Alevi Haber Ajansi

‘ABD emperyalizmini ve siyonist İsrail barbarlığını halklar durdurabilir!’-VİDEO

PİRHA- Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Ortadoğu’da yükselen savaşa dair açıklama yaparak, “Emperyalist, kapitalist ülkeler İsrail ile birlikte Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiş durumda. ABD emperyalizminin bölgedeki vurucu gücü İsrail barbarlığını ancak bölge halklarının direnişi ve dünya haklarının dayanışması, mücadelesi durdurabilir. Dünyanın birçok ülkesinde liman işçilerinin, İsrail’in soykırımını durdurmak için grev ve eylemler yapması bu açıdan yol göstericidir” dedi.

Dersim Emek ve Demokrasi Platformu tarafından, Seyit Rıza Meydanı’nda İsrail-İran savaşına dönük basın açıklaması gerçekleştirdi.

“İSRAİL BARBARLIĞINI HALKLARIN DİRENİŞİ, DAYANIŞMASI, MÜCADELESİ DURDURABİLİR

EMEP İl Başkanı Ergin Tekin tarafından yapılan açıklamada, şunlara yer verildi:

“Emperyalist, kapitalist ülkeler İsrail ile birlikte Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmiş durumda. Her gün yüzlerce insan katlediliyor. Bu katliamları şiddetle ve nefretle kınıyoruz. Savaş ve çatışmalar bölgede hiçbir sorunu çözmeyecektir.

ABD emperyalizmi destekli İsrail yönetimi, geçtiğimiz hafta İran’ı hedef aldı. İsrail’in Gazze’de soykırıma imza atan Başbakanı Netanyahu, İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırının “günler süreceğini” ifade etti. Afganistan ve Irak işgalleriyle başlayan, Libya ve Suriye üzerinden ilerleyen emperyalist yıkım zincirinin son halkası İran oldu. İşgalci İsrail devletinin İran’a dönük ve saldırılarıyla başlayan fiili savaş ortamı bölge halkları için ölüm, geleceğimiz için tehdit oluşturuyor. İsrail’in fitili yakmasıyla, Filistin ve İran’da çok sayıda masum sivil hayatını kaybetti, milyonlarca kişi yaşadıkları yerleri terk etti. Pervasız saldırganlık ve soykırıma varan katliamlar nedeniyle nükleer savaş veya sızıntı riski artıyor.

İsrail bu barbarca saldırganlığında yalnız değil. ABD’nin başını çektiği emperyalist ülkeler bölgemizde istedikleri gibi at oynatabilmek için İsrail’i koruyorlar. İran’ın bölgedeki direniş kollarının kırılması zayıflatılması ABD-İsrail’in ortak eylemidir. Bu saldırı doğrudan ABD emperyalizminin bölge planının parçası olan saldırılar, eylemler ve katliamlardır.

AKP iktidarı bölgede ABD-İsrail planlarının taşeronluğunu üstlenirken içeride ise “iç cephe” tahkimatı adı altında kendisi için bir fırsat yaratıyor. AKP-MHP iktidarı şimdi kendisini bir “milli mutabakat hükümeti” gibi sunarak, gerici rejimin ömrünü uzatmak istiyor.  Bu ikiyüzlü dış politika, emperyalizmle kurdukları kirli iş birliğini gizleyemez!

Bir yılı aşkın süredir Filistin’den Lübnan’a halkın üzerine yağan bombalara sessiz kalan bu iktidardır. İsrail, suikastlar ve katliamlarla bölgede yeni bir yıkım süreci başlatmıştır. ABD ve İsrail’in yürüttüğü operasyonlar sonucu Suriye’de İslamcı bir rejim kurularak fiilen emperyalist denetim altına alınmıştır. İsrail’in pervasız saldırganlığı, bu uzun yıkım sürecinin ürünüdür. AKP, her aşamada bu yıkımın taşeronluğunu yapmıştır.

AKP İsrail’i sözde kınıyor ama daha geçen hafta, İsrail’e silah malzemesi taşıyan ‘VELA’ adlı geminin durdurulması çağrılarına kulak tıkadı. Mersin Limanı’nda saatlerce bekleyen ve 10 Haziran’da ayrılan çelik yüklü gemi, Aşdod Limanı’na varmıştı. İsrail’in, Gazze’ye yönelik saldırıları için göz boyan açıklamalar yapan AKP İktidarı diğer yandan da ticari ilişkilere devam ediyor.

AKP iktidarı, bağımlı olduğu ABD emperyalizminin bölgesel planlarının da bir parçası olarak İsrail’e uyumlu bir çizgide hareket ediyor. İçeride muhalefeti sindirmek için ‘yerli ve milli’ söylemlerine sıkça sarılan Saray iktidarı, özünde ABD emperyalizmine göbekten bağımlıdır ve İsrail ile ilişkilerini de bu işbirlikçi politika belirliyor.

ABD emperyalizminin bölgedeki vurucu gücü İsrail barbarlığını ancak bölge halklarının direnişi ve dünya haklarının dayanışması, mücadelesi durdurabilir. Dünyanın birçok ülkesinde liman işçilerinin, İsrail’in soykırımını durdurmak için grev ve eylemler yapması bu açıdan yol göstericidir.

İsrail saldırısına karşı çıkarken İran rejiminin baskıcı saldırılarına onay vermiyoruz. Jina Amini’yi katleden İran devletidir, yıllardır Kürtleri katleden İran gerici rejimidir. İran’ın bu baskıcı, despotik yönetimi, mollalar tarafından idare edilmesi saldırın gerekçesi yapılamaz. Molla rejimini devirmek, her halkın kendi gericilerini ve sömürücülerini devirme hakkı gibi, İran halkının hakkı ve görevidir. Son yıllarda İran’da gerek işçi hareketi gerekse de kadın ve gençlik hareketi gelişmekte ve güçlenmektedir. Yaptıkları açıklamalarla savaşın yıkımına ve emperyalist müdahaleye karşı çıkarken, mollaların diktatörlüğüne de boyun eğmeyeceklerini, mücadelelerini sürdüreceklerini tüm dünyaya ilan etmişlerdir. İran rejiminin baskıcı, sömürücü olması hiçbir emperyalist ve işbirlikçi ülkenin buraya saldırısını haklı kılmaz. Dış müdahaleler ile demokrasinin gelmediğini daha önceki birçok örnekte biliyoruz. İran’a demokrasi ve özgürlük başta İran işçi ve emekçilerinin, ilerici, devrimci kesimlerinin mücadelesi ve biz emek demokrasi güçlerinin enternasyonal dayanışması ile olabilir. ABD ve İsrail saldırganlığının sonuç verdiği, başarıya ulaştığı bir coğrafyada özgürlük, demokrasi olmaz.”

“KATİL İSRAİL DURDURULMALIDIR!

Ergin Tekin, talepleri şöyle sıraladı:

“-Katil İsrail durdurulmalıdır!

-NATO’dan çıkılmalıdır

-İncirlik ve Kürecik başta olmak üzere tüm ABD ve NATO üsleri derhal kapatılmalıdır!

-İsrail’le tüm askeri, ekonomik ve ticari ilişkiler kesilmelidir!”

PİRHA/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.