derneleri (AKD) ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, ortak bir açıklama yaparak, “Alevileri asimile etmeyi hedefleyen devletin tutumu hiç bir dönemde, bu dönemde olduğu kadar gözü kara ve ideolojik bir hal almadı! Alevi toplumunun hükümetten ve Cumhurbaşkanından beklentisi nettir; İçimize oynamak değil, farklı kanatlarımızın ortak mutabakatıyla oluşturulmuş olan ortak taleplerimizin karşılaması, 85 milyon insanıyla anayasal hak ve yurttaşlık eşitliğimizin sağlanmasıdır. Burada bir kez daha ilan ediyoruz ki, betonla, çimentoyla, içimizden ayartılacak olanlara sağlanan dünyalıklar uğruna inancımızla oynanmasına, taleplerimizin saptırılıp geçiştirilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

Avustralya Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Suzan Saka, federasyon çalışmalarını, AKP iktidarının cemevleri ziyaretlerini ve iktidarın Alevi sorununa yaklaşımını PİRHA’ya değerlendirdi.

“BELEDİYENİN ABDALLARIN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMALIDIR”

PİRHA- Hacı Bektaş Veli Dergahı’nda izlenimleriniz neler oldu?

Açıkçası çok uzaktan gelip de Hacı Bektaş Veli kültür ve sanat etkinliklerine katılmak benim için çok onure verici bir şeydi. Özellikle buradaki Alevi örgütlenmelerinin içerisinde yer almak, onlarla beraber hareket etmek gurur vericiydi. Çok mutlu oldum.

Aynı zamanda buradaki toplumu görürken, izlerken, onların hünkara olan bağlılığını, her sene düzenli gelen özellikle Abdalları ilk defa görüyorum. Kendilerini çok büyük şaşkınlıkla ve gıptayla izledim. Çoğu sokaklarda kalıyor ve onlara falan hiç takılmıyorlar. O kadar itikatlılar. O anlamda hoşuma gitti.

Hacı Bektaş Belediyesi’nin bu anlamda buraya gelen ve maddi imkanları olmayıp da özellikle Abdal olan Alevilere yer ve yurt sağlaması gerekiyor. Sağlıklı koşullarda ziyaretlerini gerçekleştirmeleri için daha düzenli ve organize bir çalışmaya ihtiyaç var.

“ALEVİLERİN ORTAK TALEPLERİNİ HER YERDE DİLE GETİRİYORUZ”

-Avustralya’dan Türkiye nasıl gözüküyor?

Türkiye’de Alevi inancı tanınmıyor. Yüzyıllardır hem asimilasyona hem de katliama uğrama hali devam ediyor. Yurt dışında yaşayan Alevi örgütlerinin temel mücadele alanlarından biri ve bu hak mücadelesinin bir parçasıyız.

Bizler yaşadığımız ülkelerde demokratik anlamda haklarımız olduğu için kendi derdimizi, meramımızı anlatabiliyoruz veya resmi mercilerle görüşebiliyoruz ve Türkiye’deki yaşanan herhangi bir hak ihlali, Aleviler olsun, Kürtler olsun, LGBT+’lar olsun, kadın hareketi olsun, bu anlamda tavrımızı netleştiriyoruz. Ama tabii Türkiye’de devlet zaten ötekilleştirmeye çalıştığı ırksal ve inançsal gruplara doğal olarak yaşam hakkı vermiyor. Yaşam hakkı vermediği için de Alevilerin buradaki Alevi örgütlenmelerinin varlığı çok önemli ve onların kazanmış olduğu örgütlenmeleri sonucunda belki bizler bugün Hünkar Hacı Bektaş Veli Dergahı’na geliyoruz ve Alevilerin ortak taleplerini dile getiriyoruz.

Bunlar zaten insan hakları talebi. En başta eşit yurttaşlık istiyoruz. İkincisi Alevilerin inanç merkezleri cemevleridir diyoruz. Üçüncüsü laik bir eğitim, laik bir devlet istiyoruz. Sivas Katliamı başta olmak üzere diğer katliamlarla devletin yüzleşmesi gerektiğini ısrarla belirtiyoruz. Çünkü yüzleştiğin zaman barışırsın, yüzleştiğin zaman acıları sarmak için bir nebze de olsa elini uzatırsın. Ve tabii ki Sivas Madımak Oteli’nin de utançlık müzesi olmasını istiyoruz. Bütün bunlar hem Türkiye’deki hem yurt dışındaki Alevi örgütlerinin ortak talepleridir.

“ALEVİ ÖRGÜTLERİNE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”

-AKP iktidarının cemevleri ziyaretlerini ve Alevi sorununa olan yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Aleviler uyanık olmak zorundalar. Özellikle Alevilerin haklarını savunan Alevi örgütleriyle hareket etmek durumundalar. Çünkü şunu biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti devleti böyle bir geleneğe sahip. Şu an Cumhurbaşkanı’nın ziyaretini seçime yönelik bir yatırım olarak düşünüyorum. Alevi örgütlerine, hem Türkiye’de hem de yurt dışında bu anlamda Alevilerin kafasını açmak ve onlara liderlik yapmak açısından tabii ki çok önemli vazife düşüyor.

Alevilik başlı başına bir inanç olarak gören bizler kendi inancımızı, kendi kültürümüzü yaşayacağız ve bunun için de mücadele edeceğiz diyen bizler hükümetin ve diğer muhalefet partilerinin bazılarının dışında bırakarak bu tür söylemlerine kanacaklarına inanmıyorum. Sonuçta bizler devletin Alevisi değiliz, hiçbir zaman da devletin Alevisi olmayacağız.

“KENDİMİZİ ÖTEKİ HİSSETMİYORUZ”

-Avustralya’da Alevi kurumsallaşması ve hakları ne durumda?

Öncelikli olarak Avustralya sosyal bir devlet. Aynı zamanda da çok kültürlü bir ülke. Tabii ki orada da ırkçılıklar var ama benim gözlemlediklerim ve çıkarımlarımdan aldığım sonuca baktığımda Avrupa’ya göre ırkçılığın daha az olan ülkelerden biri. Dolayısıyla ben orada kendimi hiçbir zaman bir göçmen olarak hissetmedim. Kendi göçmen hissiyatımın dışında hissetmedim. Çünkü on beş senedir orada yaşıyorum. Aksanlı bir İngilizce konuşuyorum ve ben şu an orada Victoria hükümetine bağlı olmamakla beraber, beraber çalışan çok kültürlü bir kurumda Türkçe konuşan görevli olarak yer alıyorum.

Oradaki partilerle ilişkilerimiz iyi. Zaten bir toplum örgütü, biz demokratik kitle örgütüyüz ve aynı zamanda da cemevimiz var, Hallacı, Mansur Cemevi. İşçi Partisi’yle yakın ilişkilerimiz var zaten. Kendimizi öteki hissetmiyoruz orada. Bu çok önemli. Ötekilerin ülkesi, ötekiler yönetiyor, ötekiler yönetmeli. Evet, bir sürü halk var ve başka halkları tanıma fırsatımız oldu. Hacı Bektaş Veli’nin söylediği işte yetmiş millete bir nazarda bakmayı orada yaşıyoruz, orada görüyoruz.

“ORTAK ŞİARIMIZI GENİŞLETMEK DURUMUNDAYIZ”

-Yakın zamanda seçim olacak. Seçimler hakkında ne düşünüyorsunuz?

AKP topluma yoğun bir baskı uyguladı ve devam ediyor. Geziyi hepimiz hatırlıyoruz, dokunmadığı kesimler kalmadı. Bütün kesimlerin Türkiye’deki bu durumdan AKP seçmenleri de dahil olmak üzere rahatsız. Özellikle ekonomik anlamda ciddi sıkıtılar yaşanıyor. İşsizlik çok yüksek.

Türkiye özellikle kadınlar için, çocuklar için can güvenliği yok. İstanbul Sözleşmesi’nin anayasadan kaldırılmasıyla da iyice artan şiddet söz konusu. Bunların tekrar kazanılması mücadeleyle olacak. Gökten hiçbir şey zembille inmiyor, inmeyecek de. Dayanışmak zorundayız ve ortak şiarımızı genişletmek durumundayız.

Diren KESER-Rohat EMEKÇİ/PİRHA

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak